20 Mart 2008

KADIKÖY'DE KÜLTÜR
VE SANATIN
GELECEĞİ KONUŞULDU!
Kadıköy Kent Konseyinin Kadıköy, Bahariye'deki Barış Manço Kültür Merkezinde 19 Mart 2008 Çarşamba akşamı düzenlediği "Kadıköy'de Kültür ve Sanatın Geleceği" başlıklı interaktif panele Damdaki Mizahçınız Cihan Demirci de konuşmacı olarak katıldı...

Barış Manço Kültür Merkezindeki panelde söz alan 5 konuşmacı...

Kadıköy Kent Konseyinin düzenlediği "Kadıköy'de Kültür ve Sanatın Geleceği" başlıklı panel, Barış Manço Kültür Merkezinde 19 Mart Çarşamba akşamı saat:18'de başladı. Kent Konseyi adına başkan Erdoğan Karadeniz bir sunuş konuşması yaparak sahneye konuşmacılar, Prof. Hüsamettin Koçan, Berhan Şimşek, Prof. Nilüfer Ergin, Arif Damar ve Cihan Demirci'yi davet etti...

İzleyicilerin de görüş ve sorularıyla katılacağı bu panelin ilk konuşmasını Kadıköy Belediye başkanı Selami Öztürk yaptı. Selami Öztürk konuşmasında belediyenin Kadıköy'de kültür ve sanat adına yaptıklarından ve yapmakta olduklarından kısa bilgiler verdi. Sonra Hüsametttin Koçan'ın yönetiminde interkatif panelimiz başladı. Salonda Kadıköy yakasında güzel sanatlar bölümleri olan Okan, Marmara ve Yeditepe gibi üniversitelerden genç arkadaşların da olması bu etkinliği daha da anlamlı hale getirdi. İlk sözü alan Prof. Nilüfer Ergin, uzmanlık alanı olan heykelden ve Kadıköy'deki heykellerden bahsetti. Kadıköy çarşısında yıllardır Kadıköy'ün maskotu gibi yaşayan sevimli bir kaz var. Sn.Ergin, bu kazın da heykelini yapmıştı ancak bu heykel çalındı. Heykelin çalınması ve sonrasında yaşanan bize özgü trajikomik vaziyetler salonu dolduranları epeyce gülümsetti. Daha sonra söz sırası bendenize geldi. Konuşmama Kent Konseyinden "konuşmacı" olmam konusunda çağrı aldığımda "Konsey" sözcüğünü duyunca nasıl ürktüğümü anlatarak başladım. Ne de olsa 12 Eylül 1980'le başlayan bir "konsey"li süreçle gelmiştik içine düştüğümüz bu rezil günlere!.. İstanbullu bir ailenin çocuğuydum. Şöyle kaba bir hesapla 95 yıla yaklaşan bir süredir kökleri İstanbul'da olan bir ailenin çocuğuydum ve İstanbulda İstanbullu olmanın dayanılmaz yalnızlığından dem vurdum sözlerimin başında. Sonra 1976'da Anadolu yakasına taşınmamızla başlayan Kadıköylülüğümü anlattım. 1976'dan 1990'lara dek Erenköy'de, 1992'den beri de Kadıköy'de yaşıyordum ne de olsa... Yani 45 yıllık ömrümün 30 yılı Kadıköy ilçesinde geçmişti. Kadıköy'deki hızlı büyümenin ve hızlı değişimin yarattığı sancılara değindim. Son 15 yılda 750'yi aşan etkinliğe katıldım ama bunların çok azı Kadıköy'de olmuştu ne yazık ki...Bu anlamda bu panelle başlayan süreçin daha fazla etkinliğe bir başlangıç olmasını diledim. Geçen hafta yenilenmiş halini ilk kez görme olanağı bulduğum Süreyya Operasının güzelim halini anlattım salondaki Kadıköylü dostlara... 2 yıl önce, 2006'nın 1 Nisan günü Kadıköy'ün iskele meydanında Karikatürcüler Derneği olarak Kadıköy belediyesiyle ortak gerçekleştirdiğimirenkli etkinlikten bahsettim izleyenlere ve bunun devamın gelmesini istedim. Kadıköy'de sayıları hızla artan kafe ve barların Kadıköy'ü Beyoğlu havasında ilerlettiğini bununda giderek marjinal bir ortam yarattığından dem vurdum. Çünkü bu ortamın ne yazık ki kültür ve sanat karşılığı pek olmuyor. Türkiye bir yandan hızla muhafazakarlaşır, gericileşirken bir yandan da kendine yabancılaşmış marjinal bir gençlik üretiyor. Zamanında Moda civarında yaşamış, Türk karikatürünün kurucu isimlerinden Cemil Cem adına Kadıköy'de yapılması gerekenlere değindim kısaca. Sanırım Cem Sokak'ta bu Cemil Cem adına bu yıl içersinde bir etkinlik gerçekleşecek. 1908'de 2. Meşrutiyetin ilanıyla başlayan bir dönemde mizahın ve karikatürün nasıl özgürleştiğini ve bunun tam da 100. yılında mizahın ve karikatürün tepemize çökmüş iktidar yüzünden ne denli zor bir dönemden geçtiğini, üzerimizdeki dinci faşizm baskılarından örnekler vererek anlattım.

Zaman aldığım pek çok notu aktarmama yetmedi...

Sonrasında Berhan Şimşek, milletvekili olduğu dönemden kimi örnekler ve çeşitli rakamlar vererek bugünkü iktidarın kültür ve sanata bakışını aktardı izleyenlere. Bu anlamda Kadıköy belediyesinin ne denli önemli işler yaptığından bahsetti. Belediye başkanı Selami Öztürk de, belediye bütçesinin yüzde 60'ının kültür, sanat ve eğitim hizmetlerine ayrıldığını söyledi bir ara... Derken sözü bu tip etkinliklerin yıldızı sevgili Arif Damar ağabeyimiz aldı. O Kadıköy'deki kültür sanatla ilişki bir konuşma yapmadı tam da beklediğimiz gibi...:)) Hem Nazım'dan hem de kendi şiirlerinden okudu ve tüm bu şiirleri gene her zaman yaptığı gibi hepsini ezberden okuyarak tüm salonu etkisi altına aldı işin gerçeği... Salonda Kadıköylü karikatürcü dostlardan ne yazık ki sadece Akdağ Saydut ve Mustafa Bilgin arkadaşlarım vardı ki, zaten bu tip etkinlikleri kaçırmayan bu iki meslektaşıma teşekkür ediyorum...

Daha sonra izleyenlerin sorudan çok görüş ve yorumlarına geçildi. Kadıköy'deki heykellerin başlarına gelenler, Boğa heykelinin durumu, Afife Jale büstünün çektiği çile geldi gündeme... Genç arkadaşların soru sorma konusundaki çekingenlikleri bundan önceki etkinliklerde olduğu gibi bu etkinlikte de kendini fazlasıyla gösterdi. Sonuçta 18'de başlayan etkinlik saat 21.30'a yaklaştığında ancak bitmişti. Bizler toplum olarak, bu tür panellerde konu başlığına pek girmeyiz. Gene öyle oldu sanırım ama inanın bu kez çok önemli bir mazeretimiz vardı. Kadıköy'de kültür sanatı 3.5 saate yakın konuştuk ama geleceğine dair çok fazla bir şey söyleyemedik zira ülkenin geleceğinin tamamen karardığı günlerden geçiyorduk ne de olsa... Bu arada son bölümde, Kadıköy'ün kitap fuarına olan ihtiyacından ve fuarın son 2 yıldır pek de başarılı yapılamadığından bahsetme olanağım oldu. Umarım, Kadıköy belediyesi Tüyap'a alternatif olabilecek düzeyde bir fuar için daha geniş kesimlerin desteğini alır ve bu fuar çok geç olmadan gerçekleşir. Sonuçta uzun yıllar sonra yeniden Kadıköy'de böyle bir etkinliğe şahit olmak güzeldi. Bu etkinliği gerçekleştiren Kadıköy Kent Konseyine çok teşekkür ediyorum, umarım devamı da gelir. Bu arada biz 1 Nisan akşamı sevgili ustamız Aziz Nesin'i anmak için gene Barış Manço Kültür Merkezinde olacağız, şimdiden duyurulur...

(Fotoğraflar için sevgili Akdağ Saydut'a teşekkürler...)

Hiç yorum yok: