29 Ekim 2023

FRANSIZ DEVRİMİNİN 200. YILINDAN, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN 100. YILINA BİR YOLCULUK!..

 

Hayatımda Ulusal bir bayram coşkusunun en büyüğünü, en müthişini, tüylerimi diken diken edişini ne yazık ki bu ülkede değil 1989'da büyük bir tesadüf eseri, orada yaşadığım döneme denk geldiği için Paris'te Fransız Devriminin 200. yıl kutlaması olan 14 Temmuz 1989 gecesinde yaşamıştım. Fransızlar, dünyanın gidişini değiştiren bu devrimin 100. yılı olan 1889'da devrimin anısına Eyfel Kulesini yapmışlardı.

Yani 14 Temmuz 1989 aynı zamanda Eyfel Kulesinin de açılışının 100. yılı oluyordu. Yani iki bayram aynı anda kutlanıyordu. Geceye Şanzelize Meydanında birlikte başladığım kuzenim Serhat ve Selçuk arkadaşımla milyonları aşan insan seli altında bir süre sonra birbirimizi kaybetmiştik. İnanılmaz bir şenlik yaşanıyordu!.. Bu baş döndüren kutlamada ben sabaha karşı gözümü Paris'in en az 1.5 saat ötesinde bir banliyö istasyonunda açmıştım.

Oraya dilini bile anlamadığım Dünya halklarından insanlarla dans ederek, şarkılar söyleyerek ulaştığım çok açıktı. Kutlamalar için Fransa'ya milyonlarca turistin geldiği bir bayramdı bu!..

Fransızlar ezilen dünya halklarının önünde büyük bir ışık olan 1789 Halk Devrimine öylesine sahip çıkıyorlardı ki, bu inanılmazdı, zira iktidarda Fransa'nın gördüğü son gerçek Sosyalist Lider Francoise Mitterand vardı!..

1789 Fransız Devrimi, dünyada Sosyalizm düşünün ilk adımı olmuş, büyük bir halk hareketidir. 1981'de gözünü Selanik'te açan, sonrasında adım adım bir düşün peşinden koşup yeni bir ülke, yeni bir halk yaratma serüvenine girişen Devrimci lider Mustafa Kemal'in de, önündeki ışıklardan biri olmuştur mutlaka!..

Bugün 1989'daki o Sosyalist Fransa'nın esamesi kalmamış gibi gözükse de öylesine bir devrimdir 1789, rüzgarı yüzyıllar sonra bizi de yakalamıştır ama bu ülkeyi hazır konserve gibi bir günümüz toplumu ne yazık ki yitirmekte olduğu Laik, demokratik Cumhuriyetin kıymetini asla bilemedi!..

Bugün de istediğiniz kadar kendinizi kandırın 1989'da Fransızların sahip olduğu coşkuyu yaşayamazsınız, çünkü bu ülkede bir çılgın lidere destek olan kadar köstek olan da varken, Fransa'da gerçekleşen, dünyada sol düşüncenin kurulacağı günlere işaret fişeği atan bu devrimde ise liderden çok halk kitleleri vardı, bunu unutmamak gerekir, bu ülkenin bugün de en önemli sorunu bilinçli bir halk kitlesinin ne yazık ki asla oluşamamasıdır!..

Lafı çok uzattım ama, demem o ki, yüzü Batıya dönük olan Mustafa Kemal'in "Devrimci" ruhu ne yazık ki geniş halk kitleleri tarafından yaşatılamamış, geliştirilememiş, tam tersine, tersine devrim gücü yeniden eline geçirmiştir ve daha kötüsü yaşadığı ülkenin acı gerçeklerini yazanları, anlatanları asla sevmeyen, okumayan, hatta onlara kızan, sadece kendini kandırmaya sığınan bir halk, her 30 Ekim sabahı bu ruhu bir sonraki bayrama dek unuttuğu için ne yazık ki yeni bir yol ayrımının eşiğindedir.

Tarih açıktır, böyle kritik anlarda ya toplu cesaret hakim olacaktır ya da toplu teslimiyet, yani var olmak da, yok olmak da halkların elindedir, ama ortada bu gerçeği görebilen bir halk var mıdır, işte asıl soru budur?..

100. yıl kutlamaları sonrası düşünülmesi gereken bir soru budur!.. Bu topraklarda yaşanmış en büyük devrim olan 1923 Cumhuriyeti, içi boş hamasi laflarla, yapay zekadan fışkıran Atatürk fotoğraflarıyla değil, sorgulayan bir ruhla kutlamasını bilenlere KUTLU OLSUN!!!!

Mustafa Cihan Demirci (29 Ekim 2023-FOÇA)

(FOTOĞRAF: 1989-PARİS)




Hiç yorum yok: