04 Temmuz 2020

CİHAN DEMİRCİ, CUMHURİYET'İN "CİDDİYET" MİZAH SAYFASINDAKİ "DAMDAKİ MİZAHÇI" KÖŞESİNDE AZİZ NESİN USTAYI 25. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ANDI!..


2019 yılının Kasım ayı başından beri 9 aya yakın bir süredir Cumhuriyet gazetesinin "Ciddiyet" mizah sayfasında "Damdaki Mizahçı" yazıları yazan ve karikatür çizen Cihan Demirci, 4 Temmuz 2020 Cumartesi günkü "Damdaki Mizahçı" köşesinde "Dam Üstünden Anılar-6" başlıklı yazısında bundan 25 yıl önce, 6 Temmuz 1995'te yitirdiğimiz mizahımızın büyük ustası AZİZ NESİN'i andı... Bu yazıyı aşağıda sizlerle paylaşıyorum..


Dam Üstünden
Anılar - 6

Sevgili okurlar, “aklımızı” yitireli 6 Temmuz’da 25 yıl oluyor!.. Zira mizahın büyük ustası Aziz Nesin’i 6 Temmuz 1995’te, bundan 25 yıl önce kaybetmiştik!.. “Dam Üstünden Anılar”ın bu haftaki konuğu olan Aziz Nesin usta geriye dopdolu bir hayat, rekor sayıda muhteşem bir üretim, ve en önemlisi ‘aklın gücü’nü bıraktı.

Bu akla ziyan ülkede asla önemsemediğimiz, insana özgü en büyük güç ondan bize mirastır. Bu güç, bağnazlığa, tutuculuğa karşı aklın gücüdür. Ne yazık ki toplum aradan geçen 25 yılda o mirasın zerresini bile kullanmadığı gibi akılla olan sorunlu ilişkisinin arasını tamamen açtı ve kopardı!..

Bu coğrafyada akla seslenen bir mizah yapmak ne zor bir iştir bilir misiniz, 42  yılı bulan bir süredir hem yazar hem de çizer olarak hayatımı mizaha adadığım için iyi biliyorum. Birlikte çalışma onuru yaşadığım ve ustalarımdan biri saydığım Aziz ağabeyle ölümünden 18 gün önce son kez İzmit’te bir araya gelmiştim ortak söyleşimizde. O gün ateşler içinde yanıyordu, 40 derece ateşi vardı, gözleri seçemiyordu, Sivas yangınının yorgunuydu. Ama o halde bile hatırı sayılır bir kalabalığın karşısındaydık 30 dereceyi aşan bir sıcak!.. O gün söyleşi öncesinde inatla Keltepe’ye çıkmak istemişti. İzmit’in en tepesinde bana acınacak gözlerle bakmış, “Bu ülkede gelecek günlerde mizahın yapılamayacak bir hale geleceğine” dair acı şeyler söylemişti. Hayatında yaşamadığı baskı ve acı kalmamış bir mizah ustası olarak belli ki ardında  bırakacağı genç kuşak mizahçılara üzülüyordu. Dedikleri fazlasıyla çıktı.

1984 yılı… Güldürü Üretim Merkezi’nde yazar-çizerim. Yanımdaki masaya dev bir usta geldi: Aziz Nesin!.. Güneş’ten Hürriyet’e transfer olmuşuz ve günlük mizah sayfası hazırlıyoruz. Aziz ağabey aramıza felçli katıldı. Sağ tarafı tutmuyor, yazamıyor ama peltek de olsa konuşarak, sekreterin daktilo ettiği bir tefrika yazdı ve aylar sonra felci de genç mizahçıların arasında yendi!..

O, hep mücadele insanıydı, 200’den fazla takma adla yazmak zorunda kaldı. Hayatının beş buçuk yılı aşkın süresi cezaevlerinde geçti. Yargılandı, dışlandı, an geldi işsiz kaldı, ama pes etmedi, mizahı her daim küçümseyen edebiyat dünyamıza kendini kabul ettirdi. Kendiyle de, çevresini saran ‘ödlek’ aydınlarla da hep dalgasını geçti, bu ülkede hiçbir yazarın yapamadığını yaparak, kitaplarının geliriyle çocukların yetiştiği müthiş bir vakıf kurdu ve o vakıf tüm zorluklara rağmen yaşıyor!..

Gün olur da hani aklımıza yeniden sahip çıktığımız bir gün gelirse hani, o gün Aziz Nesin de yeniden aramıza dönmüş olacak, büyük ustanın anısına sevgiyle…  


#AzizNesin #MizahUstası #6Temmuz1995 #25ÖlümYıldönümü #MizahEdebiyatı




Hiç yorum yok: