14 Mart 2016

MİZAH EDEBİYATIMIZIN KİLOMETRE TAŞI, ÖNCÜ USTASI HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR'I, BEYLİKDÜZÜ'NDE ANMA DENEMESİ!..

Beylikdüzü Belediyesinin Beylikdüzü Kültür Merkezinde düzenlediği Hüseyin Rahmi Gürpınar söyleşisinin moderatörü B. Sadık Albayrak ile iki konuşmacı; Cihan Demirci ve Ali Şimşek... 


Tarih: 12 Mart 2016 Cumartesi... Saat: 16.00 civarı...  Beylikdüzü Belediyesinin düzenlediği ama ne yazık ki kimseye duyurmamayı başardığı bir anma söyleşisinde, Beylikdüzü Kültür Merkezinde, bir büyük mizah edebiyatı ustasını; HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR'ı ilk kez anacağız... Ama ortada ters giden bir şeyler var... Tam da bize yakışan şekilde!.. Çünkü bu ülkede her şey tersine işler!.. O yüzden zaten bir şeyler ters gitmezse şaşırır insan!.. Bu nedenle ben de artık şaşırmıyoruım... Bu söyleşi yazar arkadaşımız B. Sadık Albayrak'ın önerisiyle gerçekleşiyor ama programda ilan edilen 3 kadın konuşmacı da ortada yoklar... Bunlardan sadece yazar arkadaşımız Hatice Meryem'i tanırım. O baştan bu söyleşiye katılmayı kabul etmiş ama sonra düşünmüş-taşınmış katılmayacağını bildirmiş... Diğer iki konuşmacı ise söyleşi programına adları-soyadları yanlış yazıldığı için, Cuma akşamı son anda arayıp, bu yanlışı protesto ederek katılmayacaklarını bildirmişler. Protestolarında haklılar ama bu söyleşi nerdeyse 1 aydır belediyenin internet sitesinde, pek de görülmeyen bir yerde öylece duruyor. Yani isimlerdeki yanlışlığı hemen bildirebilirlerdi isteselerdi. Ama onlar bu iş için son anı beklemiş ve protestolarındaki haklılığı da bence çöpe atmışlar!.. Keşke gelip, orada yapsalardı bu protestoyu, çok daha anlamlı olurdu. Oysa bendeniz Damdaki Mizahçı Cihan Demirci de o gün damlardan inip, sıcak bir havada acayip bir Cumartesi kalabalığına karışarak, metrobüs üstü metrobüs yaparak, uzun bir maceradan sonra Kadıköy'den Beylikdüzüne tam 2.5 saatte ulaştım... Tabii tüm bunları benim adım nasıl olduysa, doğru yazıldığı için de yapmadım... 70'li yılların başında çocuk yaşta romanları ve öyküleriyle tanıştığım Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kitaplarıyla büyümüş bir kuşağın insanıyım ne de olsa... 



İşin acı gerçeği belediye bu anma söyleşisini kimselere duyurmamak için elinden geleni yapmış!... Ne Beylikdüzünde yürüdüğümüz yol üzerindeki billboard'larda bir tanıtım var, ne belediye sitesinin ana sayfasında, ne facebook sayfasında... Üstelik bir afiş yapmışlar, afişte konuşmacıların adı bile yazmıyor. Ama belediye sitesindeki söyleşi sayfasında iki konuşmacının adını-soyadını bile yanlış yazmayı başarmışlar, üstelik bunu da düzeltmemişler... Bu söyleşi için çaba sarf eden yazar arkadaşımız B. Sadık Albayrak, 4 konuşmacıdan 3'ü gelmeyince, son anda "nöbetçi" bir konuşmacı buluyor ve yakından tanıdığım Ali Şimşek arkadaşımızı söyleşiye konuşmacı olarak çağırıyor. Ve Ali Şimşek arkadaşımız da böylece son anda "konuşmacı" olarak aramıza katılıyor... 

Üçümüz Beylikdüzü Belediye durağında buluşuyoruz, yanımda kuzenim Bülent de var ve sonrasında Beylikdüzü Kültür Merkezinin "Mor" Salonuna giriyoruz ki, içerisi de bomboş... Morarmıyoruz... Çünkü zaten dört konuşmacıdan üçünün gelmediği bir etkinlikte izleyici beklemek de epeyce lüks bir vaziyet olsa gerek!.. Salonda toplam 12 kişi sayıyorum... Üstelik bunun üç tanesi benim kuzenlerim... Sevgili kuzenlerim; Bülent, Arzu ve Nilay Büyükçekmece'den gelerek bu anlamlı söyleşideki boş salona renk katıyorlar... Anlayacağınız bendeniz yılların deneyimiyle durumu biraz tahmin ederek 3 kuzenimin orada olmasını sağlıyorum en azından, eee dile kolay bu katıldığım 991. etkinlik, neler neler gördük ki bu ülkede geçen 38 yıllık yazarlık-çizerlik serüvenimizde... Üstelik daha önce de Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı son yıllarını geçirdiği, müze evi, ve mezarı bulunan Heybeliada'da anmaya çalışmış ama o zaman da Adalar belediyesinin ilgisizliği yüzünden bunu başaramamıştık. Son 25 yılda bir kaç kez Hüseyin Rahmi ustayı anma denemesinde bulunmuştum ama hep duyarsız belediye duvarına çarpmıştım, kendi ilçem Kadıköy de dahildir ne acı ki bu duyarsızlığa!..


Evet, bu özel ve anlamlı söyleşi ne yazık ki parlak bir ortamda olmuyor ama bize yakışan da budur... Şaşırmıyoruz... Başka türlü olsa, kültür-sanat işlerinde duyarlı ve becerikli bir belediye ile karşılaşsak işte asıl o zaman şaşırırdık. Ne yapacağımızı bilemezdik hatta!.. Sonuçta, etkinliğin koordinatörü gözüken Cengiz Özdeş bir açılış konuşması yapıyor. İki konuşmacıyı tanıtıyor. Ardından bizi sahneye davet ediyor. Tüm iyiniyetiyle bu söyleşiye sebep olan yazar arkadaşımız B.Sadık Albayrak, moderatör konuşmacı olarak Hüseyin Rahmi'yi zaman zaman elindeki kitap örneklerini de göstererek anlatıyor. Sonrasında sözü Cihan Demirci'ye veriyor. O da henüz, 70'li yılların başlarında ilkokul 4. 5. sınıfta kitaplarıyla tanıştığı ve mizahçı olmasında ciddi payı bulunan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı, süresini de aşan bir konuşmayla anlatıyor (eee 3 konuşmacı gelmezse böyle olur tabii! :)) Sonuçta Cihan Demirci de, çocukluğunu, Hüseyin Rahmi'nin yaşadığı Aksaray semtinde geçirmiş, hatta onun okuduğu Aksaray Mahmudiye İlkokulundan mezun olmuş. Son olarak sözü, bu söyleşiye son anda dahil olan, programda adı gözükmeyen, belki de o yüzden adı doğru yazılan Ali Şimşek arkadaşımız alıyor ve bir sanat-edebiyat eleştirmeni bakışıyla Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın mizahına geniş açıdan bakan bir kapsamlı bir konuşma gerçekleştiriyor. Salondaki toplam 12 izleyici, bomboş salonda bir daha kolay kolay şahit olamayacakları çok özel bilgilerle dolu, çok özel bir anma söyleşisi izlemiş oluyorlar...



Gerçek değerlerinin kıymetini bilmeyen, hep değersizlerin peşinden koşan, onlara değer veren bu akla ziyan coğrafyada nihayet evet nihayet, öyle ya da böyle bir şekilde Hüseyin Rahmi Gürpınar çok uzun yıllar sonra bildiğim kadarıyla ilk kez anılıyor... Tüm görmezden gelmelere, tüm önemsememe vaziyetine rağmen mizah edebiyatımızın oluşmasında müthiş katkıları olmuş, bir kilometre taşı vazifesi görmüş, mizah yazınını romanda ve öyküde var etmiş, bu yazının halkla ilk kez bu denli sıcak bir dille buluşmasını sağlamış, su içer gibi bir anlatımla eskimeyen, öncü kitaplar geride bırakmış, tüm roman ve öykülerinde gericiliğe-bağnazlığa karşı mizahın o benzersiz gücüyle karşı durmuş bir büyük edebiyatçıyı, bir büyük mizah ustasını 12 Mart 2016'da tüm engellere, gelmeyen konuşmacılara, haberi olmayan izleyicilere, boş salona, kendi düzenlediği söyleşiye bile sahip çıkmayan o iyi bildiğimiz belediye anlayışına rağmen biz HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR USTAYI ANMAYI BİR ŞEKİLDE BAŞARDIK!.. Sorarım şimdi size; böylesi bir akla ziyan bir cehennemde kolay bir iş midir bu?.. 

CİHAN DEMİRCİ (DAMDAKİ MİZAHÇI)


BEYLİKDÜZÜ KÜLTÜR MERKEZİNDE GERÇEKLEŞEN HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR SÖYLEŞİSİNDEN FOTOĞRAFLAR... 
(12 MART 2016)


 Hüseyin Rahmi Gürpınar söyleşisinin sonunda söyleşiyi takip eden az ama öz sayıdaki izleyicilerle birlikte.. 



Hiç yorum yok: