11 Eylül 2010

12 EYLÜL 1982'DE GIRGIR'DA YAYIMLANMIŞ; "12 EYLÜL ANAYASASI"NA KARŞI YAZILMIŞ İLK MİZAH ÖYKÜM...

Tarih: 12 Eylül 1982... Gırgır dergisinin fırtına gibi estiği dönemler...12 Eylül Anayasasının oylanmasına 2 aya yakın bir süre var... 12 Eylül'ü yapan askeri cuntanın yoğun bir baskıyla 12 Eylül Anayasasına "EVET" denmesi için postalını yırttığı günler, anlar, dakikalar yaşanıyor, darbe sıcaklığı süren, sıkıyönetim altındaki perişan Türkiye'de... 1978'de karikatürcülükle mizaha adım atmış henüz 20 yaşını bile doldurmamış, 19'sundan 20'sine yürüyen gepegenç bir mizahçıyım. 1978'de başlayan amatörlük dönemim 1981'de profesyonelliğe dönüşmüş, henüz yolun başlarındayım. O sıralarda Güneş gazetesinde mizah yazarı ve karikatürcü olarak çalışmaktayım. Ülkenin yüz akı "MUHALİF" mizah dergisinde ilk mizah öyküm yayımlanıyor. Adı: "DOLMUŞTAKİ ANAYASA"... O zamanın 8 kişilik dolmuşlarında oylanmaya giden Anayasayı aralarında tartışan ve gittikleri yolun sonunda o Anayasada var olmadıklarını gören 8 yolcunun ve bir dolmuş şöförünün hayal kırıklığı içindeki diyaloglarından oluşan bir mizah öyküsüdür bu. 

DAMDAKİ MİZAHÇINIZ, Cihan Demirci'nin 28 yıl sonra onurla-gururla bahsetmek durumunda kaldığı bir 12 Eylül Anayasası eleştirisidir... Oysa 12 Eylül darbesini izleyen günlerde ülkenin en kalburüstü gazetelerine-dergilerine bakın en ufak bir 12 Eylül dokundurması, eleştirisi göremezsiniz... Hatta "12 Eylül iyi ki oldu, tam zamanında oldu, hatta geç kalındı" türünde bir şakşakçılık çıkar çoğu gazetede karşınıza... Dönemin iyi gazetelerinden Milliyet internete tüm arşvini koydu, girin arşivine bakın 12 Eylül sonrasındaki sayılarına, acaba12 Eylül'e "HAYIR" diye bağıran bir tek kalem görebilecek misiniz?..



Aslında bu öykünün çok daha öncesinde 12 Eylül 1980 darbesinden sadece 5 ay kadar sonra Kadıköy'de hem askeri darbeleri, hem de sahte Atatürkçüleri eleştiren önemli bir karikatür sergisine bir meslektaşla birlikte imza atmış biriyim 12 Eylül'ün 30. yılına girerken ayıptır söylemesi... Tüm bunları yazmamın nedeni, 12 Eylül 1980 darbesiyle, ya da 12 Eylül 1982'de yüzde 90 "evet" oyuyla kabul edilen darbe anayasasıyla 30 yıl boyunca hiçbir derdi olmamış gerici-muhafazakar-liboş zihniyetin birdenbire 12 Eylül'ü "timsah gözyaşlarıyla" anımsamış olmasındandır. 12 Eylül 1980 darbesi sayesinde palazlanan, büyüyen, serpilen gerici-yobaz-faşist-liboş-tarikatçı zihniyet bugün çıkmış 12 Eylül'den hesap soracağını söyleyerek 3 gram beyni ve "satılık" olmayan herkesi güldürüyor. Bu ülke sürekli doğuran, en az 3 çocuk sahibi olma peşinde bir ülke, bu yüzden çok genç bir nüfusa sahip ve bu genç nüfus bırakın 12 Eylül 1980'leri daha dün ne yediğinden habersiz yaşıyor. İyi beslenemeyen, gereken gıdaları hem midesel, hem fiziksel, hem sosyal, hem de kültürel olarak alamayan korkunç düzeyde "CAHİL" ve "AÇIK AĞIZLI" bir toplumun söylenen her martavala donuk gözlerle bakarak "EVET" dediği bir ortamda bir genç mizahçı daha 19 yaşındayken yazabilmiş ve yayınlatabilmişti bu öyküyü, oysa bugün 32 yıllık bir çizer, 30 yıllık bir yazar olarak çok daha fazla BASKI ALTINDAYIM 2010 YILININ TÜRKİYESİNDE...


Bakın yanda; 18 Ocak 1981 tarihli Gırgır dergisinin 441. sayısının arka kapağında çıkmış bir karikatürüm... 12 Eylül darbesi sonrası ortalığı sarmaya başlamış "Sahte Atatürkçü"lerle dalgasını geçebilen bir karikatür bu. Bir başka "Sahte Atatürkçü" karikatürümü ise hemen altta görüyorsunuz. Bu karikatürde gene Gırgır dergisinde 1981 yılında yayınlanmıştır. 




Bu karikatürlerin çizeri henüz 18 yaşındadır... İstediklerimi 12 Eylül döneminde bile yazabilmiş, çizebilmiştim ben... Oysa bugün 12 Eylül döneminden bile daha büyük bir baskı altında istediklerimizi yazıp-çizemediğimiz bir süreçte, bir "EVET"le daha da karanlık uçurumlara sürekleneceğimiz bir süreç var önümüzde... Bugün 12 Eylül darbesine sallamak, atıp-tutmak çok kolay, çocuk oyuncağı... Ülkede askeri bir darbe ortamının zerresi yok artık... Ama AKP eliyle çatır çatır yürüyen bir SİVİL FAŞİZM DARBESİ var!.. KORKU TOPLUMU had safhada... Gölgesinden korkan insanlar yetişti son 30 yılda bu ülkede... Ezik, korkak, muhbir, iki yüzlü, sahtekar, rezil, satılık, insan kılığında çeşit çeşit yaratık... Kendileri "Eski Solcu" diye nitelenen göbeklerini AKP'yle büyüten aşağılık bir yazar-gazeteci-dandik aydın takımı medyanın her karışında... Bütün güç onların elinde... İktidar şakşakçısı hepsi... 68 parçadan oluşan yalaka ve yağdanlık takımı... Sadece onları görüyorsunuz medyada....Bizleri göremezsiniz ekranlarda artık, çağırmazlar... Çanak yalayıcısı değiliz çünkü... 12 Eylül'deki gibi gene sadece "Tek" ses istiyor bugünkü düzen... Gerçek ve namuslu muhalifler yok edildi bu yüzden.... Sivil bir faşizm altındayız... Kitaplarımız basılamaz hale geldi... Zaten yetersiz olan yargı şimdi bu dandik anayasa maddeleriyle tamamen yok ediliyor, yani boğazımız hepten sıkılıyor...

Bir kez daha altını çizelim ki; Türk halkının 1982 yılının 7 Kasım'ın yüzde 91.4 oyla EVET DEDİĞİ 12 EYLÜL ANAYASASINA GIRGIR'DA YAYIMLANMIŞ MİZAH ÖYKÜSÜYLE HAYIR DİYEBİLMİŞTİM ZAMANINDA... Ne yazık ki henüz yaşım tutmadığı için 1982 Kasım'ındaki referandumunda Anayasaya "HAYIR" oyu kullanma olanağım olmamıştı...


2007 yılında yazdığım ve çalıştığım yayınevlerinin basmaya ne yazık ki çekindiği ve sonuçta binbir güçlükle yayımlayabildiğim "RTE GARANTİLİ FIKRALAR" kitabım piyasaya çıktıktan kısa bir süre sonra derdest edilip yok edildi ve yayınevi hiçbir açıklama yapmadan bu siyasi fıkra kitabımı bir daha basmadı... Oysa bu kitapta kimseye en ufak bir hakaret yoktu, sadece mizah yoluyla "ince" eleştiriler vardı. Gelinen nokta 12 Eylül'den bile beterdir ama bu yolu açan da 12 Eylül düzenidir, bugünkü iktidara zamanında kımrızı halı döşeyen zihniyet 12 Eylül'le kendini bulmuştur bu ülkede... Şimdi bu zihniyet 12 Eylül'e; sırf kendi "sivil dikta" yolu açılsın diye fasülyeden karşı çıkıyor. Kargalar gülecek durumda değil ama zavallı halkımız ve solla hiçbir ilişkisi kalmamış ve aslında asla olmamış o "Eski Solcu" bozuntuları, rantçı liboş takımı kargalardan beter haldeler... 30 yıl geçtikten sonra hesaplaşmanın hiçbir boka yaramayacağı, ülkeyi çoktan bitirmiş o rezil 12 Eylül düzeni bizi 13 Eylül günü de bekliyor olacak, hele hele bir de "EVET" çıkarsa sandıktan vay o zaman HALA "ONURUYLA" İNSAN KALMAYA ÇALIŞANIN HALİNE...

Cihan Demirci


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

CİHAN DEMİRCİ'NİN
12 EYLÜL YAZISI
ODATV'DE...

DAMDAKİ MİZAHÇINIZ Cihan Demirci'nin yukarda okuduğunuz yazısı ODATV adlı haber sitesinde de yayımlandı. Haberin link adresi şöyle:

Hiç yorum yok: