10 Mayıs 2023

DAMDAKİ MİZAHÇI CİHAN DEMİRCİ , "CUMHURİYET'İN 2. YÜZYILINDA KÜLTÜR VE SANATIN GELECEĞİ" SEMPOZYUMUNUN KONUKLARINDANDI!..


SEMPOZYUMUN SON GÜNÜNDEKİ SON ETKİNLİK OLAN "SANATÇI KÜRSÜSÜ"NDE KONUŞAN 14 KÜLTÜR-SANAT İNSANI, MODERATÖR YEKTA KOPAN'LA...
 
2020 yılının Mart ayında hayatlarımızı esir alan bir virüsle kültür-sanat etkinliklerinde 30 yıldır süren beni ayakta tutan koşturmaca durmuştu. Virüs 2021 yılının Temmuz'unda hayatımızdan çıktı ama bu kez de iktidar sayesinde ülkeyi saran ağır ekonomik çöküş etkinlikleri de vurdu!..

DAMDAKİ MİZAHÇI Cihan Demirci bu zor süreçte Kadıköy'deki dairesinde yıllardır yaşadığı sorunların daha da azmasıyla önce kısa bir süre Kuşadası'nda, sonra da 2 yıl kadar Foça'da göçebe bir zaman geçirdi. Ancak Kadıköy'deki sorunlarım bu yılın 18 Ocak tarihinde eve gittiğimde beni çıldırtacak boyuta çıkınca, artık dayanamayıp radikal bir karar vererek, çok kısa süre içerisinde tek varlığım olan dairemi hiç düşünmeden değerinin altında bir fiyata satıp 27 yıldır gelip gittiğim ve son 2 yıldır 20 m2 bir çatı odasına sığındığım Foça'da bir daire buldum ve 61 yıllık ömrümün şehri İstanbul'u ilk kez temelli terk ederek 5 Nisan 2023 tarihinde İzmir Foça'ya yerleştim...


2023 yılı benim için böylesine hayatımı değiştirecek şekilde başlayınca, ilk 4 ayda herhangi bir kültür-sanat etkinliğine de katılamamıştım. Nisan sonlarına doğru arayan sevgili Zeynep Altıok, 6-7 Mayıs 2023 tarihlerinde İzmirde seçimden bir hafta öncesinde gerçekleşecek "Cumhuriyet'in 2. yüzyılında Kültür ve Sanatın Geleceği" başlıklı sempozyumdaki "Sanatçı Kürsüsü"nde konuşmaya davet etti. Uzunca bir zamandır çarkın dışında seyrettiğimden özellikle sevinerek kabul ettim.


Sempozyum 6 Mayıs Cumartesi günü sabah 10'da açılış konuşmalarıyla başladı. Ardından pek çok söyleşi ve bildiri sunumu gerçekleşti. Bunların bence en renklisi ve ilginci Eskişehir'in müthiş belediye başkanı sevgili Yılmaz Büyükerşen'in katıldığı söyleşiydi. 

Yılmaz Hoca, İzmir Belediye başkanı Tunç Soyer'le birlikte konuşmacı olarak katıldığı söyleşide öylesine bir performans sergiledi ki, çocukluğundan başlayarak Eskişehir'in başına geçeceği yıllara dek olan uzun bir süreci çok keyifli bir şekilde anlattı. Ancak o kadar uzun konuştu ki, belediye başkanı olarak yaptıklarını anlatacak zamanı kalmadı. Kendi kendine harika bir şehir kurup, Eskişehir'i adeta küllerinden yeniden yaratmış bir benzeri daha olmayan sevgili Yılmaz hoca finalde yoğun bir alkış altında bitirdi renkli konuşmasını...


Sempozyumun ilk gününün sonunda, 6 Mayıs Cumartesi akşamında Sempozyumun konukları olarak Levent Marina'daki Nefes Restoran'da aldık soluğu, sempozyuma katılan kültür insanı dostlarla keyifli sohbetler gerçekleştirme olanağı bulduk...



7 Mayıs Pazar günü Yekta Kopan'ın moderatörlüğünde Sempozyumun son etkinliği olan "Sanatçı Kürsüsü"nde "Sanat ve Gelecek" başlığı altında 14 kültür-sanat insanı arka arkaya konuştu. Konuşmacılara 5-6 dakikalık bir süre verilmişti. En son söz "Damdaki Mizahçı" Cihan Demirci'ye düştü!.. Sempozyum için yazdığım 6 sayfalık metni okumak yerine, oldukça kısa ve doğaçlama bir konuşma yaparak, kültür-sanatın çok ağır hasar aldığı şu son 21 yıllık süreçte en ağır hasarın mizah alanında olduğunu vurguladım ve kadim işim mizahçılığın yaşadığı baskılardan bir kaç örnek vererek bu sempozyumu mizahla noktalamış oldum!..



Ardından sempozyumun finalinde 7 Mayıs Pazar gecesi harika bir konserde bulduk kendimizi.. 30 küsur yıl öncesinden sevgili arkadaşım Demet Sağıroğlu'nun Çiğdem Erken ve Tuğrul Tülek'le birlikte verdiği konserde henüz daha Bilkent öğrencisi iken tanıdığım, şarkıcılığa başlangıç serüvenine şahit olduğum iyi ses, sevgili Demeti uzun yıllar sonra yeniden canlı dinlemenin keyfini yaşadık Adnan Saygun Sanat Merkezinin Büyük Salonunda... 15 Mayıs'ta artık güzel günlere uyanmanın özlemiyle, Demet'le kuliste buluştuk ve ayaküstü gerçekleşen sıcacık bir sohbetle güzel bir anı bıraktık geride...

21 yıldır hem ülke, hem de özellikle biz mizahçılar çok yoğun bir baskı ve sansür dönemi yaşadık, kitaplarımız toplatıldı, TRT'den ve özel kanallardan kovulduk, gazetelerden atıldık, dergiciliğimiz yok edildi, internetteki bloglarımız kapatıldı, yasaklandık, ifade verdik, yargılandık, beraat ettik ama işimizi yapamaz hale getirildik, umarım 15 Mayıs sabahında çok daha özgür bir ülkeye uyanır, yeniden merhaba deriz ve 45 yılı geride bırakan mizahçılığımızı yeniden layıkıyla yapmaya devam ederiz!..


Hiç yorum yok: