07 Nisan 2009

DALGA GİBİ
GEÇİP GİTTİ
BU DÜNYADAN
SEVGİLİ HIZIR...
Sevdiğimiz dostlar, erkenden birer birer gidiyor... Benimle yazarlık hayatımda en fazla röportajı o yapmıştı... Sanırım Radikal'de 6 kez röportaj yapmıştı benimle... Her biri ayrı bir kitabımın röportajıydı... Sevgili röportajcım Hızır Tüzel de aniden gidiverdi... Radikal gazetesinde yıllarca mizah dolu röportajlara imzasını atan, mizah zekası yüksek bir gazeteciydi sevgili Hızır... Basın dünyasının çilekeş ve emekçi kalemlerinden biri olarak, tam kendisine Ayvalık'ta yeni bir hayat kurmaya çabaladığı anda ve henüz 53 yaşında onu yitirdik...

Sevgili röportaj arkadaşım Hızır Tüzel'in ölüm haberini internette dolaşırken tesadüf eseri öğrendim. Çok ama çok üzüldüm. İnternet artık daha çok bu işe yarar oldu. Sevgili Hızır, bizim gibi hakim medyanın pek de görmekten hoşlanmadığı türdeki yazar-çizerleri arayıp-bulan, onları gören, onlara değer veren, onlarla röportaj yapan ender gazetecilerden biriydi... Tanışmamız 90'lı yılların başlarına gitse de, onunla sıcak dostluğumuz bundan 10 yıl önce, beni Radikal'e yapacağı bir röportaj için aramasıyla başlamıştı. 1999 yılının Mayıs sonları filandı sanıyorum. Medyada kimselerin pek de umursamadığı 'Sazan Mevsimi' adlı şiir kitabımı fark etmiş ve beni röportaj için aramıştı. Kadıköy'ün balık pazarında buluştuk. Bir balıkçıya daldı. Tezgahtan büyükçe bir balık alıp elime tutuşturdu ve benim balıkla fotoğraflarımı çekmeye başladı. Bu röportajın gazete kupürü, kitaplık odamdaki panoda öylece durur 10 yıldır. Sonrasında onunla Kadıköy'de pek çok kez buluştuk. Mekanımız önceleri Panorama Restorandı, sonraları ise Pilsen Restoran... 1999'da Kadıköy'ün mekanlarında başlayan bu röportaj buluşmaları ise 5-6 kez daha sürdü. Dediğim gibi DAMDAKİ MİZAHÇINIZ Cihan Demirci ile bugüne dek en çok röportajı o yaptı... Sıkı içerdi. Bildiğim kadar içkiyle epeyce sorunları da olmuştu. Psikolojik problemler de yaşamıştı.

Onunla ilgili altı çizilmesi gereken cümlem şudur: "Hızır, yaptığı işi her an bırakacakmış gibi yaşar ama o işleri hiç bırakmayacak kadar koltuklarına yapışmış olanlardan çok daha iyi yapardı..."

Son dönemde kendini epeyce toparlamış, çoğu zamanını evde film izlemeye vermişti. Sıkı bir film izleyicisiydi. Biraraya geldiğimizde gerçekleşen muhabbetlerden bende kalan; mücadele dolu, zorlu, naif bir yaşam öyküsüydü... Bu anlamda biraz da kendime benzetirdim Hızır'ı... Onun içinde, artık çoğu rahmetli olmuş o eski gazetecilere özgü bir 'ışık' vardı. Hayatın yaşatttığı tüm vartalara inat, yüksek mizah duygusunun ona verdiği güçle, sanki dalga geçer gibi dururdu hep. Radikal-2'ye yazdığım dönemlerde, Radikal içindeki en büyük destekçim gene oydu.

Müjdat Gezen Sanat merkezinde öğretmenlik yaptığım dönemde, sevgili Hızır'dan rica etmiş, bir dersime konuk yazar olarak gelmesini istemiştim. Beni kırmadı ve gene Kadıköy'de buluşup okula gittik. MSM'nin "Yazarlık ve Yaratıcılık Bölümü"nün öğrencileri o gün, öyle teorik filan değil, oldukça pratik bir ders yaşamışlardı. Karşılarında dalga geçer gibi röportajcılık yapan, pratiği müthiş bir usta vardı sonuçta...

En son 2007 yılı yazında, "RTE Garantili Fıkralar" adlı kitabımla ilgili bir röportaj için onunla gene Pilsen Restoranda buluşmuş ve konuşmuştuk. Ancak özgün Başbakan fıkralarından oluşan ve yayınlandıktan sonra ortadan yok olup, derdest edilen bu talihsiz kitabımla ilgili yazdıkları da Radikal'de yayınlanmadı. O bu duruma çok üzülmüş, telefon açarak bana ince bir şekilde vaziyeti izah etmeye çalışmıştı. Ben de ona aynı şeyi, sadece Radikal'in değil yıllarca emek verdiğim Milliyet gazetesinin de yaptığını belirtmiş, üzülmemesini söylemiştim...

Sevgili Hızır'ı da henüz 53 yaşında, İstanbul'dan tamamen tam da kaçmaya çalıştığı bir anda Ayvalık'taki yeni evinde, yeni bir yaşam kurmaya çalışırken yitirdik. İstanbul böyle bela bir şehir. Hızır'ın bu şehirden kendini kurtarmayı başaramaması, aynı yolun yolcusu olan benim gibilerin de, zaten pek kalmayan moralini hepten çökertiyor.

Sevgili röportajcım, gizli mizahçı dostum Hızır Tüzel, bu dünyadan aniden "Hızır" gibi giderken geride tek bir kitap bıraktı: "Dalga gibi geçiyorum"... Gerçekten de dalga gibi hızlı geçti bu dünyadan... Adı gibi aniden gitti...Sevgili Hızır'ı sevgiyle anıyorum... Ruhu şad olsun...

Cihan Demirci

Hiç yorum yok: