29 Temmuz 2007

Zafer Temoçin'den gelen bir mektup...

YİTİRDİĞİMİZ ÇİZERLER ÜZERİNE

Zafer'in arşivinden bir Çarşaf dergisi belgesi. Gelişim Karikatürcüler Grubunun sergi haberi. Hocaları Raşit Yakalı ile poz veren grupta bakın kimler var: Faruk Manici, Hasan Seçkin, Mustafa Yüksel, Metin Üstündağ, Erdal Alay, Tuncer Doğan, Zafer Temoçin, Tuncay Batıbeki, Ali Olgun ve Tamer Ocak...

Çizer arkadaşım Zafer Temoçin yolladığı mektupta "Blogların ağlama duvarı olmaması dileğimle, yine de küçük bir katkı denemesi iletiyorum" diyor... Galiba haklı... Damların hüzünlü mizahçısı olarak şu Temmuz'un yakıcı hüznüne fena daldık, yitirdiğimiz mizahçı dostlarla ilgili anma yazıları Temmuz ayı nedeniyle üst üste denk geldi... 2 Temmuz'da Asaf Koçak'la başlayan bir yitik perdesi, 26 Temmuz'da Oğuz Aral ve Sadık Şendil'le noktalandı... Orhan Alev'le ilgili araştırmalar yaparken İsmet Çelik'in de Temmuz yitiği oldu çıktı bu arada ortaya...

Zafer Temoçin yolladığı mektupta, başka isim anımsatmaları yapıyor ve şöyle diyor.

"Sevgili Cihan, Mizahhaber'de aramızdan ayrılan mizahçılar listeni gördüm...Bir hayli hüzünlendim...Ve aklıma rahmetli TAMER OCAK düşüverdi... Ne güzel, ne yetenekli bir arkadaşımızdı... Yakalandığı amansız hastalığın onu nasıl yiyip bitirdiğini gözlerimizle görmüştük... 1984 baharında hastalığa yakalandığını öğrenmiştim ve aklıma hemen 1982'de Gelişim Karikatürcüler Grubu sergisi açılış günü gelmişti... Benim bir karikatürüme bağlamak için Taksim'de koşarak nasıl balon aramış, o zamanki adıyla Etap Marmara Oteli'ndeki sergiye ucu ucuna yetiştirip karikatüre bağlamıştık...Yolda hep bacakları ağrımıştı Tamer'in... O zamanlardan hastalığın vücuduna yerleşmeye başladığını düşünmüşümdür... 1985'te Tamer'i toprağa verdiğimiz gün hep birlikte GIRGIR'a gelip çalışmıştık... (Demek ki bir salı günüydü ve gece yarısına doğru aniden kesilen elektrik, zifiri karanlık içerisinden gelen İlban Ertem'in içimize işleyen müthiş duygulu flüt resitalini nasıl unutabiliriz... Ne zormuş gözyaşlarını durdurabilmek, o zaman anlamıştık...) Cihan, ben Tamer'in ölüm haberinin yer aldığı GIRGIR'ı bulamadım ama 1985 yılı olduğunu anımsıyorum... Netleştirip listeye ekleyebilir misin? Ayrıca Ordu'dan bir Hamdi Furtun vardı, hatırlarsın, o da uzun yıllar zorlu bir hastalıkla boğuşarak birbirinden güzel karikatürler çizip yollamıştı GIRGIR'a ve ayrılıvermişti aramızdan...Ve tabii ki faşistlerin 6 Haziran 1978'de telle boğup öldürdükleri İbrahim Güngör.... Hepsi nur içinde yatsın..."

YİTİRDİKLERİMİZ LİSTESİ

Yitirdiğimiz mizahçılar-karikatürcüler hatta komedyenlerle ilgili listeyi Mizahhaber'e koyduğum gibi "DAMDAKİ MİZAHÇI" ya da aldım. Tabii bu listeye daha eklenecek pek çok isim çıkacaktır. Bu bir ilk adım olsun istedim. Değerlerini anında unutan, yitirdiği insanları hemen defterden silen, sadece günü yaşayan bir toplum olmamıza duyduğum öfke ve isyanın listesiydi bu aslında. Uzun yıllardır, yitirdiğimiz mizah insanlarımız için sayısız yazıyı da biraz bunun için yazdım. Kendi geçmişine dönüp bakmayan toplumların bugün düştüğümüz rezil hale düşmesi kaçınılmazdı. Bizde o kaçınılmaz anlardayız şimdi. Zafer'in anımsattığı Tamer Ocak'la ilgili net tarihi ben de henüz bulamadığım için koyamamıştım...Tamer Ocak arkadaşımız gözümün önüne geliyor, gerçekten pırıl pırıl bir karikatürcü kardeşimizdi, çok erken, hatta en erken o gitti. Sonra İbrahim Güngör, Gırgır'ın 2. sayfasına Oğuz Aral'ın onun ölümünden sonra ayırdığı bölüm geliyor gözümün önüne. Gırgır'a karikatür götürmeye yeni başladığım dönemlerde öldürülmüştü İbrahim arkadaşımız o dönemin ülkücü faşistlerince. Kardeşi Salih Güngör, ondan sonra epeyce çizdi, sonra reklamcı oldu, şimdi neler yapıyor kimbilir?.. Belleği olmayan toplumların ayakta kalması imkansız, eğer kendi mesleki belleğimizi oluşturmazsak, söyleyecek sözümüz de kalmayacak çok yakında. Bu nedenle elinde yitirdiğimiz mizahçılarla ilgili bilgi-belge olan dostlara da bir çağrı yapıyorum, iletin o bilgileri-belgeleri, paylaşalım... Geçmişimize sahip çıkalım, eğer yarını yaşamak istiyorsak, yoksa yarın diye bir şey hiç olmayacak...

Hiç yorum yok: