21 Nisan 2006

GAZİPAŞA’DA ENGELLERE İNAT KEYİFLİ BİR KİTAP ŞENLİĞİ!
Gazipaşa Kültür Sanat ve Kitap Şenliği 17-18-19 Nisan 2006 tarihlerinde, Antalya’nın en uçtaki ilçesi olan Gazipaşa’da yapıldı. Gazipaşa’da “ilk kez” böyle bir şey oluyordu ve Gazipaşa ilk kez “yazar” ve “kitap” yüzü görüyordu… DAMDAKİ MİZAHÇI'nız Cihan Demirci de bu şenliğin konuklarından biri olarak oradaydı… Neler, neler mi oldu?.. Gelin anlatalım…

Antalya’nın bir ucu Kalkan ve Kaş’tır… Doğrusu o ucunu iyi bilirim ve yıllardır düzenli giderim. Eh öbür ucunda da yolum Alanya'dan ötesine düşmemişti 16 Nisan 2006'ya dek... Alanya'dan ötesi neresi derseniz; GAZİPAŞA... Antalya’nın Mersin’e komşu diğer ucu Gazipaşa ilçesi… Bugüne dek Antalya’nın neredeyse tüm ilçelerini hem turist hem de yazar-çizer kimliğiyle gezmiş biri olarak başta da dediğim gibi yolum ilk kez GAZİPAŞA’ya düştü… Zaten sadece benim ilk gelişim değildi, Gazipaşa’da öğrendiğimize göre, ilk kez yazarları ve kitaplarını ağırlıyordu… Sevgili yazar dostum Aydoğan Yavaşlı ve eşi Melahat Yavaşlı, İzmir üzerinden, ben de İstanbul üzerinden 16 Nisan Pazar günü Gazipaşa’ya ulaştık…Gazipaşa’ya giderken şöyle bir düşündüm de tren hariç tüm ulaşım araçlarına bindim diyebilirim… Deniz otobüsü, taksi, dolmuş, uçak, minibüs ve otobüs gibi…

Gazipaşa belediyesinin katkısıyla gerçekleşti…
Gazipaşa Kültür-Sanat ve Kitap Şenliği 17 Nisan Pazartesi günü, 16.30 civarında, bu etkinliğe omuz ve destek veren Gazipaşa Belediyesinin gencecik başkanı Cemburak Özgenç tarafından yapılan konuşmayla açıldı… Şenlik, Belediyenin oldukça geniş fuar alanlında yapılıyordu… İnsanın karşısında henüz 33 yaşında, genç ve dinamik bir belediye başkanı bulması çok hoş bir vaziyetti doğrusu… Malumunuz bizim ülkemiz insanlarını bir yerlere getirmek için genellikle yaşlandırır ve posasını çıkardıktan sonra getirir o yere… Başkan Cemburak Özgenç, içten ve samimi bir tavırla ilk kez böyle bir şenlik yaptıklarını ve bu yüzden pek çok acemilik ve eksiklikleri olduğunu söyledi ki, bu da bir başka hoşluktu doğrusu…

Bizlerin bu şenliğe katılmasına yardımcı olan Antalya Kybele Kitabevi sahibi Meliha Türk de, kardeşi Zeki ile bu şenliğin kitapçılarıydılar… Şenliğin ilk günü, Gazipaşa’dan yetişmiş şair Vedat Sümbül’ün ilçesine borcunu öder gibi gerçekleştirdiği şiirli söyleşisiyle başladı. Daha sonra; Vural Savaş ve Yılmaz Dikbaş’ın arka arkaya söyleşileri ve Köy Enstitülerini anma toplantısı, plaket töreniyle ilk gün son buldu.

Gazipaşa’da da Karadeniz Ereğli benzeri durumlar!
İlk günün akşamı Belediyenin Deniz Tesislerindeki (Bir diğer adı da; Oba imiş) yemek sırasında, ilk kez tanıştığım (daha doğrusu tanıştırılmadan tanıştığım!) Yılmaz Dikbaş’la biraz konuşma ihtiyacı hissettim. Vural Savaş da, Yılmaz Dikbaş da uzmanlık alanları gereği “AB” yi konuşmuşlardı söyleşilerinde. Şahsen benim AB diye bir derdim yok!.. Ne bizim AB’ye girme derdimizin olduğunu, ne de bizi almak isteyen birilerinin bulunduğuna inanmadığım için bu konudan başka “ulusal” derdi olmayanları da pek tanımlayamıyorum!.. Hele hele, sürekli bu konuyu didiklieyerek karışık kafaları daha da karıştırıp, sadece kitap rantı için bu işe soyunanlara da pek sıcak bakmıyorum. Çünkü benim için şu anda ülkenin elden gitmekte olan Cumhuriyet rejimi, altımızdan koca ülkeyi kaydıran AKP iktidarının ülkeye verdiği kolay kolay onarılmaz zararlar, AB’den filan çok daha önemli... Yemek sırasında öğrendik ki, Sayın Dikbaş’ın AKP gibi bir derdi de yok, kendisi ülkede herhangi bir “gerici” tehlike de görmüyor anladığım kadar. Anladığım kendisinin tek derdi var, o da AB’ye karşı olmak. Oysa biz Gazipaşa’ya bu tür başlıklardan çok okullarda çocuklarla buluşup, onlarla söyleşi yapabilmek için gitmiştik… Ancak gittiğimiz anda öğrendik ki bundan bir ay önce Karadeniz Ereğli de sevgili Aydoğan Yavaşlı ile yaşadığımız “sabıka kaydı” vakasının bir benzeri burada da karşımıza çıktı!.. (Anımsamak isteyenler; bu blogtaki Karadeniz Ereğli yazılarına bakabilirler) İlçenin kaymakamına belediye tarafından tüm bilgiler önceden iletilmiş olmasına rağmen, ilçe milli eğitim müdürü ve kaymakam okullardaki ekinliklere izin vermediler…
Yoksa biz 17 Nisan Pazartesi sabahı, daha şenlik bile başlamadan bir ilköğretim okulunda alacaktık soluğu… Ama olmadı… 17 Nisan Pazartesi gecesi gerçekleşen girişimlerle, Salı günü aynı okula o da sadece kitap bağışlama nedeniyle gidebildik… İlçenin Gazi Mustafa Kemal adını taşıyan ilköğretim okuluna, belediyenin ve duyarlı esnafın bağışladığı kitapları okul müdürüne teslim ettik ve okulun salonunda kısa bir söyleşi gerçekleştirdik Aydoğan Yavaşlı ile. Ne de olsa yazarlar, okulda çocuklara fazla yaklaşmasın gibi sözler gelmişti kulağımıza!.. Eee yazar dediğim şimdilerde silahtan bile tehlikeli hale geldi ne de olsa…İlçede öğretmenlik yapmış olan yazar Hikmet Özkaya da bu kısa söyleşi de bizimleydi…
Aydınlık yüzlü öğrenciler arasında...
Şenliğin 2. günü, pek de keyifli geçmeyen bu okul etkinliği(!) sonrası fuar alanında aldık soluğu ve önce öğrencilere, sonra da her yaş kesimine iki ayrı söyleşi gerçekleştirdik Aydoğan Yavaşlı ile… Gazipaşa’da öğretmenlik yapan yazar K. Çetin Köyoğlu da söyleşisiyle katıldı ikinci güne… Sonrasında fuar alanını doldurmaya başlayan, ağırlıklı olarak kız öğrencilerle kitap imzalama sırasında keyifli söyleşiler gerçekleştirdik… Okullara gitmemiz burada da engellenmişti ama, Gazipaşa’nın birbirinden aydınlık yüzlü öğrencileri bizi şenlik salonunda yapayalnız bırakmamış, oluk oluk akıyorlardı. Bozulan moralimizi de onlar düzelti… Gökçe Ezgi gibi öğrenci arkadaşlar, birbirinden güzel yağlı boya ve suluboya resimleriyle bu etkinliğe katılan lise son öğrencisi Elif arkadaşımız ve diğerleri…
Şenliğin 3. günü Gazipaşa’da öğretmenlik yapan sevgili Mehmet Yıldız bize ozan ve saz ustası yanını gösterdi fuar alanında, ney sanatçısı Mehmet Metin ile birlikte gerçekleştirdiği etkinlikte… Ardından Hikmet hanım (Hikmet Özkaya) çocukları masal dünyasına götürdü…
Ve şenliğin finali, belediyenin karşısındaki meydanda gerçekleşen konserle gerçekleşti. Halk ozanı Ali Ekber Eren, sazını ve sözünü konuşturdu bu konserde, ondan önce sahne alan Mehmet Şükrü Acar, yörenin yetiştirdiği renkli bir saz sanatçısıydı…Doğrusu bu konserde dikkatimi çeken yöre insanının Akdenizli coşkusuna sahip olmadan, daha çok çekirdek çıtlatarak, epeyce sakin bir şekilde konseri takip etmesiydi...
İlçeden sıcak yüzler…

Şenlik boyunca, belediyenin halkla ilişkiler bölümüne yeni adımını attığın söyleyen sevgili Kemal Yılmaz bizi yalnız bırakmadı. Belediye başkanı Cemburak Özgenç, onca koşturmaca sırasında her fırsat bulduğunda yanımızda aldı soluğu. Kendisini Bartın’ın usta belediye başkanı sevgili Rıza Yalçınkaya’ya benzettim doğrusu… Sevgili Mehmet Yıldız’ın ve Çetin Köyoğlu’nun öğrencileri, onların da özel çabalarıyla özellikle fuara geldiler…ADD ilçe başkanı Erhan bey ve yardımcısı Erdoğan bey de yanımızdaydı. İlçenin Cumhuriyet İlköğretim Okulu ve İstiklal İlköğretim Okulu şenliğe ilgi gösteren okullar arasında ilk iki sırayı aldı… Lise öğrencisi arkadaşlarla da gruplar halinde söyleştik fuar alanında… Şenliğin son günü; akşam üstü Gazipaşa Eğitim-Sen’i de ziyaret edip öğretmen arkadaşlarla fikir alışverişinde bulunduk… Mehmet Yıldız’ın eşi Fatma hanımın ve son gece, son anda karşımıza çıkan Kuddusi ve Zehra öğretmenlerin içten ve samimi halleri, bu insan kirliliğinde umut oldu bir anda… Keşke birbirine sürekli “Gülüm” diyen çiftler daha çok olsaydı ülkemizde… Bizi deniz tesisleriyle, fuar alanında taşıyıp duran belediyede görevli sürücü Necati arkadaşımız 20 Nisan Perşembe sabahı Gazipaşa’dan ayrılırken de yanımızdaydı… İlçede yemek yediğimiz “Tadım” restoranın birbirinden leziz yemeklerinden ve güzelim kabak tatlısından bahsetmezsek Arnavut kökenli dostlara da ayıp olur zannımca!..
Kendini korumuş bir ilçe...
Antalya’nın 45 dakika ötesindeki turizm merkezi; Alanya ile hiçbir ortak noktası olmayan, kendini fazlasıyla korumuş, turizmden uzakta seyrettiği her halinden belli olan ilçesi Gazipaşa’dan pek çok yerde hızla yitip giden bize özgü “sıcak” insan hallerine şahit yazılarak ayrıldık sevgili Aydoğan ve Melahat Yavaşlı ile…
Okullara gitmemizi engelleyen zihniyet sadece engellemesiyle kaldı. İyi niyetli bir belediye vardı Gazipaşa’da… Gazipaşa’lı çocuklar, öğrenciler, gençler, öğretmenler her türlü engellemeye inat yazardan ve kitaptan korkulmayacağını gösterdiler bir kez daha… 3 gün boyunca, bir Akdeniz ilçesinden çok, bir Anadolu kasabası havasında gördüğümüz bu ilginç ilçenin kültür hayatına sanırım ayrı bir renk geldi… Ülkeyi şimdilerde tüm kurumlarıyla, asla değişmeyecek gericiler sarmış olsa da, sonuçta bu ilçenin adı ne de olsa: GAZİPAŞA’ydı dostlar…
Kısacası; içine yazar ve kitap kurdu düşen Gazipaşa bundan sonra iflah olmaz, bakarsınız bundan da güzel nice kültürel şenliklere imza atar… Bizler de, pek çok yerde olduğu gibi, bu anlamda ilk giden yazarlar olarak apayrı bir mutluluk duyarız bundan…
EY İDARECİLER, EY AMİRLER, EY MÜDÜRLER!.. BİZLERDEN KORKMAYIN, İÇİNİZİ SARAN KÜLTÜRSÜZLÜĞÜN KANSERİNDEN KORKUN!..

Hiç yorum yok: