07 Eylül 2008

DAMDAKİ MİZAHÇI
FOÇA'DAYDI...

İzmir'in Yazıbaşı beldesindeki şenlik sonrasında, bir yılı aşkın bir süredir gidemediğim Foça'ya ve Foça'daki dostlara uğramak geldi içimden... Foça'da Foçalılar için gerçek yaz Eylül ayında başlıyor... Foça Eylül'de bir başka güzel, tabii ki bu güzellik sadece doğayla değil Foça kadar içten dostlarla da sağlanıyor...

Foça'nın pek çok şirin mekanı var. Bunların en başında Şen Çay Evi geliyor. Bu küçücük çay evinin önündeki bir kaç masada, Kozbeyli köyünden gelen halis dibek kahvesini içebilir, Foça'nın güzelliklerine ara sokaktan bile bakabilirsiniz...
En son geçen yılın Nisan ayında Foça Belediyesinin düzenlediği Çocuk Şenliğinde gelmiştim Foça'ya... Eylül ayına da Foça'da girmek geldi içimden... Zaman da uygundu, zaten yakındaydım ve atladığım gibi Foça'ya attım 1 Eylül günü kendimi... Sevgili Feyzi Örnek ağabey epeyce bir süredir Foça'da yaşıyor. Kendisi gerçekten soyadı gibi 'Örnek' bir insandır! Foça'da birini aramanıza pek gerek yok, bir kaç mekana bakarsanız mutlaka orda rastlıyorsunuz. Feyzi abiyi de daha aramadan Şen Çay evinde buldum. Daha önceden konuştuğum sevgili yazar dostum Ahmet Önel'in geleceğimden zaten haberi vardı. Daha sonra mimar arkadaşımız Ercüment'e ulaştım. Derken gitarist Afşin ve sonuçta hepimiz, Foça'daki ortak buluşma mekanı Menendi Kafeye çöküverdik... Balığınızı halden alıp, pişirtebildiğiniz bir mekan Menendi. Siz Kafe yazdığına bakmayın kafeden öte bir yer. Ortama göre her türlü kılığa girebilen sevimli bir mekan. Ama önemli bir özelliği de Foça'da güneşin batışının en güzel izlendiği yerlerden biri olması... Sonrasında Miço, Foçakarası gibi mekanlara takıldık Foça'da... Foça'ya gideceklere önerilecek mekanlar bunlar... Sahi bir de Çarşı Lokantası var ki, sebze yemekleri harika doğrusu...

Foça'daki dostlarda gittiğim anda epeyce bir hüzün vardı. Zira bir gece önce çok sevdikleri bir dostlarını trafik kazasında yitirmişlerdi... Bende ortak oldum bir anda o hüzne... O hüzünle gittiğimiz Foçakarasında eski çizer Ogün Sanlısoy da çıktı karşımıza... Aslında Foça'da başka dostlar da var ama zaman darlığı nedeniyle bazılarını görmek kısmet olmadı bu kez... Sevgili Ahmet Önel'in sazıyla 2 Eylül akşamı Menendi kafede Tavuk balıklı, rakılı, sazlı-sözlü-türkülü bir gece yaşadık. Yazar-editör dostumuz Hasan Öztoprak da o gece masamızdaydı. Foça'da son günüm olan 3 Eylül Çarşamba günü Ahmet Önel dostumla birlikte, ilk editörüm, sevgili ağabeyim, yayın dünyasındaki akıl hocam Tarık Dursun K.'yı evinde ziyaret ettik. O akşam Tarık ağabeyin de uzun zaman sonra Menendi Kafeye gelmesi ve sonrasında Foça Meyhanede bizimle birlikte olması ayrı bir keyifti doğrusu... Foça'da Nejat-Nevin Çokay gibi, Çetin-Ayla Karatekin gibi renkli çiftlerle tanışıp sohbet etme fırsatım da oldu. Velhasılı şu kasvetli günlerde ilaç gibi geldi sevgili Foça... Anladım ki bir kez daha bu ülkede her taraf kendi içinde başka bir ülke... Zaten öyle olmasa her yer İstanbula benzese nasıl yaşar, nasıl soluk alırdı bizim gibi dama çıkmış mizahçılar?..

Menendi Kafe, Foça'daki dostların buluşma mekanı, ikinci adresi adeta... 1 Eylül Pazartesi akşamı Menendi'deki masamızda en soldan sağa, Ercüment, Cihan, Afşin, Feyzi ağabey, Erdal ve en sağda Nejat ağabey...

Foça Belediyesinin hemen önündeki kahve Foça'nın limanının en merkezi yerinde... Sevgili Ahmet Önel'le oradan bakıyoruz objektife...

Foça'da geçen yıl da bu yıl da kaldığım şirin, sevimli, mütevazı bir otel, Sempatik Otel Güneşin dış görünümü...

Sevgili editörüm Tarık Dursun K. ağabeyi ziyaret etmeden dönersem Foça'ya gitmiş saymam kendimi. 3 Eylül Çarşamba günü öğlene doğru Ahmet Önel'le birlikte, Tarık ağabeyi yakın zamanda geçtiği yeni evinin balkonunda çalışırken bulduk ve çalışmasını engelleyip lafa tuttuk!..:)) 3 Eylül çarşamba günü, sevgili Ercüment'in arabasıyla Feyzi abi, Ercüment ve ben Foça'nın dışına çıktık...Yeni Bağarasını geçip, Emine Bacının Yerine geldik...Emine Bacı harika gözlemeler yapıyor... Gözleme sonrası ise püfür püfür esen bahçede istediğiniz koltuk takımının üzerinde şekerleme yapma şansınız var. Sevgili Feyzi abi, tatlı tatlı kestirirken ben çektim bu pozu... Kendisi bir kaç aydır Foça'da yeni bir mekan açmaya çalışıyor. İstanbul'da da yılar önce Veli Bar'ı işletmişti. Anıtlar kurulunun izni gereken bir taş bina olduğu için epeyce zaman kaybı olmuş ama umarız bu yıl bitmeden açabilir. Foça'da böylece bir mekanımız daha olmuş olacak... Menendi Kafe'de Ahmet Önel, Tarık Dursun K. ve Cihan Demirci... Foça'nın renkli simalarından ressam Nevin Çokay ve eşi Nejat ağabeyle Menendi Kafede... Bu kez aramıza sevgili Ercüment arkadaşımız katılmış en sağda... Foça'da arkamda gene güneş batıyor...Bu güneş her akşam yapıyor bunu... Hem de öylesine güzel batıyor ki, insan kurtarmak bile istemiyor!!! Oysa biz İstanbul'da batan bir güneşi bile kurtarma psikolojisi içinde yaşıyoruz epeydir... Yani vaziyetimiz hiçte hoş değil... Buradan da anlaşılan o ki, Damdaki Mizahçınızın en kısa zamanda gene Ege'de olması gerekiyor...

Hiç yorum yok: