01 Mayıs 2007

CİHAN DEMİRCİ İZMİR TÜYAP’TA 3 SÖYLEŞİYE KATILDI:
Futboldan mizaha,
mizahtan edebiyata,
edebiyattan çocuğa…

21 Nisan Cumartesi günü, İzmir Tüyap'taki ilk söyleşimde Mustafa Kıran'la birlikte futbol ve Fenerbahçe dolu bir söyleşi gerçekleştirdik...

Tüyap'taki ikinci söyleşisinde Cihan Demirci Yalçın Pekşen'le...
Tarih: 22 Nisan Pazar 2007

Sevgili dostlar, 9 günlük yoğun bir koşturmacanın ardından İstanbul’a Nisan ayının son günü akşam üzeri döndüm. 21 Nisan Cumartesi günü İzmir Tüyap Kitap Fuarında başlayan bir maraton, 29 Nisan akşamı Foça'da sona eren Çocuk Şenliğine dek sürdü... Tüyap Kitap Fuarının konuğu olarak 21 Nisan Cumartesi günü gittiğim İzmir'de gene 5 güzelim gün geçirdim. İzmir Tüyap Fuarının ilk günü olan 21 Nisan Cumartesi, fuarın büyük salonunda sevgili Mustafa Kıran’la "Futbol" dolu bir söyleşi gerçekleştirdik. Futbol ve Fenerbahçe ağırlıklı bu söyleşi Kıran dostumun Fenerbahçe’de tercümanlık yaptığı günleri anlattığı kitabından başlayıp, Fenerbahçe’li anılara, futbol ve mizaha, derken İzmir futbolunun perişan haline dek geldi dayandı. Büyük Salonun 3’te ikisine yakınının dolu olduğu bu söyleşide futbolu seven genç kızların epeyce bulunması da, gene İzmir’e özgü bir güzellikti doğrusu…

İzmir'de çevremi saranların hep Galatasaraylı olması nedeniyle, İzmirde Fenerbahçeli sayısı nedense gözüme daha az gelirdi... Ancak Mustafa Kıran'la 21 Nisan2da İzmir Tüyap'taki futbol dolu söyleşimizde Fenerbahçelilerin az olmadığını bizzat ilk kez görmüş oldum!..Bir de şu Fener bizi "fıtık" etmese, zaten hem boyun hem de bel fıtığınıa sahibim üçüncüsü ağır geliyor yahu!..

22 Nisan Pazar günü Yalçın Pekşen ile yapacağımız "Mizah ve Edebiyat" başlıklı söyleşinin hemen öncesinde saha kenarında ısınırken...En solda Ercan Günaydın arkadaşım, sonra Say Yayınlarının ortaklarından Mehmet Ali, Yalçın Pekşen ve bendeniz...

CİHAN DEMİRCİ
MİZAHÇILAR BULUŞMASI'NDA...
İzmir Tüyap’ta bu yıl düzenlenen “Mizahçılar Buluşması” kapsamında sevgili Yalçın Pekşen’le 22 Nisan Pazar günü, Büyük Salonda (3.Salon) “Mizah ve Edebiyat” ilişkisini konuştuk. Bizden önce salonda Leman ekibinin söyleşisi vardı. Bu söyleşiyi dinleyici olarak izlerken Leman’ın ne kadar kan kaybettiğini bir kez daha görmüş oldum. Söyleşi sonunda izleyicilerden gelen eleştirilere yanıt veremeyen meslektaşlarıma üzüldüm. Yalçın Pekşen’le olan söyleşimizdeki izleyici sayısı Leman’ın dinleyici kitlesinden pek de aşağı kalmadı doğrusu. İkimizde edebiyatın mizahı ne denli ciddiye almadığını, adam yerine koymadığını kendi usluplarımızla ortaya koyduk. Sevgili Pekşen daha sakin, “Damdaki Mizahçı”nız ise daha heyecanlı ve yer yer de sert bir uslupla aradaki sağlıksız ilişkiyi anlatmaya çalıştı… Söyleşi sonrasında izleyicilerden gelen tepkiler, söyleşinin amacına ulaştığını gösteriyordu... İzmir Tüyap Kitap Fuarındaki 3. söyleşim ise 23 Nisan günü gene aynı büyük salonda bu kez "Çocuklarla" gerçekleşti. 23 Nisan törenlerinin en can alıcı saatlerine geldiği için bu söyleşide salon epeyce boş kaldı ama söyleşinin 12-13 arasında olduğunu söylersem, bu durumu daha iyi anlayabilirsiniz... İzmir Tüyap'ta bu yıl dikkatimi çeken, yayınevlerinde yaşanan krizlerin bu yıl fuara katılımı da etkilemiş ve azaltmış olmasıydı...

Söyleşi için bize ayrılan 1 saati biraz aştık, süre bize gene yetmedi...

Sevgili Yalçın ağabey, benim konuşmamı biraz öfkeli buldu ama bu ülkede öfkesiz olmak mümkün mü sevgili dostlar, ben bu damlara haybeye mi çıktım... Oooof of!..

22 Nisan'daki söyleşi sonrasında Bulut Yayınları standında imza sırasında bir okurumla... 23 Nisan'da Tüyap'taki 3. söyleşim 23 Nisan nedeniyle "Çocuklarla" idi. Söyleşi sonrasında, söyleşiyi izleyen bir genç arkadaşımız ve çocuklardan bir kaçıyla birlikte... İzmir Tüyap'taki karikatür sergilerini de gezdim. Saat Kulesi Karikatürcüler grubunun sergisini gezdikten sonra İzmirli çizer Mustafa Yıldız arkadaşımızla sohbet anında...

İZMİR'DE CAN DOSTLARLA...

İzmir'de geçen 5 günümün iki akşamı can dostlarım sevgili Günaydın ailesinin keyifli masasındaydı... Geçmişte günlerce misafir edildiğim bu evdeki sıcaklığa ilk akşam sevgili Şükrü Erbaş dostumuz da eklenmişti. Masamızdan keyifli bir an... Soldan sağa: Meltem, Filiz, Cihan, Şükrü, Ercan ve Sema...

Hiç yorum yok: