09 Mayıs 2006

ALANYA’DAN BİR
AKDENİZ YARIŞMASI
DAHA GEÇTİ...
Alanya-Konaklı'da kaldığımız ROYAL GARDEN
otelinin panoramik fotoğrafı
Sevgili “Damdaki Mizahçı” blog dostları, Alanya’dan ayağımın kumuyla döner dönmez bu satırları kaleme alıyorum. Bu yıl 6. kez düzenlenen “AKDENİZ ULUSLARARASI KARİKATÜR YARIŞMASI”nın jürisinde bulunmak üzere 4 Mayıs Perşembe günü meslektaş dostlarım Kamil Masaracı, İbrahim Tapa ve Deniz Som’la Yeşilköy havalimanında buluştuk her yıl olduğu gibi. Alanya’da bizi bu yarışmanın en önemli destekçilerinden turizmci ve jüri üyesi Nüvit Özkan’la, Stutgart’dan bu yıl aramıza ilk kez katılan Erdoğan Karayel arkadaşımız bekliyordu. Cuma günü arabasıyla Alanya’ya ulaşan Mahmut Karatoprak’la tam kadro olarak Nüvit beyin Konaklı’daki Royal Garden otelinde kampa girdik.
Damdaki Mizahçınız Royal Garden otelinin asansöründe, arka fonda etkileyici bir otel manzarası...

ALANYA'DA HAVA HEM KAPALI HEM DE TAPA'LIYDI!..

Son 4 yıldır dahil olduğum bu yarışmanın atmosferi bizim için gerçekten çok keyifli, bol kahkahalı geçiyor. Bu yıl da öyle oldu. Jüri toplantısı ne denli ciddi ve dersimize çalışılmış geçse de, jüri toplantısı dışında Alanya’da çocuklaşıyoruz gerçekten. Havalar pek parlak olmasa, güneşle yağmur bizimle sürekli oyun oynasa da 4 gün boyunca gerek kaldığımız Royal Garden otelde, gerek Alanya’daki mekanlarda gene çok eğlendik. Havanın kapalı olmasından çok "TAPA"lı olması önemliydi zaten bizim için!.. Kendisinden tam 25 yıldır feyz aldığım, çeyrek asırlık dostum, sevgili can-erik ağabeyim İbrahim Tapa, neşemizin baş aktörlüğünü bu yıl da kimselere kaptırmadı. Bir cebinde sürekli erik stoklayan, 3’ten aşağı yelek giymeyen, diğer cebinde sürekli çalan cep telefonuna yanıt vermeye çalışan sevgili Tapa ağabeyimizi kimlerin, neden aradığı 4 gün boyunca bir türlü anlaşılamadı!!!

Royal Garden'in havuz kenarındaki barının önünde jüri üyeleri Tapa'yı dinliyor...soldan sağa; Nüvit bey, Erdoğan, Deniz, Tapa, bendeniz ve Kamil...

ÇİFT PANTOLON VE TEK TELEFON!

Alanya’da unutulmaz anlardan biri de Cuma akşamı Royal Garden Otel’deki yemekte yaşandı. Bizler Sayın Tapa’nın sürekli çalan cep telefonuyla ilgilenirken, havanın epeyce serin olması yüzünden üst üste iki pantolon giyerek yemeğe gelen değerli jüri üyesi Mahmut Karatoprak, dikkatleri bir anda üzerine topladı!.. O sırada Sayın Tapa'nın üzerinde de bir gömlek, iki yelek, bir mont, bir cep telefonu ve tahminen 24 adet erik vardı!.. Aslında o gece ben de yanıma hem yelek hem de ceket almıştım fakat tek pantolondan ve erik eksikliğinden kaybettim sanırım!.. Anlayacağınız bizim Alanya maceramız; epeyce pantolonlu, erikli, cepten aramalı ve bol karikatürlü geçti!..

İbrahim Tapa, yarışmaya katılan karikatürleri her zaman olduğu gibi bir kuyumcu titizliğiyle seçti, digital ve fotokopi olanları anında ayıkladı...

FATİH, VEYSEL, BAŞKAN SİPAHİOĞLU, MÜFİT BEY VE DİĞER DOSTLAR...

Alanya’da ilk akşam artık buluşma mekanımız haline gelen Müfit beyin Kaptan Otel’inin barında buluştuk. Bu buluşmada Alanyalı dostlar; Fatih, Önder, Feyzi, Vedat da bizimleydi. Bu yarışmanın önemli destekçilerinden ve jüri takipçilerinden olan, Alanya'nın baskı kurdu sevgili Fatih arkadaşımız bu yıl yarışma kitabının basımını da üstlendi, bu jesti için kendisine şimdiden teşekkür ediyorum...Cumartesi ve Pazar günü aramıza uzun yıllardır Alanya’da doktorluk yapan, sevgili çizer arkadaşım Veysel Öktem de katıldı. Veysel bizi Alanya kale içinde zamanında işkence yapılmış bir mahzene kadar indirdi sağolsun. Bu yarışmaya destek olan Kaptan Otelleri sahibi sevgili Müfit beyin mekanları Güverte ve Filika’da gene keyifli saatler yaşadık. Cumartesi akşamı da bu yarımaya 6 yıldır omuz veren belediye başkanı Hasan Sipahioğlu’nun misafiriydik.

7 Mayıs Pazar günü ise, Altav’da sabah 10’dan, akşam üstüne dek kendimizi sadece yarışmaya katılan karikatürlere verdik. Bu yarışmanın en önemli özelliği, en ufak bir torpil, kayırma işlememesi ve jürinin seçim anlarında son derece titiz ve ciddi çalışması. Şahsen karikatür yarışmalarına uzun yıllardır ciddiyetsiz tavırdan ötürü hiçte sıcak bakan biri olmadım ve bu yüzden de pek katılmadım. Oysa mizah özellikle üretilirken epeyce ciddi bir iştir sevgili dostlar. Bizler iş anında gerçekten çok ciddi insanlar oluruz. Ancak iş bittiği anda da ciddiyet yanımızdan pek geçmez!.. Anlatması kolay değil, bunu ancak mizahçı olan anlar deyip buradan sıyıralım şimdi!.

SIRBİSTAN KARADAĞ'DAN YOĞUN İLGİ

Bu yılki yarışmada Sırbistan Karadağ'lı karikatürcülerin yüksek katılımı dikkatimizi çekti. Ve İran…Son yıllarda karikatürde önemli bir atağa kalkan İran’dan da epeyce katılım vardı ama kalite anlamında yüksek değildi bu katılım… Japonya’dan Çin’e, Arjantin’den İngiltere’ye dek gene çok farklı bir yelpazeden, geniş bir katılımla karşılaştık, giderek oturmaya başlayan bu yarışmada...

MAHMUT KARATOPRAK RESİM SERGİSİ...

Jüri üyeleri, sol başta Fatih ve ortada Alanya Belediye başkanı Hasan Sipahioğlu'yla Mahmut Karatoprak Resim Sergisi açılışında...

Yarışmayı sonuçlandırdıktan sonra 7 Mayıs Pazar 16.00 civarında jüri üyesi, sevgili Mahmut Karatoprak dostumuzun Alanya Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki Resim Sergisinin açılışında aldık hep birlikte soluğu… Mahmut Karatoprak'ın benim meslek yaşamımda çok ayrı bir yeri vardır. Hayatımda ilk kez, karikatürlerimi koltuğumun altına alıp Çarşaf dergisine götürdüğüm 31 ARALIK 1977 Cumartesi günü, yani bundan tam 29 yıl önce, o karikatürlere bakan kişi Mahmut Karatoprak'tı... Yani henz 14 yaşındayken karikatür startını o verdi bana bir yerde... Dile kolay 29 yıllık bir dostluktu aramızdaki... Bu unutulmaz anıyı geçen yılın sonunda yayınladığım "Ben Büyüyünce de Çocuk Olucam" adlı kitabımda anlatmıştım... Gelelim sergiye... Mahmut Karatoprak’ın resim sergisinde neredeyse tüm resimler anında satıldı. Resimlerden geriye Mahmut Karatoprak ve iki pantolonu kaldı!.. Eğer üzerinde o anda da iki pantolon olsaydı sanırız biri kesin gitmişti!..

Yarışmanın mimarlarından Alanyalı turizmci Nüvit Özkan

NÜVİT ÖZKAN'IN KATKILARI

Sevgili Nüvit Özkan dostumuz, ALTAV başkanı olarak bu yarışmanın daha iyi duyurulması ve tanıtılması konusunda kolları sıvadı sağolsun… İşin gerçeği biz bu yarışmada gerçekten uyumlu ve keyifli bir ekip yarattık. Pazartesi akşamı Kamil, Tapa ve ben Antalya’dan uçakla İstanbul’a dönerken, şimdiden 7. yarışmanın heyecanı içimizi sarmıştı. Uçağın penceresinden İstanbul’un kara bulutları gözüktüğünde arka koltuktan bir yolcu; “Abi baksana şu İstanbul’un bulutları bile kapkara” diyordu… Ben o bulutlara dalıp giderken, Tapa’nın cebindeki erikleri, ve bulutların üstünde çalmakta olan cep telefonunu gördüm. Sahi bir bulutun üstünde de iki adet pantolon asılıydı!..

Kapkara bulutlu, karanlık şehrimiz bizi her zaman olduğu gibi tüm asabiyetiyle, suratsızlığıyla ve yağmuruyla karşıladı gecenin bir vakti. Gülen yüzünü çoktan yitirmiş, bu stres şehrinden giderek ne denli koptuğumu ve bu şehirde ne denli “yapayalnız” olduğumu bir kez daha yüzüme vurdu İstanbul… İyi ki seni sık sık terk ediyorum ey damlarında gezindiğim İstanbul, yoksa laf aramızda artık hiç çekilmiyorsun!..

Sevgili Alanya, bize gene 4 keyifli gün yaşattın. Mayıs sonunda bir terslik olmazsa “Alanya Festivali” sırasında Karikatür sergisi açmak için ben gene sana kaçacağım, ay sonu gibi görüşmek üzere…

Hiç yorum yok: