02 Aralık 2024

YATAY ZEKA DÖNEMİNE UYGUN YAZAR VE STAND-UP'ÇI VAZİYETLERİ / CİHAN DEMİRCİ

Yıllardır yazmaktan yorulduğum bir konudur. Dünyada üste para vererek yazar olunan tek ülkede ya(v)şıyoruz uzun yıllardır!!!! Ne demek bu?.. Yani demem o ki, artık epeydir parası olan yazar bu ülkede, kitabın maliyet parasını veriyor, kitabı basılıyor ve evine paketlenmiş şekilde geliyor, sen de bunları kitap fuarlarında imza günlerinde imzalayıp yazar oluyorsun, oysa ki bizim bildiğimiz gerçek yazarlar genellikle "parasız" insanlardır ve gerçek yazar üste para vermez, tam tersine telif alır!..

Dünyanın en yamuk ülkesi özellikle son 2000'li yıllarla birlikte yani 21. yüzyılda bu tür yazarları üretti!.. Tabii ki eskiden de bir yazar ilk kitabını bastırmakta zorluk çekerdi ve bunu kendi olanaklarıyla matbaa bularak zorlukla bastırabilirdi ama son 20 yıldaki vaziyetin bununla pek bir ilgisi yok!.. Ülkedeki bu ekonomik çöküşte hala ayakta durabilen yayınevlerinin çoğu aslında yıllardır bu şekilde telif ödemek bir yana, yazardan üste para aldıkları bu yatay zekalı sistemi yürütüyorlar. Parasını ödeyerek kitap bastıran ve sonrasında yazar olarak anılan isimler bir süre sonra bu işi daha da büyütüp, gördükleri itibarla "Yazarlık Atölyesi" düzenlemeye kadar götürüp bu işin tadını çıkarıyorlar. Ha bu arada, bu yamuk ülkede kitabını üste telif alarak yayınlama peşinde olan zavallı gerçek(!) yazar ise tarihin karanlık sayfalarına doğru ilerliyor!..

21. yüzyıl daha öncede yazdığım gibi yapay zekadan çok insanoğlu için "Yatay Zeka Yüzyılı" yani insan zekasının daha da yokuş aşağı gittiği bir yüzyıl bu. 20. yüzyılın tam sonunda yayınladığım şiir kitabım "Sazan Mevsimi"nde insanımızdaki sazanlaşmayı anlatmıştım dizelerle. Bu sazanlaşma kendini tekno ve dijital bir çağa bırakan 21. yüzyıl insanında zekayı yatay hale getirdi, zira zekaya hiç gerek kalmadı.

Geçen yılın Nisan ayı başında temelli terk ettiğim ilçem Kadıköy'de her yerde pıtırak gibi stand-up sahneleri açılır olmuştu. Hatta yaşadığım sokağa kadar gelmişti bu tür mekanlar. 

62 yıllık ömrünün 47 yılını mizaha vermiş bir kalem olarak bu mekanları biraz araştırdığımda şunu gördüm, nasıl üste para vererek yazar olunuyorsa, artık üste para vererek stand-up'çı olma dönemi yaşanır olmuş bu mekanlarda. Yani kendinizi komik zannedip, cebinize paranızı koyarak bu mekanlara gidiyor ve mekana para ödeyerek kısa süreli sahneye çıkıyor, kendinizce komiklik yapıyorsunuz.

Gördüğünüz gibi üste para vererek yazar olunan bir ülkede, üste para vererek stand-up'çı da olunuyor artık!.. Yatay Zeka mucizesi bu olmalı!.. Ne kadar yatay zeka, o kadar para!!!!

Alaturka bir şeriat çukurunun dibine oturmuş bir ülkede artık yazarlarımız ve stand-up'çılarımız elbette üste para almayacak, üste para verecektir, hatta stand-up'çı "Düşündürmeden" güldürmenin de altını çizecektir, çünkü Yatay Zekalar ülkesinde artık düşündürmenin de, muhalif mizahçı olmanın da en ufak bir değeri ve anlamı kalmamıştır, son sözümü 40 yıl kadar önce yayınladığım ilk kitabımın adı söylesin o zaman: "Çıkışlar Arka Kapıdan!.."

Cihan Demirci (2-12-2024-Foça)



Hiç yorum yok: