28 Ekim 2010

DAMDAKİ MİZAHÇI
CİHAN DEMİRCİ,
20 YILDIR
İLK KEZ
TÜYAP'A KATILMIYOR!
Sevgili DAMDAKİ MİZAHÇI takipçileri; dile kolay 1990'dan bu yana sektirmeden 20 yıldır düzenli olarak söyleşilerle ve imza günleriyle katıldığım Tüyap Kitap fuarına bu yıl ilk kez KATILMAYACAĞIM... Bunun Tüyap'la en ufak bir ilgisi yok... Tam tersine bugüne dek pek çok şekilde bir yazar-çizer olarak bana sahip çıkan Tüyap ekibine buradan bir kez daha teşekkür etmek boynumun borcudur.

Fuara katılmayışımın nedeni TUDEM YAYINLARINI PROTESTO ETMEKTİR!.. 30 yıldır profesyonel yazarlık-çizerlik yapıyorum. 1985'ten bu yana ise kitap yayımlıyorum. 25 YILDA 38 KİTAP YAYIMLADIM Kİ bunların içinde 24 basıma ulaşan da vardır tek basımda kalanda. Kaba bir hesapla 310 bini aştı kitaplarımın toplam satışı... Bu yıl benim için yazarlığımın 30. kitap yayımlamaya başlayışımın ise 25. yılıydı yani aslında özel bir yıldı ama Tudem Yayınları sayesinde ne yazık ki zehir oldu... Uzun yıllar pek çok etkinliğine destek verdiğim, bir çizgi dizisine editörlük yaptığım, 2 kez jüri üyeliğinde bulunduğum Tudem'e 2009 yılında bir hata neticesinde "Sinirnaz'ın Sözlüğü" adlı kitabımı verdim yayımlaması için. Geçen yıl ki fuarın sonunda, tam fuardan ayrılacağım sırada standa geldiğini tesadüf eseri fark ettiğim bu kitap için Tudem Yayınları hiçbir çaba sarfetmedi, adeta kitabı yok saydı. Bunun üzerine yazarlık telifini kesintili ödediği yetmediği gibi kitabın kapağını ve iç resimlemesini de yapmama rağmen, çizerlikten oluşan telifimi aylarca ödemedi. Yayınevi yöneticisi Sn. İlke Aykanat'a yolladığım uzun bir mailde kapak çalışması ve iç resimlemeden doğan doğal telif hakkımı istememe rağmen, sanki fazladan bir şey istiyormuşum gibi kaba bir karşılık gördüm. Sonuçta almam gereken telifin yarısından bile azı "Bir daha sizinle çalışmak istemediğimiz için bu telifi ödüyoruz" şeklinde incitici bir yanıtla eksik olarak ödendi. Hakkımı aradığım için kötü oldum... Bazıları herşeyi paranın gücüyle hallederiz sanıyorlar... Havaya gelince mangalda kitap külü bırakmayan, yurt dışından konuk yazarlar-çizerler getirebilen ama yerli yazarına bir telif hakkını bile çok gören bu yayınevinin gerçek yüzünü ancak kitap verdikten sonra görmüş oldum... Kitap vermeden önce herşey gayet iyiydi oysa ki.

Bakın 25 yılda daha önce yayımlanan diğer 37 kitabımda telifi çok geç ödeyen yayınevleri olmuştur ama HİÇBİRİ EKSİK ÖDEMEMİŞTİR... BU DURUM BAŞIMA İLK KEZ GELMİŞTİR bunu da belirtmek isterim. Üstelik bu kitaplarda yazarlık telifini ayrı, kapak ve iç resimleme telifini ayrı almışımdır. Ayrıca Tudem zaten yazarına en az telif yüzdesi ödeyen yayınevlerinden biridir. Kitabımın kapağını ve iç resimlemesini bir başkası yapsaydı acaba ona da telif ödemeyecekler miydi?.. TELİF HAKKIMI YİYEN TUDEM YAYINLARINI PROTESTO ETMEK İÇİN 29. İSTANBUL KİTAP FUARINA KATILMIYORUM... Yazarlığımın 30. yılına denk gelen 2010 yılında bana yaşattıkları tatsız anlar sonrası bu yıl için planladığım 2 ayrı kitabı da ne yazık ki yayımlayamadım, o kitaplar da 2011'e kaldı... Yazarlar-çizerler genellikle yedikleri kazıkları içlerine atar, içlerine gömerler, o yüzden bu ülke kazık yemiş yazar-çizer ölüsüyle doludur... Sonuçta biz yanlışları örtme toplumuyuz. Bu anlamda da her anlamda da DOĞULUYUZ!.. Bunun en önemli nedeni; yazar-çizerlerimizişn çoğunluğunun yazar-çizerliği bir meslek olarak değil hobi olarak yapmaları, yani bu işi ek bir iş şeklinde görmeleridir. Ama Cihan Demirci, sadece yazarak-çizerek yaşam kurmuş biridir, 30 yıldır da bu işi yüzünün akıyla sürdürmektedir, kimseyle de göbekten bir bağı yoktur. Bu işi belki de hobi olarak, ek iş olarak yapmadığı için sesi kazık anlarında daha gür çıkar. Facebook'a yazdığım mesaj sonrası gelen mailler nedeniyle bu açıklamayı kaleme aldım. Yediğim kazığı bilmenizi istedim... Şu üç günlük dünyada hep dik durdum (sahi, keşke fiziksel olarak da dik durabilseydim ama uzun boy ve masa başı çalışması buna engel oldu!:))) bu dünyadan bu şekilde göçüp gideceğim!.. Sözün özü; herkes yaptığıyla, bıraktığı iz oranında geriye kalır... Durum budur...
CİHAN DEMİRCİ

1 yorum:

yildizlhan dedi ki...

Sevgili Cihan;
Yaşadıklarını ayrıntılı ve isim vererek anlatman harika bir davranış. Ne yazık ki yazarlar; kendilerine yapılan bu tür haksızlıkları, sanki olayda bir suçları varmış, hatta yazarlık duruşlarına halel gelecekmiş gibi örtbas ettikleri için hal hep örtülü kalmakta. Söz konusu yayıneviyle ben de bir tatsızlık yaşadım. Duruşları hiçbir savunuyu hak etmiyor.
Ne diyeyim, geçmiş olsun.