06 Ağustos 2007

Atom bombasının atılışının 62. yılında,
o korkunç günleri bir çocuğun gözünden
anlatan etkileyici bir çizgi roman:
YALINAYAK GEN

KÜÇÜK GEN'İN GÖZÜNDEN HİROŞİMA 1945

Geçen yılın sonlarına doğru, Tudem Yayınları'ndan çizgi roman yayıncılığına başlayacakları haberini almıştım bulunduğum dam üstünde... İzmir kökenli Tudem Yayınlarının çizgi roman yayıncılığına ilk adımları ise Japon çizgi romanları ile olacaktı. İlke Aykanat'la yaptığım görüşme sonunda, başlangıçta 4 kitapla başlayacak bir çizgi roman dizisinin, çizgi roman diline aktarılmasını ve editörlüğünü üstlendim. "MANGA" adı verilen Japon çizgi romanları, son yıllarda dünyayı kasıp kavuruyor. "YALINAYAK GEN" adını taşıyan bu çizgi roman, Türkçeye Levent Türer tarafından çevirisi yapılmış bir halde bana ulaştığında doğrusu beni bu kadar içine çekici bir çizgi-roman beklemiyordum. Ancak kitapları kare kare, adeta yeniden çizgi roman ve günlük yaşam diline çevirirken 1945'in Hiroşima'sına dair bilmediğim pek çok şeyi de öğrendiğimi gördüm.

"YALINAYAK GEN" adını taşıyan çizgi roman dizisinin ilk kitabı "HİROŞİMA'NIN HİKAYESİ" geçtiğimiz ay içinde Tudem Yayınlarınca yayınlandı. "DAMDAKİ MİZAHÇI" olarak sizlere bu ilk kitabı özellikle bugün, yani 6 AĞUSTOS'ta tanıtmak istedim... Çünkü bugün Hiroşimaya atom bombası atılışının 62. yıldönümü...

5000 DERECE BİR SICAKLIK!

"Yalınayak Gen" çizgi romanının yazarı ve çizeri Keiji Nakazawa, şöyle diyor kitabın girişinde yazdığı yazıda: "Atom bombası, 6 Ağustos 1945 sabahı 08.15'te, doğduğum şehir Hiroşima'nın 600 metre üstünde patladı. Bombanın patladığı yerden yaklaşık bir kilometre uzakta Kanzaki İlkokulunun arka kapısındaydım. Korkunç bir rüzgar ve kavurucu bir sıcaklık dalgasına tutuldum. Altı yaşındaydım. Hayatımı, okulun beton duvarına borçluyum. Eğer duvarın gölgesinde duruyor olmasaydım, 5000 derecelik ısı dalgası beni de anında kavuracaktı. Onun yerine kendimi canlı bir cehennemde buldum. Olayın detayları, sanki dün yaşamışım gibi beynime kazınmış durumda..."

Şimdilerde eşiyle birlikte Tokyo'da yaşayan Keiji Nakazawa, bu kitapta kendi yaşamından yola çıkarak, belgesele yakın tatlar içeren, sarsıcı bir çizgi roman gerçekleştirmiş. Kitabın baş kahramanı "Gen" de bir yerde o... Bu kitabı çizgi roman diline çevirirken, 2. Dünya savaşı Japonyasının gerçek yüzünü de görmüş oldum Nakazawa sayesinde. Bizler bugüne kadar açıkçası Hiroşima'nın daha çok Amerika cephesine bakmıştık. Yani Amerikalıların attığı korkunç bir bomba ve perişan olan bir Japonya'dan ibaretti bildiklerimiz. Oysa Japon çizgi roman ustası Nakazawa, bize Japonya'nın o dönemine dair pek de bilmediğimiz yönlerini, yanlışlarını, çarpıklıklarını göstererek, baştan sona sürükleyici bir tempoda giden çizgi romanında içerden bir eleştiri getiriyor ülkesine ve o dönemin Japon Krallığına... Doğrusu bu dizinin ilk dört kitabını da keyifle ve epeyce emek vererek çizgi roman diline aktardım. Tudem Yayınları, bir çizgi roman dizisine yakışacak ciddiyette bir çalışma gerçekleştirdi bu kitaplar için. Bundan sonra da diğer üç kitap belli aralıklarla yayınlanacak.

Çizgi roman meraklılarına ait internet sitelerinde "Yalınayak Gen" için şimdiden çok güzel yazılar çıkmaya başladı. Bu çizgi roman için "Türkiye'deki ilk manga" deniyor. Çizgi Roman Platformunda (http://croplatform.wordpress.com) konunun uzmanı Ümit Kireççi, şöyle yazmış:

"... Baskı kalitesi için söylenecek tek söz var: Çok başarılı! Yayınevi çizgi romanı o kadar ciddiye almış ki hiç üşenilmeden efektlere kadar her şey Türkçeleştirilmiş. Çizgi roman basan yayınevlerinin pas geçmeyi tercih ettiği efektler Japonca bırakılmamış: Bırr, hırr, çaat, rap, şangırt, zaaart gibi efektler herhangi bir çizim görülmeden bile okuyan türk çizgi roman okurunun aklında bazı hareket ve eylemleri canlandırmada yeterli oluyordur şüphesiz. Efektlerin dışında Türkçeleştirilen diğer şey de bayrak, ilan ve afiş yazıları. Orijinal yazılar çizim içinde olduğu gibi bırakılmışken kareler arasındaki boşluklara Türkçeleri yazılmış. Bu şekilde kitabın çizgi öğeleri sanatçının becerisiyle okura ulaşırken yazıların çevrilmesiyle okurun metne ve esere tümden hakim olunması sağlanmış. Bu arada değinmeden geçemeyeceğim, eserin evrensel çizgi dili oldukça başarılı ve anlaşılır da olsa balonlar içerisinde yer alan diyalog, monolog ve kafa sesleri mizah çizgi romanı düzeyinde kabalaşmadan sokak diline (konuşma diline) çevrilebilmiştir. Akıcı ve anlaşılabilir bir dil yapısı edebi ve sıkıcı olabilecek yapıyı kırmıştır. Bu şekilde dramatik sanatların akıcı yapısı dille desteklenmiştir. “dur bakim”, “pataklıycam”, “delirdin mi ya”, “gidicem” sadece bazı örnekler. Özelle “Off” ve “ya”ların kullanımı dili inanılmaz gerçekçi kılmış. Konuşanlar bir anda canlanıyor, iki boyutlu resimler olmaktan kurtuluyorlar..."

Özellikle çizgi roman dilinin adaptasyonu ve efektlerle ilgili yazılanlar beni de mutlu etti doğrusu. Çünkü ülkemizde yayınlanan çeviri çizgi romanların, soğuk ve yaşamayan dili beni çocuk yaşlarımdan beri hep rahatsız etmişti. Bu nedenle böyle bir çalışmayla bize uygun bir çizgi roman dilinin nasıl olacağını, hem yazar-çizer hem de eski bir çizgi roman okuru deneyimiyle göstermek istedim. Artık bundan sonra söz, nitelikli çizgi roman seven okurlarda... Sahi bu arada bu kitabın yayıncısı Tudem tarafından "15 yaş ve üstüne" önerildiğini de belirtelim yazımızın sonunda...

Hiç yorum yok: