01 Temmuz 2009

KEMAL ÖZER
AĞABEYİN
ARDINDAN...
Açıkçası ne yapsam olmuyor, şu Temmuz'u sevemiyorum... Temmuz ayı daha yaklaştığı anda içimi anlatılmaz sıcaklıkta bir ateş basıyor... Karnımda dayanılmaz bir sancı başlıyor... 2 Temmuz 1993'ten beri durum böyle... Ayrıca son yıllarda o kadar çok sevdiğim insanı yitirdim ki Temmuz'da... Türk mizahının en büyük kayıpları yaşadığı aydır aynı zamanda Temmuz... Bu kez daha Haziran'ın son gününde, 30 Haziranda geldi gene bir acı kayıp... Türk şiirinin gerçek toplumcu şairlerinden, sevgili KEMAL ÖZER ağabeyim de 74 yaşında gidiverdi aramızdan...

1992 yılının Haziran ayından bir Cumartesi günü... Bakırköy'de Özgürlük Meydanında, sevgili Kemal Özer ağabeyle fiziken ilk kez tanıştığım o günden kalma bir anı...

Temmuz yaklaşırken, Temmuz kapıya gelirken benim kara mizahla örülü yüreğim sıkışmaya başlar... Yitik bir ay gibidir benim için Temmuz... O kadar çok insanı yitirdim ki ben Temmuz'da... Bundan 5 yıl önce, geçirdiğim ciddi bir kazayla Temmuz'da gidiyordum az daha... O yüzden ürkerim ben Temmuz'dan... Bu kez daha adım atmadan Temmuz'a...... Dün akşam aldım haberini sevgili Kemal Özer'in de gidiverdiğinin... Son yıllarda Ercan Günaydın arkadaşım İzmir'den telefon açıp, biz daha İstanbul'da duymadan kimbilir kaçıncı değerin ölüm haberini verdi bana?..

Kemal Özer'le ilk fiziki tanışmam benim için unutulmazdır... Neyse ki o anın fotoğrafını buldum... İşte yukarda gördüğünüz fotoğraf... Yıl: 1992... Aylardan; Haziran... Çizer ve müzisyen arkadaşım İlkin Deniz'le kurduğumuz Artı Yayınları'ndan çıkan 2 mizah kitabımın arka arkaya baskı yaptığı ve en çok satan kitaplar listelerinde boy gösterdiği günler... Kitaplarımın satmasına güvenerek, Bakırköy'ün ünlü Özgürlük Meydanında kitap sergisi bulunan bir arkadaştan gelen imza günü önerisini kabul ediyorum. Sıcak mı sıcak bir Haziran günü, İlkin'in kayınbiraderi, yayınevimizin çalışkan ferdi Levent arkadaşımla soluğu Bakırköy'deki kitap standında alıyoruz...Kitabımız iyi satsa da, fiziken kimsenin pek tanımadığı biri olduğumuzdan mıdır, pek gelen giden olmuyor. Kitapçı arkadaşın ailesine kitap imzalayarak vakit öldürürken, birden karşımızda tanıdık bir sima beliriyor. Kemal Özer bu. Sanki kurtarıcı bir melek gibi çöküyor önümdeki tabureye. Vaziyetin farkına varıyor kurt bir şair-yazar olarak. "Üzülme hep böyle olur bu işler" gibi laflar ediyor. Ona heyecan içinde, taaa 1985'te binbir güçlükle bastırdığım ilk kitabımı özellikle imzalayıp veriyorum. Çünkü "Çıkışlar Arka Kapıdan" bir şiir kitabı. Daha sonraki karşılaşmalarımızda bana bu kitapta yer alan şiirlerimle ilgili övgü dolu sözler söylüyor. Hatta şiiri arka plana atmama biraz kızıyor. Mizahı da çok seven bir usta Kemal Özer. O gün Bakırköy'de sıkıntıdan vaktin bir an geçmesini beklediğim berbat bir imza gününün unutulmaz güzelliği oluyor sevgili Kemal ağabey... Böylece 1992'de başlıyor, 17 yıl süren dostluğumuz... Yazarlığın yarattığı fırsatlarla pek çok kez biraraya geliyoruz, özellikle İzmir'de Ercan Günaydın'ın düzenlediği etkinliklerde. Sonra unutulmaz bir Marmaris Kitap Şenliği yaşıyoruz beraber. Ondan kalan en son fotoğraf ise, geçen yıldan, 2008 yılının 1 Kasım günü Tudem Yayınlarının İstanbul Tüyap Kitap fuarındaki ödül töreninde yanyana geliyoruz. Sonra bu yıl Nisan'da görüyorum onu, meğerse bu onu son görüşümmüş...

Tarih: 1 Kasım 2008... İstanbul Tüyap Kitap fuarının açıldığı gün... Tudem Yayınlarının düzenlediği mizah öyküleri yarışmasının jüri üyesi olarak o gün ödül veriyorum, ödül töreninin sonunda sevgili Kemal Özer ağabeyle, onun hemen önünde diz çöktüğüm bu son pozumuz oluşuyor.

Ve işe bakın ki, son şiir kitabında 2 Temmuz Sivas katliamı için yaralı semah yazan (Temmuz İçin Yaralı Semah) Kemal Özer de bir 2 Temmuz gününde son yolculuğuna çıkacak Aksaray'daki Muratpaşa Camiinden...

"Gerçek" bir şair demek "Büyük" bir şair demekten daha önemlidir kanımca sevgili dostum, can ağabeyim KEMAL ÖZER için... Üstelik şu işe bakın ki; annemi, babamı ve pek çok akrabamı yolcu ettiğim, eğer İstanbul illetinden kendimi kurtaramazsam birgün benim de yolcu edileceğim çocukluk semtimin aile camiinden çıkacak bu son yolculuğa sevgili Kemal ağabey...

Gidiyor, kalan son "güzel" insanlar, gidiyorlar birer birer...

Kalıyor geriye bir koca teneke ülke, kendi boş gürültüsüyle...

DİZELERİNİN RUHU ŞAD OLSUN...

Şimdi gelin, onu son kitabı "TEMMUZ İÇİN YARALI SEMAH"tan "YANGIN İKİZİ" adlı şiiriyle uğurlayalım, 16 yıldır içimizi yakan Sivas ateşini asla unutmadan...

YANGIN İKİZİ

Yalnız onları değil bu tutuşturan

ateş

aynı yoldan gelip geçiyorsak

bizi de

Umudu ayağa kaldıran

türkülerden

biz de öksüz kalıyorsak yalnız

onları değil

Canevlerine sığmayan

uyandırıyorsa bizim de bakışımızı

öfkemize yön veriyorsa onlarsız

kalan dünya

Direncimiz gün ışığıyla

bileniyorsa her sabah

bizim de derimizde gezdirecektir

çatal dilini

Soluğumuzu yolcu edecektir

acının adresine

küllerin her savruluşunda bu

alevler

KEMAL ÖZER

Hiç yorum yok: