DAMDAKİ MİZAHÇI
Genel kurulda yaptığım konuşma sırasında...
(Fotoğraf: Akdağ Saydut)
Sevgili DAMDAKİ MİZAHÇI dostları, 29 Kasım 2008 Cumartesi günü üyesi olduğum bir derneğin genel kurulundaydım... KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ Türk Mizah Dergiciliğinin 100. yılına denk gelen 1969 yılında Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk ve Ferit Öngören tarafından kurulmuş bir dernek. 1980 yılına kadar 11 yıl aralıksız çalışan dernek, 12 Eylül 1980 darbesinin ülkeyi dümdüz etmesi sırasında diğer derneklerle birlikte kapatıldı. 1984 yılında yeniden hayata dönüş yapan dernek 2008 yılında 35. Genel Kurulunu gerçekleştirmiş oldu.
Derneğin genel kurulu her yıl olduğu gibi Cağaloğlundaki Burhan Felek salonunda yapıldı. Uzunca bir süredir Metin Peker'in başkanlığındaki yönetimlerle çalışan derneğin bu yılki genel kurulunda da, Metin Peker'in listesi dışında herhangi bir liste ya da aday çıkmadı. Dernek genel kurulunda seçimler öncesinde söz alan başkan Metin Peker, genel sekreter Aziz Yavuzdoğan ve yönetim kurulu üyesi Akdağ Saydut, son bir yılın her anlamdaki özetini aktardılar salondaki dernek üyelerine. Genel kurulun divan başkanlığını bu yılda bu alandaki tek isim olan Veysel Donbaz yaptı. Daha sonra eleştiri-öneri konuşmalarına geçildi. Genel kurula bir kaç yıldır Almanya'dan kalkıp gelen Erdoğan Karayel'in ilk sözü aldığı eleştiri ve öneriler bölümünde Karayel'in dışında; Cihan Demirci, Mehmet Arslan, Muhittin Köroğlu, Hasan Efe, Ercan Akyol, Sema Ündeğer ve Cem Koç söz alıp konuştular. Ardından başkan Metin Peker eleştirilere ve önerilere yanıt verdi.
Genel kurulda yaptığım konuşmaya şu soruyla başladım: "Salondaki karikatürcüler arasında şu an mizah dergilerinde faal olarak çalışan çizer var mı acaba?" Bu soruya "Evet, var" şeklinde bir yanıt gelmedi. Zira zaten az olan dergi çizerleri, son bir kaç yıldır Karikatürcüler Derneğini hepten boşladılar. Karikatürcüler Derneğine, geçmişi dergi kökenli bir yazar-çizer olarak bende epeyce geç üye olmuştum. 1978'de çizerliğe adım atmama rağmen derneğe üye olup, faaliyetlerine katılmaya başlamam 1992 yılına gider. Bir dönem yönetiminde yer aldığım ve bu anlamda uzun sayılacak boyumun ölçüsünü de aldığım bir dernektir Karikatürcüler Derneği. Ancak şu an ülkemizde var olan yazar dernekleri ve örgütleriyle kıyaslayacak olursak, gene de onlara fark atar. Zira yazar dernekleri-örgütleri çok daha içler acısı bir haldeler. Hepsinden istifa etme noktasındayım. Atın diyorum atmıyorlar da... Zira hiçbir halta yaramıyorlar...Konuşmamda yazar derneklerine de üye olmuş bir çizer olarak onların yanında Karikatürcüler Derneğinin daha iyi kaldığından bahsettim. Tabii pek çok eksiği, yapması gereken pek çok şey var bu derneğin. 2009 yılının derneğin 40. yılı olduğu kadar, mizah dergiciliğimizin de 140. yılı olduğundan söz açarak yapılması gerekenleri aktardım. 2008 yılında ülkemizde karikatür sanatı adına yaşanan gerçeklerden yani karikatüre ve mizaha yönelik ağır baskılardan, dinci bir faşizm altında yaşadıklarımızdan örnekler sundum. 2008 yılı ülkemizde sansürün kaldırılışının 100. yılıydı ama özgürlükler anlamında 1908'den daha gerideyiz ne yazık ki... Bir yandan ömrümüzde görmediğimiz yoğunlukta bir iktidar baskısı altındayken, bir yandan da "iktidar gücü" haline gelen yandaş bir çizer portresinin karikatürümüze ne denli zarar verdiğini anlattım salonu dolduran dernek üyelerine...Derneğin bu anlamda yapması gerekenlere de değindim...
Genel kurul salonundan bir grup dernek üyesi çizer...
Cihan Demirci, Atay Sözer ve bize kitabını imzalayan Nuri Bilgin...
Genel kurulun sonunda ortaya çıkan seçim sonuçları...
Genel kurul sonrası artık adet olduğu üzere dernek üyesi çizerler Ahırkapı'daki Armada Otelde aldık soluğu... Soldan sağa; Devrim Demiral, Bülent Karaköse, Cihan Demirci ve Atay Sözer...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder