25 Aralık 2013

AZİZ NESİN 100 YAŞINA DOĞRU KOŞTURURKEN DOĞUM YERİ HEYBELİADA'DA "İLK KEZ" ANILDI!


36. yılına giren yazar-çizerlik serüvenimde derin izler bırakmış bir büyük usta; AZİZ NESİN... Onun adına önce okuru olarak aşina olmuştum çocuk yaşta, lise yıllarımda kitaplarının tutkunuydum. İçimde o yıllardan filizlenen 'karşı çıkma' duygusunun kalemiydi benim için Aziz Nesin... O hep; sağlam duruşun, direncin, mücadelenin, baş kaldırının, kabullenmemenin ve azmin simgesi oldu hep mücadele içinde geçen zorlu kalem maceramda... SOSYALİZMİ, öncelikle onunla sevdim ben... Zor anlarımda ışık vazifesi gördü hep... Önce okuru olarak tanıdığım bu küçük dev adamla gün geldi tanıştım, gün geldi onunla yanyana masalarda çalıştım... Ölümünden önce birlikte geçen unutulmaz bir günün derin hüznü içime sel olup aktı onu yitirdiğimizi öğrendiğim 6 Temmuz 1995 gecesi... O günden bu yana sayısız yazı yazdım hakkında, pek çok anmaya, şiddete karşı mizahı savunduğum kampanyalara, söyleşiye, etkinliğe katıldım. En son 2011 Temmuz'unda Burhaniye Ören'deki bir söyleşide anmıştık sevgili Aziz ustayı. 

Bundan bir ay kadar önceydi... Aziz Nesin'in diğer iki oğluna göre en az tanınan ama yaş olarak da en büyük oğlu olan Ateş Nesin'den facebook üzerinden bir mesaj almıştım. Bugüne kadar babasıyla ilgili herhangi bir anmada ya da törende pek karşılaşamadığım, hep geri planda duran Ateş Nesin, Adalar Belediyesinde babasına dair bir anma etkinliğiyle ilgili bilgiler veriyor ve mutlaka katılmamı rica ediyordu. Daha önce bir kaç kez ayaküstü sohbet ettiğim, diğer oğulları Ali ve Ahmet kadar yakından tanımadığım Ateş Nesin'in bu uzak duruşu ben de hep merak uyandırmıştı. Samimi gelen çağrısına olumlu yanıt verdim ancak daha sonra bir ses çıkmadı. Sonrasında mahçup bir tavırla tekrar bir mesaj geldi. Ateş Nesin'in arzu ettiği isimlerden biri olarak programda adım yoktu, bundan özür dileyen mütevazı bir insan buldum karşımda. Derken bir takım girişimlerden sonra son anda adım tekrardan listeye eklendi ve etkinlikteki tek "mizahçı" olarak 21 Aralık 2013 Cumartesi günü, Heybeliada'ya epeyce de hasta vaziyette gittim. Ateş Nesin, eşi Ayşegül hanım ve yeğenleri Dilara ile vapurda tesadüf eseri birlikte olunca yol boyunca da sohbet etme olanağı bulduk. Karşımda epeyce kırgın, kızgın ve buruk bir "büyük oğul" portresi buldum epeyce tahmin ettiğim gibi. Ateş Nesin'in diğer iki kardeşi, babasının ikinci evliliğindendi. Onlarla olan kopukluğunu biliyordum ama anlattıkları tam da "Aziz Nesin'lik" şeylerdi doğrusu...  

Bırakın Aziz Nesin'in oğlu olmayı, Aziz Nesin'i anmanın bile güçlüğüne daha önce katıldığım pek çok anma töreninden fazlasıyla aşina olduğum için karşıma her an "Tam da Aziz Nesin'lik" görüntülerin çıkacağını biliyordum doğrusu... Aslında yatak-döşek hastaydım, üç gün yatmış, ağır antibiyotiklerle ayağa kalkarak Heybeliada'ya epeyce zorlukla gelmiştim. Ama durumu etrafa çaktırmamaya çalışıyordum her daim yaptığım gibi:)) Evden hasta halde çıkarken bile aklımda 17 Haziran 1995 tarihinde, İzmit'te son kez birarada olduğumuzda Aziz Nesin ustanın 41 derece ateşle söyleşi ve imza gününe katıldığı anlar geliyordu. Pek çok insanın sapasağlamken "Aman çevresinde görünüp biz de hedef olmayalım" korkusu ile Sivas yangını sonrası o günlerde  yalnız bıraktığı Aziz Nesin, 41 derece ateşle o gün İzmit'te gün boyu dimdik durmuştu. 

Hasta bile olunsa başka bir anlamı vardı benim için bu etkinliğe katılmanın... Özellikle de gericiliğin hayatlarımızı ağır şekilde esir aldığı böylesi rezil, böylesi kepaze, böylesi aşağılık baskı ve zulüm dolu günlerde... Anma etkinliği iskeleye yakın bir alanda Aziz Nesin ustanın kitaplarından öyküler okumakla başlamıştı bu arada. Bir süre o öyküleri dinledik, derken Adalar Belediye başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu ve çevresindekilerle birlikte iskelenin kenarına gelerek elimizdeki karanfilleri denize fırlattık... Bu ülkede hapse girmekten tutun da, sürekli soruşturma ve izlenme altında yaşamaya ve en sonunda yakılma teşebbüsüne dek yaşamadığı acı ve zulüm kalmamış olan bir büyük ustanın, Aziz Nesin'in anısına atıldı o karanfiller... 

Dedim ya kolay iş değildir Aziz Nesin gibi yaşamı büyük mücadelelerle ve savaşımlarla geçmiş bir devi anmak. Onun öncesinde edebiyatımızda "mizah yazarı" diye bir kavram nerdeyse yok gibiyken, "Gülmece" olarak nitelediği mizahın edebiyatın içinde varolmasını sağlamıştır. (ki onunla anlaşamadığımız çok ender konulardan biri onun mizah sözcüğü yerine "Gülmece"yi kullanması idi. Doğrusu içinde sadece gülme barındıran bu sözcüğü ben benimseyemedim ve mizah da karar kıldım her daim...)

Sonrasında Heybeliada Halki Palas Otelindeki anma etkinliği başladı... Etkinliği sunumunu belediyenin basın danışmanlığını yapan, nerdeyse 20 yıldır tanıdığım eski televizyoncu-radyocu arkadaşım Yasemin Arpa üstlenmişti. Anma etkinliği Adalar Belediye başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu ve Aziz Nesin'in büyük oğlu Ateş Nesin'in açılış konuşmalarıyla başladı. Programda konuşmacı olarak adı olmasına rağmen aynı anda tiyatro oyunu olduğu için Heybeliadaya gelemeyen sevgili Müjdat Gezen, telefonla katılarak ilk konuşmayı canlı telefon bağlantısıyla gerçekleştirdi. Benim de yer aldığım Güldürü Üretim Merkezi yıllarındaki Aziz Nesin'li anılardan bahsetti. Sonrasında söz alan, bu etkinliğin mimarlarından emekli müsteşar S. Kamil Yüceoral, Aziz Nesin'in doğum yeri "Heğbeliada" da geçen günlerini (Aziz Nesin'in yazış ve söyleyiş şekli ile Heybeli değil Heğbeliada) anlattı. Bilmediğimiz kimi bilgilerle donandık bu konuşmadan. Ardından Nesin Vakfından yetişen çocuklardan biri olan, bugünün Nesin Vakfı Genel Müdürü Süleyman Cihangiroğlu söz alarak Nesin Vakfı ağırlıklı bir konuşma yaptı, Aziz Nesin'le 1990'da ilk tanışma anından ve vakıf anılarından bahsetti. Sonrasında Dil Derneği Genel Yazmanı Hülya Küçükaras "Türk Dili ve Aziz Nesin" başlığı altında Aziz Nesin'in dile kattıklarına dair konuştu. TYS üyesi yazar Gülsüm Cengiz ise Aziz Nesin'in kurucusu olduğu TYS yıllarını onun örgütçü, dernekçi yönlerini anlattı. Yazar Zeynep Aliye'nin  "Aziz Nesin'e dair" başlıklı konuşmasının ardından sözü bendeniz aldım. O ana kadar epeyce ateşli hasta duruşumu salona çaktırmama uğraşı içinde epeyce zor oturmuştum işin gerçeği. Cihan Demirci, olarak, mizahın aslında gülmecenin ötesinde derin bir hüzün barındırdığından "mizah yazarı" olmanın farklı yanlarından ve gerçek mizah yazarının "yalnız" halinden bahsettim. Aziz Nesin'le tanıştığım ve sonrasında birlikte çalıştığım dönemden kimi anılarını aktardım izleyenlere. "Aziz Nesin'i Anmak ve Anlamak" üst başlığı altında gerçekleşen bu anlamlı etkinlikte son sözü alan PEN Yazarlar Örgütü Türkiye Başkanı yazar Tarık Günersel de "Dünya Yazarı Aziz Nesin" başlığı altında onun evrenselliği vurgulayarak, dünya yazarı kimliğine değinerek noktaladı konuşmasını. Anma etkinliği Halki Palas Otelde verilen bir kokteyl ile sona erdi. Kendimi önce vapura, sonra dolmuşa ve derken eve attığımda, ateşim 39'lardaydı, kafamı vurup ruh gibi yattığımda, hasta olmama rağmen, ateşler içinde bir ömrü bitirmek zorunda bırakılmış bir mizah devine karşı yerine getirdiğim sorumluluğum rahatlığı vardı gene sadece üzerimde... ÇOK YAŞA SEN BÜYÜK USTA AZİZ NESİN!..

Büyük usta Aziz Nesin, günde 14-16 saat yazı yazabilen, disiplinli, çalışkan bir "zamanlama" ustasıydı aynı zamanda... Onu; iyi zamanlanmış, iyi planlanmış, nice etkinlikte, hakkıyla anabilmek için çok daha fazla insanın, çok daha fazla belediyenin, çok daha fazla kurumun ve çok daha fazla sanatçının kafa yoracağı günleri yaşarken görebilmenin umuduyla diyelim... 

2015'te 100 yaşında olacak bu büyük usta için, şu soruyla bitirelim o halde sözümüzü: "Böylesine önemli bir ustanın, doğduğu yerde bile ilk kez anılması, evet evet aslında sadece bu bile bir nevi "Aziz Nesin'lik" vaka değil midir?.. 

Cihan Demirci-Kadıköy


AZİZ NESİN USTANIN, 21 ARALIK 2013 CUMARTESİ GÜNÜ, 98. YAŞINDA, DOĞUM YERİ OLAN HEYBELİADA'DA İLK KEZ ANIMSANDIĞI ANMA GÜNÜNDEN FOTOĞRAFLAR... 



Oğlu Ateş Nesin, babasından öykü okurken... 

Ateş Nesin, eşi Ayşegül Nesin, Cihan Demirci ve etkinliğin mimarlarından S. Kamil Yüceoral...

Etkinlik öncesinde Heybeliada'da Aziz nesin anısına denize karanfiller bırakıldı... 

Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu açılış konuşmasını yaparken...

Aziz Nesin'i anma etkinliğinde bir diğer açılış konuşmasını Aziz Nesin'in en büyük oğlu olan yazar Ateş Nesin (1943) yaptı... 


Tiyatro oyunu olduğu için etkinliğe gelemeyen Müjdat Gezen, söyleşiye canlı telefon bağlantısıyla katıldı. Fotoğrafta Müjdat Gezen'i görüyorsunuz:))))


Aziz Nesin'in 98. yaşı için gerçekleştirilen etkinliğin sunumunu üstlenen Yasemin Arpa arkadaşımız konuşuyor...



Heybeliadalılar ve diğer adalardan gelen izleyiciler, Halki Palas Otelinin konferans Salonunu doldurdular... 


Nesin Vakfı çocuklarından biri olan Süleyman Cihangiroğlu, bugün Nesin Vakfı Genel müdürü olarak Aziz Nesin'e dair anılarını ve vakfı anlatıyor... 




DAMDAKİ MİZAHÇI Cihan Demirci, epeyce hasta halde katıldığı anma söyleşisinde, Aziz Nesin ustanın bu ülkede gerçek"mizah yazar"larına özgü yalnızlığını ve hüznünü anlatıp, onunla birlikte geçen yıllarından anılar aktardı...








"Aziz Nesin'i Anmak ve Anlama" başlığı altında, 21 Aralık 2013 Cumartesi günü, Heybeliada Halki Palas Otelinde gerçekleşen AZİZ NESİN 98. YAŞINDA etkinliğinde konuşmaların sonunda çekilen toplu fotoğraf... 



Hiç yorum yok: