Fotoğraflar için Vahit Akça arkadaşıma teşekkürler...
Sonuçta Büyükada'ya ayakta sallanır bir bünye ile gittim ama belki de yaptığım işi sevdiğim için olacak, bu bünye Büyükada'da gene kendine geldi... Bu özel etkinlik için Büyükada'daki Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezine gelen izleyiciler, mizah tarihimiz üzerine bugüne dek bilmedikleri ve pek başka bir yerde göremeyecekleri sayısız bilgi ve belgeyi, 2.5 saati bulan bu görsel sunumlu söyleşide buldular. 1404'te hiciv şairi Nesimi'nin asılmasıyla başlayan mizah tarihi yolculuğu, 2015'e dek yaşananlarla sürdü... Bu görsel sunum bir yerde, siyasi-toplumsal-eleştirel mizah yapanların bu coğrafyada 600 yılı aşan bir süredir ne acılar, ne sıkıntılar, ne çileler çektiğinin gözden kaçırılan hikayesi idi.
Sonuçta "Damdaki Mizahçı"nız Cihan Demirci, bu söyleşisini geçtiğimiz günlerde Tarsus'ta bindiği minibüste tecavüze uğradıktan sonra alçakça-haince-sapıkça katledilen, 20 yaşındaki üniversiye öğrencisi Özgecan Aslan'ın anısına adadı ve Özgecan Aslan'ın katilleriyle, eleştirel bir mizahın düşmanlarının aynı kabın ortakları olduğunu belirtti... Elimde mizah tarihimiz ve pek çok mizahçımızla ilgili böyle, ciddi emek verilmiş özel görsel sunumlar var, keşke ülke sadece vandallık, sapıklık, gericilik peşinde koşmasa, ya da bunlardan şikayet edenler, onlara bambaşka bakış açıları kazandıracak bu tür etkinliklere biraz ilgi duysa ve bizi bulunduğumuz damlardan tamamen aşağı düşmeden fark etse... Zira böyle soluklanmalar çok gerekli. Bu yüzden bu özel etkinliği gerçekleştiren ve izlemeye gelen tüm dostlara teşekkür ediyor, sevgilerimi iletiyorum. Henüz damlardayız ve görmezden gelenlere inat hala inatla üretmeye çabalıyoruz ama bu berbat coğrafyada o damlarda daha ne kadar dayanırız bilemiyorum... Güzel günlere olan özlemle...
Cihan Demirci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder