Bugün 12 Ağustos 2007... "Damdaki Mizahçı" son yıllarda büyük bir kısmı hüzünlü, acılı, sancılı, sıkıntılı geçen ömrünü 45'e getirdi bugün... 45'ledi... Cahit Sıtkı yıllar yıllar önce 35 demişti yolun yarısı için, 45 neresidir ki acep?.. 35 güzeldir en azından bir ufak yapar, kafayı güzelleştirir, ya 45? Neyse ki 45'inden sonra azan ya da yazanlardan değiliz... Son aylarda bitmek bilmez bel fıtığı, boyun fıtığı ve çeşitli manevi ağrılarla bana 65 gibi gelen bir 45 oldu bu doğrusu.
Bunca yıldır, ilkelerinden ödün vermeden, onurla yaşamanın getirdiği sonsuz bir yalnızlık duygusu bence 45 denilen şey... Dört onluk ve bir beşlik işte alt tarafı... Ve beni ayakta tutan en sağlam dostun "mizah" olduğunu anlamanın zamanı belki de bir bakıma şu 45... Bir 45'lik açmanın zamanı... Ne dediniz, 45'lik henüz yok mu? Siz şişe mi sandınız 45'liği? Ne de olsa damların hüzünlü mizahçısıyız ya, gene yaşanır bir hüzün bastı içimizi... Oldum olası sevmedim zaten doğum günlerini. 30'lu yaşların sonrasında da hiç kutlamadım. Benim için bir hesaplaşma günüdür daha çok. Hatalarımla, yanlışlarımla, doğrularımla, yaşadığım güzellliklerle, yapabildiklerimle, hayallarimle, yapamadıklarımla...
Sahi, bu yaşa dek hep yaşımı göstermediğim iltifatlarıyla karşılaştım çevremde... Saçımdaki ilk beyaz teli 42 yaşında gördüm zira... Bana hep çok komik gelmiştir bu "yaşını göstermemek"... Tam "Türk usulü" bir bakış açısıdır... Sizin sadece dış görüntünüze bakarlar, saçlar beyazlamamışsa henüz, kilo da çok anormal filan değilse, şöyle bir süzüp "Yaşınızı hiç göstermiyorsunuz, yaşınızdan çok genç duruyorsunuz" derler hemen... Dış cephe kaplamasıdır oysa tüm bu laflar... Her şeye dışardan ve yüzeysel yaklaşan bir toplumun fertleri olduğumuz için bilmeyiz ki insanın yaşı dışında değil içindedir aslında... Yaş içerden gözükür, derinden bakmasını bilenler için... Dıştan son derece genç ve sağlıklı duran birinin içinde binbir dert ve hastalık olabilir pekala... İçten çürümüştür ama saçları beyaz değildir ne kıymeti var... Alaturka bir kafayla sadece saça-başa ve dış görüntüye bakarız biz hep, o yüzden de ıskalarız yaşları, kuruları, hayatları...
Şimdi tam da bu laflara denk düşecek bir minik şiirimle nokta koyalım artık 45'imize... O şiir ki bunca lafa boğmayacak sizi. Bu şiir, benim kısmet olursa üçüncü şiir kitabımın da ilk şiiri olacak. Son şiir kitabım "Sazan Mevsimi"ni 1999'da yayınlamıştım. 2000'den bu yana yazdığım şiirlerden oluşacak bu kitabı ne zaman yayınlarım, bilinmez... Bugün 12 Ağustos... Benim için 45'lik bir gün... Burcu "Aslan" olan tüm güzel insanlara dam üstünden selam olsun..Her şeye inat YAŞASIN HAYAT!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder