23 Nisan 2006

İMGE-ÖYKÜLER DERGİSİNE
'DAMDAKİ MİZAHÇI'YA
MİZAH ÖYKÜSÜ
YOLLAYANLARIN BİLGİSİNE!

İmge-Öyküler adlı, iki ayda bir yayınlanan öykü ve eleştiri dergisi, bir kaç kez ertelemeden ve uzun çalışmalardan sonra 2005 yılının Şubat ayında merkezi Ankara’da bulunan İmge Kitabevi tarafından yayınlanmaya başlamıştı. Derginin yayın yönetmenliğini üstlenen sevgili Özcan Karabulut dostumuz, derginin kadrosunu kurarken Türk Edebiyatından çok zengin bir yelpaze oluşturmuştu doğrusu. Ancak 192 sayfalık dergi bir kaç sayı sonrası 128 sayfaya inince, bunca yılın dergi deneyimiyle tehlike sinyallerini almıştık...

*****

Bendeniz de “DAMDAKİ MİZAHÇI” başlıklı yazılarımla İmge-Öyküler’in kadrosunda, keyifli yazılar yazıyordum, bugüne dek edebiyat dergilerinde pek de adam yerine konulmayan mizah edebiyatımız üzerine… Üstelik bir “edebiyat” dergisi için hiçte fena sayılmazdı satışı… Birinci yılını henüz doldurmuştu ve henüz 7 sayı çıkmıştı… 8.sayının yazısını bile yazmıştım ki, sevgili Özcan’dan bir mail aldım, yayın yönetmenliğinden ayrıldığı bilgisini iletiyordu. Daha sonra derginin İstanbul temsilcisi Gökçe Gökçeer arkadaşımızla konuştum. Ülkemiz dergiciliğinde ne yazık ki çok sık yaşanan ve artık kanıksanan, tatsız bir durum, henüz kendini yeni yeni tanıtmaya başlayan, okurun daha yeni yeni keşfettiği bu dergiyi de 8. sayı öncesi yakalamıştı. Söylenen derginin şimdilik yayınına ara verdiğiydi. Yani; yayın şimdilik dondurulmuştu. Oysa dergi tam da oturmaya başlıyordu. Yani yayına ara verilecek zaman değildi. Buna; kapanma denirdi, işin gerçeği…

*****

İlk sayılarda Özcan’la konuştuğumuz bir projeye 5. sayıdaki duyurumla daha yeni başlamış ve “MİZAH ÖYKÜSÜ” yazanlara, öykü denemelerini İMGE ÖYKÜLER’e yollamalarını istemiştim. Hatta 7. sayıda, onlarla diyaloğa geçmiştim ki dergi gümbürdedi… Özellikle “edebiyat” dergilerinde çok sık yaşanan bu vaziyet, ne yazık ki en çok işini ciddiye alan yazarları vuruyor.

*****

Bana mizah öyküsü yollayan yazar ve yazar adayı arkadaşların (Tam: 18 kişidir) adlarını şimdi burada sıralamak istiyorum:

Suavi Kemal Yazgıç, M. Fırat Pürselim, Can Doğaner, Tuncay Bilecen, Feryal Tilmaç, Mustafa Kayacan, Emre Tansu Keten, Sema İpek Gündüz, Ertan G. Çetin, Asu Karahan, İlker Gürpınar, Tolga Yıldız, Serhan Aktel, Emel Çalık, Aytaç Tümer, Ayten Kaya Görgün, Merih Günay, Gaye Ece…

*****

Ayten Kaya Görgün'den gelen mail...

10 yıldır dergilere yazı gönderdiği söyleyen Ayten Kaya Görgün arkadaşımız mailine şöyle başlamış:

“Hey damdaki mizahçı orada mısın? Fazla zamanını almamak için hemen konuya giriyorum. Ben Ayten Kaya Görgün, size İmge Öyküler için, öykülerimi göndermiştim. Sabırsızlıkla beklediğim dergi bundan böyle çıkmayacak diye dedikodular aldım. Hem derginin çıkmayacağına üzüldüm ben de açıklama yapılmadan (en azından okuyucu olarak bir açıklamaya hakkımız olduğunu düşündüm.) biz imge kitapta çalışanlarından tam da dedikodu mahiyetinde duyduk...”

Ayten Kaya Görgün'ün okuduğum öykü denemelerinde mizah kumaşı var ama dili henüz yeterli görünmüyor, anlatım sorunları yaşıyor ve Türkçe hakimiyeti sınıfı pek geçemiyor, zaten pek çok arkadaşın ortak sorunu bu: “Türkçe zayıflığı”…

Berbat bir eğitim sistemi içinde debelendiğimiz için, günümüzde kendi diline hakim olamayan, daha sözcükleri bile doğru yazamayan bir kuşak oluşmaya başladı. Aslında bu tür dergiler zaten biraz da bunun için var olmuyor mu?.. Gerçi bir var olup, sonra da anında yol oluyorlar ya, neyseee!.. Arkadaşlar, mizah öyküsü ya da yazısı çok kolay yazılır gibi görüldüğü için aslında en zor olanıdır bence... Mizah, dille oynamak için en sıkı alandır, dille oynamanın er meydanıdır ama dille bir canbaz gibi oynayabilmek için önce dil ustalığı, dile hakimiyet ister ki bana gelen öykülerdeki en önemli sorun sanırım burada.

*****

Kısacası arkadaşlar, merak etmeyin öyküleriniz emin ellerde!.. Öykülerinizi bir dosyada saklıyorum... Umarım, çok yakında başka bir dergide, “mizah öyküsü” yazan arkadaşlarımızla yeniden buluşma imkanımız olur. Tam da topa vuracakken, hakemin düdük çalması hiç hoş olmadı farkındayım ama bu gelişme “DAMDAKİ MİZAHÇI”yı da sizin kadar üzdü, inanın… Umarım, yıllardır çıkartmayı planladığım, aylık-mizah dergisi projesi gerçekleşir de, mizah öyküsü hak ettiği yeri o dergide alır…

Mizah öyküsü yazan arkadaşlar, aloooo, size sesleniyorum, ses bir-kiiii bir-kiiii, evet ne diyorduk; “DAMDAKİ MİZAHÇI” ile bağlantıyı kopartmayın, bu blog site buluşma noktamız olsun… Gün doğmadan daha ne dergiler doğar, ne de olsa burası dergi manyağı bir ülkedir, merak etmeyin!.. Bu noktada asıl önemlisi, dergiler doğsun doğmasına da daha emeklerken ayrılmasınlar aramızdan!..

İletişim için mail: damdakimizahci@gmail.com

Hiç yorum yok: