25 Şubat 2009

YAZIYOR...
-------------------------------
EN İYİ SEÇMEN
"ÖLÜ" SEÇMEN Mİ?
Sevgili “Damdaki Mizahçı” dostları bulunduğum dama dumanlar ulaştı... Bedava dağıtılan kalitesiz kömürün kokusu genzime kaçtı… Bu koku acayip kafa yapıyor. Derken bu dumanlar birden bire bambaşka dumanlara dönüşüyor… Dam üstünde giderek gözlerim dalıyor… Dumanla haberleşilen yıllara gidiyorum… Bir Amerikan film şeridi canlanıyor adeta gözümde… Gözünü hırs bürümüş Beyazlar, Kızılderililerle savaşıyor… Amerikalı beyaz komutan, teslim aldığı Kızılderili liderinin kendini; “Tosawi, iyi Kızılderili” diye tanıtması üzerine bakın ona en tepeden pozunu takınarak, ne diyor: “Gördüğüm tek iyi Kızılderili ölü bir Kızılderilidir!”
Şimdi diyeceksiniz ki, buralara da nerden geldin… Yerel seçimlerden desem…Ne alaka diyeceksiniz belki ama… Seçmen listelerine baktığımızda bizim ülkemizde de gördüğümüz en iyi seçmen “ölü” seçmen sanırım… Sonuçta n’olursa olsun “gıkı” bile çıkmıyor… Şimdi yaşayanın çıkıyor mu diyeceksiniz. Ben de size “O gerçekten yaşayan mı, emin misiniz” diye sorarım o zaman…:))

Seçmen listelerinin “ölü” seçmen kaynaması damları mesken tutmuş, Zırvana yolundaki hınzır bir mizahçının aklına neler getirmedi ki… Şimdi her canlının bir gün yatacağı yer olan az ilerdeki mezarlığa kulak veriyorum. Bakın ne tür diyaloglar geliyor kulağıma…

- Değerli ölü arkadaşlar merhabaaa… Sesim geliyor muuuuu? Ses kontrol bir kiiiii… Bir kiiiiiiiii… Bendeniz rahmetli eski muhtarlardan Kinyas İkametgahoğulları… Mevta arkadaşlar; pek sanmıyorum ama acaba içimizde seçmen olmayan var mıııı?.. Ses çıkmadığına göre hepimiz seçmeniz demek… Güzeeel… Umarım haberiniz vardır. Seçmen listelerini kontrol etmemiz için gereken süre Ocak sonunda doldu…
Mevta muhtarımızın bu sözleri üzerine mezarlıktan sesler ardı ardına yükselmeye başlıyor:
- Muhtarım sen ne diyorsun yaaa, ben seçmen olmak bir yana, her seçimde sandık başkanı yazılıyorum…Gerçi bizim sandığa gelenler, ölü görmüş gibi olup, korkudan oy kullanamıyor o yüzden çok az geçerli oy çıkıyor ama n’apiim suç bende mi kardeşim?.. Kalkıp, tabut başkanı yazacağına sandık başkanı yazıyorsun bizi…
- Yook muhtarcım yoook… Biz mevtaların üzerine bu defa çok geldiler, o yüzden ben bu defa üzerimdeki ölü toprağını atıp geçersiz oy kullanıcam valla!..
- Haklısın be canım kardeşim… Ben sandığa gitmeyi zaten düşünmüyorum… Geçen seçimde zar zor gittik, geriye döndüğümüzde kalan kemiklerim günlerce ağrıdı yaaa!..
- Arkadaşlar böyle yapmayın… Mevta da olsak madem seçmen listesindeyiz, bu ne demektir. Büyüklerimiz bizi adam yerine koymuş, o yüzden sandığa gitmeli oy kullanmalıyız… Örneğin, ben yaşarken kaç kez seçmen listesinde adımı bulamamıştım ama şimdi öyle mi?... Bir öldüm, bakın son 3 seçimdir adım hep seçmen listesinde… Böyle giderse ilerde “en iyi ölü seçmen” seçilme durumum bile olabilir…Sahi bizi seçmen yapıyorlar da, neden belediye başkan adayı ya da muhtar adayı yapmıyorlar… Bizlerin asıl bunun üzerine gitmemiz lazım…
- Çok haklısın ölü kardeşim… Her gün rahmet okunan bir mevta olarak ben artık sadece seçmen olmakla yetinmek istemiyorum. Bizi seçmen yaptıkları gibi, seçilen de yapmalılar… Ben de belediye başkanı, il genel meclisi üyesi, muhtar olmak istiyorum… Eksiğim olmadığı gibi, yaşayanlara göre “rahmet” fazlam var!..
- Sana aynen katılıyorum mevta bey kardeşim… Her canlının bir gün ölümü tadacağı gibi, her ölü de bir gün belediye başkanlığını tatmalı!.. Ne var yani, ölüysek rant duygumuz da ölmedi ya!..
- Arkadaşlar ilk kez seçmen listelerinde bu kadar kalabalığız. “Bak ölümü gör” diyerek birbirimize ölümüne güç vermeli, aramızdan ölü belediye başkanı, ölü muhtar seçmeliyiz. Örneğin beni seçerseniz; ilk işim çok katlı mezarlıklar yaptırmak olacak… Bu proje yıllar önce gündeme geldi ama sonra rafa kalktı. Çok katlı mezarlıkla bile yetinmemeliyiz, şahsen ben “kefen bezi reyonu” bile olan, alışveriş merkezli mezarlıklar düşünüyorum… İçinde asma kat, pardon asma bahçeleri olmalı… Havuzlarından zemzem suyu akmalı…
- Yeter ki sen aday ol, benden sana aile mezarlığımızın bütün ölü oyları garanti be mümin kardeşim!..
**********
Geldiğimiz trajikomik vaziyet bu… Artık bir mevtanın 40’ı çıkmadan seçmen listesinde adı çıkabilir mi, bunu konuşmak durumundayız. Eğer benim gibi dama çıkmış, hayata oradan zum yapan bir mizahçıysanız aklınıza pek çok soru düşüyor…Yaşayan pek çok insanın seçmen bile olamadığı ülkemizde, acaba önümüzdeki seçimlerde en azından mevta seçmenlere bir kolaylık olsun diye mezarlıklara da sandık konabilir mi? Yakında mezarlıklarda da seçim propagandasına izin verilecek mi? Bazı belediye başkan adaylarının kefenin cebi yok diye seçmen mevtalar için özel cepli kefen yaptırdığı doğru mu? En iyi oy ölü oy mu? Yerel seçimlerde açılan sandık sayısı, açılan tabut sayısını geçebilecek mi? En fazla merak ettiğim de şu; Televizyonlar önümüzdeki yerel seçimlerden “canlı” yayın yaparken biraz zorlanmayacaklar mı?
Bu akla ziyan ülkede, aman sağlığınızın kıymetini iyi bilin diyorum sevgili okurlar… Zira gördüğünüz gibi sadece bu dünyada değil, öbür tarafta da seçmen olma derdi bizi bekliyor…En azından orda seçmesek, orda kazık yemesek diye umutlananlar için hiçte hoş bir durum değil bu…
Bu ülkede canlı ya da ölü olmanız fark etmiyor, her şekilde seçmenliği tadıyorsunuz, ama bu arada işin acı gerçeği, asıl seçen asla siz olmuyorsunuz!..
Bir başka "DAMDAKİ MİZAHÇI" yazısına dek; aklımızda hayırlısı neyse o olsun, dam üstünden GÜLEKALIN!..
DAMDAKİ MİZAHÇINIZ
CİHAN DEMİRCİ

Hiç yorum yok: