12 Kasım 2007

ESKİŞEHİR'DE
"DÖRT DÖRTLÜK"
BİR ETKİNLİK!

"Mizah ve Müzik Bir Arada" başlıklı etkinlik için Damdaki Mizahçınız Cihan Demirci ile birlikte Mustafa Kıran, Candan ve Erdem Özdemir yani 4 kişi Eskişehir'deydik... Mizah ve müzik dolu bu keyifli etkinlik, Adımlar Kitabevi'nin salonunda boş yer bırakmadı doğrusu... Eh dört kişinin gerçekleştirdiği bu etkinliğe "dört dörtlük" denmez de, ne denir?

10 Kasım 2007 Cumartesi günü gibi bir güne denk gelmişti Eskişehir Adımlar Kitabevi'ndeki etkinliğimiz. 10 Kasım'ın hüznü vardı insanların içinde... Haydarpaşa'da buluştuk ekip olarak. Mustafa, Candan, Erdem ve bendeniz Cihan... Keyifli bir tren yolculuğuyla öğleden sonra ulaştık Eskişehir'e... Bizi garda karşılayan Sait arkadaşımızla, dört katlı Adımlar Kitabevinde aldık hemen soluğu... Kitabevinde bizi Sait beyin eşi Nazan hanım ve çalışan arkadaşlar karşıladı. Kitabevi dört katlıydı. Biz de dört kişi hazırdık doğrusu. Salonun giderek dolmasıyla bu hazırlık keyifli bir mizah söyleşisi ve ardından ondan da keyifli bir müzik dinletisi getirdi izleyenlere...

Adımlar Kitabevinin salonunda Cihan Demirci ve Mustafa Kıran mizah söyleşilerine başlamış bir halde görünüyor...

Sevgili Mustafa Kıran'la birlikte 2007 yılının Nisan ayında başlangıcı İzmir Tüyap Kitap Fuarında yapmış ve ortak etkinliklerimize başlamıştık. Haziran ayında Beyoğlundaki İstiklal Kitabevinde bu kez ikimize, şarkılarıyla Candan ve Erdem Özdemir çifti katılmıştı. Ardından Ağustos ayında bu dörtlü Büyükada'ya mizah ve müzik dolu dakikalar yaşattı. Derken geldik Kasım ayına...1o Kasım Cumartesi günü Eskişehir'deki Adımlar Kitabevi bizi Eskişehirli dostlarla buluşturdu...

Başkent Ekspresi yolcularından Mustafa Kıran, Erdem Özdemir ve bendeniz Cihan Demirci Eskişehir'e doğru yol alırken görülmekteyiz...
Adımlar Kitabevindeki söyleşimizin hemen öncesinde, Eskişehir'de yayınlanan "MİDAS" adlı haftalık gazeteden Yiğit Ünsoy arkadaşımız bizimle bir röportaj yaptı...

Saatler akşamın 18'ini gösterirken, kitabevinin kafesinin bulunduğu üçüncü kat tamamen yükünü almış ve dolmuştu. 50'ye yakın izleyici dostun karşısında Cihan Demirci ve Mustafa Kıran söyleşilerine başladılar. "Damdaki Mizahçı" olarak, söze Eskişehir'in benim için özel yerinden bahsederek başladım doğrusu. Çünkü ben İstanbul dışındaki ilk söyleşimi 1994 yılının gene Kasım ayında Eskişehir'deki Kibele Sanat Merkezi'nde yapmıştım. O zaman oldukça utanıp-sıkılarak başladığım bu yolculukta artık beni susturabilene aşkolsun!. Salonda o dönemin Kibele kitabevinden sevgili Mesut arkadaşımın da bulunması benim için ayrı bir mutluluktu bu arada. Eskişehir'de karikatüre yıllardır omuz veren sevgili Atila Özer de bizi yalnız bırakmayan dostlardandı bu söyleşide. Mizahın kaynağının aslında sandığımız gibi "neşe" değil de "hüzün" olduğundan dem vurduğum ve mizahın ülkemizde geldiği ve içine düştüğü vaziyetten örneklerle bahsettiğim konuşmam anekdotlarla sürdü. Mustafa Kıran da, bu tür söyleşilere hiçte yakın zamanda başlamış biri gibi durmayarak zaman zaman futbol anılarıyla süslediği samimi ve keyifli bir konuşma gerçekleştirdi...

Adımlar Kitabevini dolduran Eskişehirli dostlar...

Mustafa Kıran anlatıyor, Cihan Demirci ve salonu dolduran Eskişehirli dostlar dinliyor...
Cihan Demirci-Mustafa Kıran söyleşisi 19 civarında noktalanırken, sözü artık şarkılara, Candan-Erdem ikilisine bırakmanın zamanıydı... Sevgili Candan ve eşi Erdem Özdemir daha önce de olduğu gibi gene harika bir performans ve zengin bir repertuarla çıktılar izleyenlerin karşısına. Dinleti için düşündüğümüz 45 dakika, bir de baktık ki birbuçuk saat olmuş. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız bir müzik yolculuğu yaşadık Candan ve Erdem'le... Bizleri gene yakın geçmişin o birbirinden güzel şarkılarına götürdüler Türkçe-İngilizce ve hatta İspanyolca parçalarla...
Bu etkinlikte başta da dediğim gibi eski dostlardan Mesut kardeşim, Atila Özer bizi yalnız bırakmadı. Mayıs ayında gittiğim Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden sevgili hocamız Uğur Bilge ve öğrencilerinden sevgili Pelin, Ceylan ve okul arkadaşları salonu dolduranlar arasındaydı. Murat ve Atilla Polat arkadaşlarımızla sohbet ettik. Karikatüre yeni başlayan genç arkadaşımıza zaman kalmadı ama onunla da intrnet üzerinden diyalogu sürdüreceğiz sanırım. Gene bizi yalnız bırakmayan dostlardan; Edebiyatçılar Derneği Eskişehir temsilcisi Zehra Çam'a, bize kitabını imzalayıp verme inceliğini gösteren yazar ve öğretmen İlkay Noylan'a, Emirdağlı hanımefendiye ve şu an adını sayamadığım tüm dostlara bir kez de buradan teşekkür ediyorum...
CANDAN ve ERDEM'DEN
HARİKA ŞARKILAR...
Sevgili Candan söylüyor, gitarda ve vokalde ona sevgili Erdem eşlik ediyor... Keyifle dinlenen bir söyleşi ve ardından gelen güzelim şarkılar... Candan söylüyor, Erdem çalıyor, biz salondakiler onlara eşlik ediyoruz... Adımlar Kitabevinin salonunda adım atacak yer kalmıyor... Kitabevinin sahibi Nazan hanım fotoğraf çekerken ben de onu ve salonu çekiyorum... Söyleşinin sonunda etkinliği gerçekleştiren dörtlü Eskişehirli dostlarla. En solda Osmangazi'den Uğur Bilge hocamız ve benim yanımda da İlkay Noylan... Cihan Demirci ve Mustafa Kıran, belediye başkanı Yılmaz Büyükserşen'in bambaşka bir havaya soktuğu Porsuk çayındaki köprülerden birinin önünde...Büyükerşen başkana bir kez daha şükranlarımız sunuyoruz, Eskişehir'e kattığı güzellikler için... Porsuk çayının üzerindeki bir başka köprüdeyiz... ESKİŞEHİR'DE "BİYER" VAR! Biyer'de Candan ve Erdem gene sahnedeler...
Eskişehir'de aslında çok yer var... Birbirinden keyifli pek çok mekan... Ama biz 10 Kasım gecesi, sona ermesi 21.30'u bulan etkinliğimizden sonra Haller Merkezi adlı mekanı bir ziyaret edip, soluğu "BİYER"de aldık... Müzisyen arkadaşlarımızın bulduğu bu keyifli mekanda, zamanında açılışında bulunduğum Erenköy Güzel Sanatlar Lisesinden mezun olmuş, Yeşim arkadaşımızı keyifle dinledik. Yeşim gece boyunca hem kemanını, hem de sesini konuşturdu... Derken Yeşim sahneye, Candan ve Erdem'i davet etti. Candan ve Erdem de geceye gene güzel şarkılarla ayrı bir renk kattılar... Gecemizi böylece "Biyer" de noktalamış olduk. Bu yıl üçüncü kez gittiğim Eskişehir bana her gidişimde daha da güzel geliyor, daha da keyif veriyor. Sanırım bir süre sonra yolum gene düşecek bu güzel ve genç şehre... Adı eski olsa da, kendi genç bir şehir Eskişehir... Onun sokaklarını, caddelerini, mekanlarını dolduran Üniversiteliler sayesinde...
Sevgili Mustafa Kıran'la 11 Kasım Pazar sabahı, Eskişehir'den dönmeden, kaldığımız Anadolu Otelden çıkıp Anadolu Üniversitesinin o harika kampüsünü geziyoruz. Henüz kışa tam dönmemiş bir sonbahar bütün ihtişamıyla karşımızda bu fotoğrafta ise tam arkamızda... Son olarak ne diyelim; HARİKASIN BE ESKİŞEHİR!..

Hiç yorum yok: