29 Haziran 2007

BİRGÜN'DE YAYINLANAN
"RTE GARANTİLİ FIKRALAR" YAZISI
"RTE Garantili Fıkralar" adlı son kitabımla ilgili olarak, 24 Haziran Pazar günü BİRGÜN gazetesinde İlhan Güreli'nin kaleme aldığı bir yazı yayınlandı, bu yazıyı aşağıda sizlere sunuyorum...

'RTE Garantili Fıkralar'

İLHAN GÜRELİ

Mizaha özellikle de politik mizaha çok fazla ihtiyaç duyduğumuz bir seçim sürecine girdik. Ama politik mizah geçmişte olduğu kadar ortalıkta gözükmüyor nedense. Bu topraklarda çok eski bir geleneği olmasına rağmen özellikle "politik fıkraları" son yıllarda neredeyse unutmuş ve dışlamıştık. AKP iktidarı 5. yılına girmesine ve bu konuda fazlasıyla malzeme vermesine rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerine herhangi bir fıkra kitabı çıkmamıştı. Bu duruma şaşırmamak, uzun süredir "şaşırma" duygusunu unutmuş biz Türklere özgü olmalıydı. Çünkü saha ve hava şartları, iktidar koşulları bu tür fıkralara ve kitaplara çok uygundu. Ama nedense mizah dünyasından tık çıkmıyordu. Şüphesiz bunda Başbakanın yarattığı korku ve baskı ortamının da büyük payı vardı. Ne de olsa her çizilen karikatüre dava açan bir başbakanı vardı ülkenin.

İşte böylesi günlerde, yürekli bir kalem çıkarak "RTE Garantili Fıkralar" adlı politik fıkra kitabını Turkuaz Kitaplığı'ndan yayınladı. Çizerlik de dahil olmak üzere yazar-çizer olarak 29 yıldır mizahın içinde olan Cihan Demirci, 32. kitabı olan "RTE Garantili Fıkralar"ı hiçte kolay yayınlaya-mamış kendisinden öğrendiğimize göre. Kitabın 1.5 yılı bulan bir yayınlanma macerası olmuş. Pek çok yayınevi basmaya çekinmiş. Oysa Cihan Demirci, "Sadece bir mizahçıya yakışır şekilde, eleştiri hakkını kullandığını" söylüyor kitabın sunuş yazısında. Ayrıca "fıkra" anlatmanın ya da fıkra yazmanın herkesin işi olmadığını belirtip, (AKP'li belediye başkanlarını ve AKP'li bakanları kastediyor olmalı!) bu işin ince zekâ isteyen bir iş olduğunun altını çiziyor.

Kitapta da ince bir mizahçı zekâsı taşıyan 150 özgün Cihan Demirci fıkrası var zaten. Acı acı güldüren, sarsan fıkralar. RTE beyefendinin o unutulmaz pot olmuş sözleri de fıkralaşmış. Anımsarsanız bu ülkede başbakan Yıldırım Akbulut hakkında bile pek çok fıkra kitabı çıkmıştı ama Başbakan Erdoğan hakkında ilk kez çıkabiliyor, bu da içinde bulunduğumuz dönemin acı durumunu yansıtıyor. Zira bu dönem öylesine karanlık bir dönem ki, çizdikleriyle iktidara yağ yapan karikatürcüler bile var bazı gazetelerde. Hani şimdilerde TMSF gazetesi olmuş bir büyük gazetenin, eşi AKP milletvekili adayı olmuş çizeri gibi. Yani bu durumu sadece baskı ve korku ortamıyla açıklamak da doğru olmaz. Mizahçıların, muhalif mizah geleneğimize artık yeterince sahip çıkmadığı, açılan birkaç davanın dışında muhalif mizahın sesinin ülkede zerre kadar duyulmadığı gene yüzümüze çarpan bir tokat adeta. İnsanın aklına Osmanlı'da yazdıkları ağır şiirlerle hayatlarından olan heccavlar, hiciv şairleri geliyor da, nerelerden nerelere geldik diyorsunuz birden...

YENİ AMPUL

Şimdi, kitaptan "Yeni Ampul" adlı bir fıkra... Ekonomiden sorumlu devlet bakanı bir koşuda soluğu RTE'nin odasında almış ve heyecanla söze girmiş: "Duydunuz mu efendim duydunuz mu? Avrupa Birliği, küresel ısınma yüzünden klasik ampul kullanımından vazgeçiyor-muş. Artık enerji tasarrufu sağlayan yeni ampuller kullanılacakmış..." RTE yumruğunu telaşla önündeki masaya vurmuş: "Yapma yaaa, bu demektir ki bunlar bizden vazgeçiyorlar. Desene bizden daha kullanışlı yeni ampul buldular!.."

Cihan Demirci, geçtiğimiz günlerde kendisiyle yaptığımız söyleşide; "Medyanın kitabını henüz görmezden geldiğini" söyleyerek şöyle diyor: "Medyamız kendini tamamıyla Başbakan RTE'ye teslim etmiş durumda. Vaziyetin ne denli vahim olduğunu bu kitap sayesinde daha da iyi anladım. Eskiden olsa köşe yazarlarımız bu tür kitaplardan hemen bahseder hatta fıkralardan alıntı filan yapardı, artık köşe olmuş yazarlar bu tür kitapları çekmecelerine ve belki de çöp kutularına atıyorlar. Oysa Başbakanı kızdırmaları söz konusu bile olmaz, Başbakanın kendisi zaten hep kızgın birisi. Ben böylesine kızgın ve öfke dolu bir başbakan hiç görmedim." Demirci, konuşmasının sonunda topluma da şöyle bir çağrı yapıyor: "Ampulsüz günlerin özlemiyle bu kitaba ve susturulmuş muhalif mizahın sesine biraz olsun sahip çıkın!" Ayrıca şunu da ekliyor Cihan Demirci: "Anımsarsanız, Başbakan RTE'yi birkaç yıl önce biri sırtından atmıştı. O atın adi: Cihan'dı. Şimdi bir başka Cihan çıkıp, fıkralarıyla aynı işlemi yapıyor, adar bizden önce davrandıysa bu biz insanların ayıbı değil midir?.." Güzel söze ne denir?..

Dilerseniz kitaptan aldığımız "Yumurtaların akıbeti" adlı RTE fıkrasıyla sözlerimizi noktalarken, bizde çok güçlü kökleri bulunan politik mizah geleneğinin yeniden canlanması dileğini de iletmiş olalım...

YUMURTALARIN AKIBETİ

Milli Eğitim bakanı, RTE'yle birlikte bir ilköğretim okulunu dolaşıyordu. Girdikleri sınıfta, öğretmen öğrencilerinin düzeyini göstermek için bir öğrencisini kaldırıp sordu: "Bak yavrucum, sayın RTE'yle sayın bakanımız bizi ziyarete gelmişler, hadi şimdi heyecanlanmadan söyle bakalım; elinde 24 yumurta var ve ailen 6 kişi, nasıl paylaştırırsın?.." Çocuk çok bilmiş bir ifadeyle bakana ve RTE'ye bakıp konuştu: "Bu yumurtalardan 6 tanesini aileme ayırıp, geri kalanlarını bakanın ve RTE'nin üstüne atarım öğretmenim!.."

(BİRGÜN GAZETESİ - 24 Haziran Pazar 2007)

Hiç yorum yok: