22 Kasım 2013

SANAL ALEMDE SAYISIZ KEZ ÖLEN NEJAT UYGUR USTA BU KEZ GERÇEKTEN VEDA ETTİ DÜNYAYA!..


Sanal alem nam-ı diğer; 'Sosyal medya'nın işgüzarları sayesinde bugüne kadar zaten sayısız kez ölmüş bulunan sevgili Nejat Uygur usta uzun bir hastalık döneminden sonra 18 Kasım 2013 tarihinde bu kez gerçekten veda etti dünyaya... 86 yaşında yitirdiğimiz Nejat Uygur, 2007 yılında kısmi felç geçirmişti.  Tiyatroya kendi adını taşıyan tiyatrosuyla adını kazıyan Nejat Uygur, 1949 yılında, henüz 22 yaşındayken kurmuştu tiyatrosunu. O tiyatro hiç kapanmadı, hep güldürdü, oğullarıyla, eşiyle, tüm ailesiyle hep sürdü. Neredeyse tüm ailenin tiyatro yaptığı bir durumun benzeri pek yaşanmamıştır sanırım bu ülkede... 

Onunla henüz çocuk yaşta Kocamustafapaşa'daki Tiyatrosunda arka arkaya izlediğim oyunları aracılığıyla tanışmıştım... Hatta, hiç unutmadığım şudur ki; bu oyunlardan biri bize ailece çok pahalıya mal olmuştu... 70'li yılların hemen başlarıydı... Babam o dönemler lisede Edebiyat öğretmeniydi ve öğrencilerini sık sık toplu halde tiyatroya götürürdü. Bu gidişlere annem, abim ve ben de katılırdık... Gene böyle bir gece Nejat Uygur'un oyununa gidip, bolca güldükten sonra Hasekideki evimize döndüğümüzde evin soyulmuş olduğunu görmüş, komedinin üstüne bir gerilim filmi gecesi yaşamıştık ailece. Yıllar sonra Nejat ağabeyle yüzyüze muhabbet ettiğimde bu anımı onunla da paylaşmıştım. Bana "Komedinin sonu bazen dram olabilir" demişti. 

Mizah yazarlığında ustam kabul ettiğim ve uzun yıllar ciddi emekler vererek yaşamını kaleme aldığım, bu ülkede "absürd" mizahın öncüsü olmuş sevgili Suavi Süalp'in kitabını hazırlarken de onunla biraraya gelmiştim. Nejat Uygur, “Bir Mizah Dehası Suavi Süalp” adlı kitabımda Suavi Süalp’i anlatan isimlerden biriydi. Nejat Uygur, absürd mizah dehası; Suavi Süalp ustamın oyunlarını en fazla oynayan tiyatrocuydu. Hatta Suavi Baba bazen daha oyunun tamamını yazmamışken, taslak halinde elinden alır, buna kendisi de pek çok şey ekler, sonra da "temize çeken: Nejat Uygur" diye yazardı. İlginç ve renkli bir insandı. 

Oğulları Behzat ve Süheyl ile 90'lı yıllarda kısa bir süre çalışmıştım. Yandaki gazete kupürü 21 Ağustos 1995 tarihli Kelebek gazetesinde (Hürriyet gazetesinin eki) benimle "Espirin" adlı kitabım için yapılmış bir röportajda yer almıştır. İkisi de aynı babaları gibi doğaçlama tiyatro yapan, metne bağlı olmayan tiyatroculardı. O yüzden tıpkı Nejat abi gibi yazarlarla çalışmaları hep zor olmuştur. Nejat abi, orta oyunu geleneğinden gelen bir tiyatronun Erol Günaydın ve Münir Özkul'la birlikte kalan son neferlerindendi. Ama o diğer dallara pek dalmadan hep tiyatroyla yaşadı, tiyatroyla soluk aldı... Ruhu şad olsun... 

Geriye sadece gene sosyal medyada yaşarken sayısız kez öldürülen Münir abimiz kalakaldı... Ülkenin hoyrat bir iktidarın elinde bittiği bir dönemin içinde, ömrümüzün kilometre taşı olmuş anların da buna paralel bir şekilde yitip gitmesi insanda oluşan hüznü daha da artırıyor doğrusu... Bu arada pek fazla kimse bilmez ama Nejat abi, aynı zamanda karikatür de çizerdi, ona bir karikatürüyle veda edelim o zaman... 

DAMDAKİ MİZAHÇI CİHAN DEMİRCİ 

Nejat Uygur karikatürü... 


Hiç yorum yok: