16 Mart 2009

LİSELİ ARKADAŞLARLA
RENKLENEN BİR
İMZA GÜNÜ...

"Damdaki Mizahçı"nız Cihan Demirci, 14 Mart Cumartesi günü KASDAV'ın Caddebostan Kültür Merkezinde düzenlediği "2. KADIKÖYLÜ YAZARLAR BULUŞMASI"ndaki imza gününde kitaplarını imzaladı. O gün kitap imzalatanlara bir sürpriz yaparak bundan 24 yıl önce, 1985'te basılmış ilk kitabım "ÇIKIŞLAR ARKA KAPIDAN"ın ilk basımını armağan ettim...
İmza günüme renk katan liseli arkadaşlarım ile lise yıllarından Nalan ve Yılmaz öğretmenlerimle...

Yağmura doyduğumuz adeta boğulduğumuz günlerdeyiz İstanbul'da... Şehrin son 3 ayında yağmur yağmayan gün pek olmadı... Barajlar gene de dolmadıysa bir delik filan olmalı orada da... Örneğin; geçen hafta 2 gün ciddi yağmur yağdı, biri Salı günü tam okula söyleşiye gideceğim gündü, sırılsıklam gittim. Diğeri ise Cumartesi günü, o günde imza günüm vardı... 14 Mart Cumartesi günü, tam dışarı çıkmaya hazırlandığım öğlen saatlerinde hava öyle bir patladı ki, yoldan geri dönecektim nerdeyse... Berbat mı berbat bir hava, yağmur durmak bilmiyor, seller gidiyor, imza günü için yola çıkan ama trafiğe takılan dostlar köprü trafiğinde yolda kalakalıyor... Böylesi bir ana denk gelen bir imza günü... Kendi kendime "Gene damdan inecek günü iyi buldun" dediğim anlar....

İmza günümde tüm sevimliliğiyle bana yardımcı olan sevgili Merve Erdoğan...
Üstelik sevgili karikatürcü arkadaşım Muhittin Köroğlu'nun aynı gün, aynı saatte açılan sergisiyle de çakıştığı için, sergideki portre fotoğraflarını görmek isteyen karikatürcü arkadaşlardan da hani örnek için bir tekinin bile bulunmadığı bir ortam... Böylesine kötü saha şartlarında, 30 yıldır mizaha emek biri olarak "DAMDAKİ MİZAHÇI"nız Cihan Demirci'yi hakikatli "Lise arkadaşları" ve bir avuç "has" okuru Caddebostan Kültür Merkezinde gene de yalnız bırakmadı... Aslında imza gününü sadece ve sadece Facebook ve mail üzerinden duyurmuştuk ama Facebook'un sanal dünyasından ortalarda pek kimse yoktu... Sanal dünyadan pek bir hayır gelmeyeceğini daha önceki deneyimlerimizden bilsek de, kendimizi kandırıyoruz ya her defasında... Gene ne varsa, "Face to Face" tanıdığımız "gerçek" arkadaşlardan var... Bu arada; sevgili Tülin Dursun, bu anlamda Facebook yoluyla gelen bilebildiğim kadarıyla tek isimdi, adını unuttuğum ve sonradan eklediğim için kendisinden özür diliyorum... Taaa Norveç'lerden sıcacık mesajlarıyla yetişen sevgili Ayşe Erbulak da aynen benim gibi düşündüğünü iletti az önce... Gene Norveç'ten yetişen sevgili arkadaşım Bülent Atak'ın kızı İlayda'ya da buradan sevgiler...

İmza günümüz CKM'de KASDAV tarafından düzenlenen "2. Kadıköylü Yazarlar Buluşması" kapsamındaydı ve salon epeyce yazarla doluydu. Gerçi çoğu öylece oturuyor ve hasretle okur bekliyordu... İmza günlerinde kitaplarımdan genellikle çok azı olur. O gün epeyce uğraşarak bugüne dek yayınlanmış 37 kitabımdan 27'sini masada sergileme olanağı buldum. Bende bile birkaç tane zor bulunan kitaplar... Kitap imzalatanlara elimde sayılı halde bulunan, bundan 24 yıl önce 1985'te basılmış, benim için çok "özel" bir yeri olan ilk kitabım "Çıkışlar Arka Kapıdan"ın ilk basımını armağan ettim. Bundan tam 30 yıl önce, 1979'da mezun olduğu Aryamehr Lisesinden okul arkadaşlarım; sevgili Fahrettin, Bülent, Taner, Sezai, Ender, Hasan, Şaban ve Nevzat ile iki sevgili öğretmenim; Nalan Şenalp ile Yılmaz Tepiroğlu imza günüme renk kattılar. İşleri nedeniyle gelemeyen sevgili Gül ve Ersin de telefonla katıldılar imza gününe. Bu arada okul arkadaşım ve eski komşum sevgili Birol Ercan ise taa Almanya'lardan yetişti imza günüme... Kendisi haliylen gelemedi ama İstanbul'daki bir tanıdığını yollayıp, Almanya'ya yollanması için kitap imzalattı. Kitabı ona yollamışlar bile, bugün haberi geldi... Yakup ve Dilek arkadaşlarıma da katkıları için çok teşekkürler... Bu arada gönül şehrim İzmir'den o kadar çok mesaj geldi ki, merak etmeyin Nisan'daki Kitap fuarında kısmetse gene ordayım İzmirli can dostlar... Gül Bolulu arkadaşım bir başka incelik yaparak elinde gülleriyle geldi aynı akşam liseli arkadaşlarla gittiğimiz mekana. Bu arada; sevgili Mustafa Kıran ve Tijen de trafikte takılıp yolda kalan dostlardandı...

Sevgili Yılmaz Tepiroğlu öğretmene kitap imzalarken...
Bu tür kültürel-sanatsal etkinlikleri asla es geçmeyen, 29 yıl sonra yeniden kazandığım sevgili Tarih öğretmenim Nalan Şenalp gene yanı başımdaydı...
Küçük fotoğrafta görülen (tıklayıp büyütebilirsiniz, çünkü o da yaşından çok büyük zaten) 6. sınıf öğrencisi Alper, lise arkadaşlarımdan sevgili Hasan Recepoğlu'nun sevgili oğlu... Babasıyla imza günüme son anda gelip 15'ten fazla kitap imzalatarak, aslında kendisinin de yazdığı bir kitap olduğunu söyleyerek, kitap kurdu taze bir gencin varlığını müjdeledi bana...
Sevgili Alper de epeyce bir Cihan Demirci Külliyatı oluştu...
Sellerin gittiği, sokağa çıktığım anda dönecek gibi olduğum pek de keyifli başlamayan bir imza günü Liseli arkadaşlarımın ve öğretmenlerimin sayesinde üzerimdeki tüm ıslaklığı aldı doğrusu... O gün bana özellikle yardımcı olan sevgili Fahrettin, Bülent ve Merve'ye de ayrıca teşekkür ediyorum... Hepiniz sağolun sevgili arkadaşlar, yazmayı-çizmeyi nerdeyse bırakmak "zorunda" kalacağımız öylesine berbat günlerden geçerken DAMDAKİ MİZAHÇI'nızı bir etkinlikte daha "YALNIZ" bırakmayarak, ona "moral" verdiniz... Ama ben şimdi gene damlarıma çıkarım, zira aşağıların bana pek yaradığını söyleyemeyeceğim... Damlarda daha özgürüm, daha bağımsızım... O halde; ara-sıra aşağılara indiğimde görüşmek üzere...

Hiç yorum yok: