23 Ekim 2023

DİL DERNEĞİ'NİN İZMİR'DEKİ ETKİNLİĞİNDE CUMHURİYETİN 100. YILINDA ÇAĞLAR AŞAN TÜRKÇEMİZİ KONUŞTUK!..


Özellikle son 30 yılda çok ciddi bir koşuşturma altında, yoğun etkinliklerle geçen mesleki hayatım 2020 yılından beri ne yazık ki adeta durmuş halde!.. Önce 2020'de virüsle başlayan eve kapanma süreci, 2020-2021 yıllarımızı bizden adeta çaldı, virüsün yarattığı kabus dolu 1.5 yılı tam atlatamadan bu kez hayatlarımızı rehin almış bir düzen tarafından 2021 sonlarına doğru kasten(!) başlatılan ağır bir ekonomik krizle 2022 yılı da kayıp bir yıl oldu!.. Ama en acısı Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılı da Cumhuriyete düşman olanların ciddi katkılarına katılan ana muhalefetin de kösteğiyle berbat geçiyor!...


Böylesi hiçbir şey yapamaz hale getirildiğimiz bir süreçte neredeyse yıl biterken ikinci kez bir söyleşide konuşma şansı bulabildim, bu yüzden Dil Derneğinin İzmir Şubesine öncelikle teşekkür ederim. 45 yılı bulan mesleki hayatım 4 yıldır epeyce çarkından çıkmış olduğu için dün İzmir Alsancak'ta, Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde gerçekleşen Dil söyleşisine de sanki bu işlere yeni bir başlamış birinin heyecanıyla gittim. 


Dil derneği İzmir Temsilcisi Gürsel Gezen'in yaptığı açılış konuşmasının ardından yönlendiricimiz eğitimci Düriye Ayyıldız ve araştırmacı-yazar sevgili Efdal Sevinçli hocamızla birlikte salonu dolduran Türkçe sevdalısı duyarlı dostlara; 100. yılının coşkusunu zerre kadar yaşayamayan dilini, bırakın yazmayı, konuşamaz hale gelmiş zavallı Cumhuriyetimizin, 1 Kasım 1928'de gerçekleşen Harf Devrimini, Arapça harflerden Latin harflerine geçişimizi ve ardından 16 Eylül 1932 yılında yapılan 1. Dil Kurultayı sonrasında kimliği yerine oturan Dil Devriminin genç Cumhuriyette yarattığı o güzelim coşkuyu anlattık ama özellikle 1950'lerden sonra adım adım tersine dönen bir süreçte dilimizin yeniden Araplaştığı, içine girdiğimiz tekno esiri haldeki bu dijital yüzyılda, toplumun içine düştüğü dil yarası vaziyete epeyce değindik!.. Çünkü acı gerçek budur!..


Bugün ne yazık ki, kendi ana diline yabancı, ana dilini konuşamayan, ya da en fazla 25-30 sözcükle konuşabilen, yazma anlamında daha da perişan halde iki satır cümle kuramayan bir topluma sahibiz ama bundan da daha acısı şu ki; ülkede var olan kara ve gerici düzen, son 21 yılda adım adım yok ettiği bir eğitim sistemsizliğinde özellikle yaşam derdine, can derdine düşmüş bir öğrenci ve gençlik kitlesi yaratarak, daha cahil, daha okumamış bir toplumu Cumhuriyet devrimlerini sırtından vura vura karşı devrimle adeta inşa ediyor!.. 


İnşaata ve betonlaşmaya çok meraklı olan bu düzenin sonuçta; ranttan ve dinden başka bir geçim aracı yoktur! İşte böylesi bir atmosfer altında, 100. yılda kutlanamasın diye elinden geleni yapan, ülkede düşmana ihtiyaç bırakmayan bu düzene karşı Türkçemizin ses bayrağını korumak, ona sahip çıkmak çok daha fazla önem kazanmıştır. Aslında bu söyleşi için, harf devrimi ve dil devrimi üzerine bir çalışma yaparak özel notlar almıştım ama bunları okumaktan çok, doğaçlama bir seyir izledim, bundan biraz uzayan özgeçmişler kısmının ama daha da çok son 4 yılda çarklarımızın durmasının payı var!..


Umarım, henüz enerjimiz varken yeniden koşturmaca günlerimiz ve özellikle öğrencilerle, gençlerle bir araya geleceğimiz, zihin açıcı söyleşi süreçlerimiz yeniden başlar, ana muhalefet partisinin belediyeleri dostu olanlara böyle ilgisiz, kayıtsız kalmaz, onları bu kadar görmezden gelmez zira bizim kuşak ve bizden daha büyükler zaten tüm bu sorunları biliyor ve konulara hakim ama asıl ulaşmamız gereken, ülkeyi teslim almış Ortaçağ kafasının esiri haline getirilmekte olan çocuklar ve gençlerdir!.. 

O halde, demokratik hukuk devleti ve laiklik özelliklerinde derin gedikler açılmış olsa da, tüm engellere, tüm yıkım güçlerine, tüm çağdaş bir ülke yaratma serüveni düşmanlarına, tüm gerici kalkışmalara inat var olmaya devam eden Cumhuriyetin 100. yılında yaşasın çağlar aşmış; YAŞAYAN TÜRKÇEMİZ!..

DAMDAKİ MİZAHÇI: CİHAN DEMİRCİ 




Dil Derneği izmir Temsilciliğinin düzenlediği "Cumhuriyetimizin 100. Yılında Çağlar Aşan Türkçe" söyleşisini izleyen duyarlı Türkçe dostlarından bir grupla söyleşinin sonunda...



Hiç yorum yok: