M E R H A B A !
DOĞRU MU GELDİM ACABA BU KAÇINCI BLOG?
NEDEN ÇIKTIM BU DAMA?
"Alma mizahçının ahını,
dama çıkarır sonra mizahını!.. "Hepinize dam üstünden, en damardan “merhaba” sevgili blogseverler!.. Ben bu dama ilk kez bir mizah dergisi için, sonra aynı ismi taşıyan kitabım için, daha sonra da gene adı; “Damdaki Mizahçı” olan bir radyo programı için çıkmıştım!.. Kısacası dama çıkma konusunda epeyce tecrübe edindikten sonra şimdi de internet üzerinden bir “blog”la karşınızdayım işteeee!.. Yani dam üstünde blog bir vaziyetteyim!..
Sahi hazır size bu blogla bağlanmışken tanışalım mı artık?.. Belki dam üstünden ilk kez tanışacağımız internet okurları olabilir aranızda şu an...Blogtan bir dama çıkmış bu adam da kim diyenler çıkabilir içinizde!.. Evet, bilenler bilir bendeniz sözünü kimseden esirgemeyen, esirgeme kurumu nedir bilmeyen ve kalemde durduğu gibi durmayan damdaki mizahçınız; Cihan Demirci… Şu an ve fırsat bulduğum her an artık sizlere bulunduğum damdan bildireceğim!..
Neden çıktım bu dama?..
Artık aramızdan birisinin dama çıkma zamanıydı, çünkü tam zamanıydı, çünkü dam zamanıydı…
Ve ben kararlıydım… Çıkacaktım o dama ve bakacaktım oradan adam olamamış onca adama…Aslında uzunca bir zamandır dama çıkmak için önler müsaitti cinnet ülkemde…
Ama o dama önden çıkacak bir dam-ı yiğide gerek vardı belki de… Ve işte çıktım sonuçta yüksekçe bir dama…
Görüyoruuuum…Görüyoruuum.. Aşağıda içinden yüksek gerilim hattı geçen benim sevgili halkım… Birikim sahibi sevgili halkım aşağıda birikiyor ve bana el sallıyor…
Biliyorum ki, “AZ SONRAAA” aşağıdan; “Atlaaaaaa, atlaaaaaaa” diye tempo tutmalar ve daha da ileri gidip halay çekmeler başlar…
Oysa ben bu dama atlamaya çıktım sanıyorsan çoooook yanlıyorsun sevgili halkım… Çünkü ben bu dama atlamaya değil, hiçbirşeyi atlamamaya çıktım!..
Bilmezler ki bir mizahçının dama çıktığı gün, mandanın artık söğüt dalına resmen elinde tapusuyla yuva yaptığı gündür…
Biliyorum şimdi ülkem akşam haberlerine bir açıklama bekliyor benden… Sorarlar tabii şimdi adama, niye çıktın bu dama?..
Herkes bakarken camdan cama, nerden icap etti böyle damdan dama?.. Dam üstünde un elemeyi, ya da dam üstünde el emeği, göz nuru birşeyler üretip turistlere satmayı düşünüyor musun?.. Dama koydum yakacak, sana aşağıdan kimler bakacak?.. Sana orda bakacak kimse var mı?.. Bulunduğun damda sigortalı mısın?.. Damda da erken emeklilik var mı?.. O dam damardan bir dam mı?.. Damdaki Kemancı’yla bir akrabalığın var mı?.. Kendisi hamili dam yakının mı olur?.. Bu ve bunun gibi bir takım gerekli-gereksiz sorular…
Evet, sevgili halkım… Dama çıktım… Ve amacım ne anteni düzeltmek, ne de ülkeyi… Burada amacım ne kiremitleri yerinden oynatan azgın kedileri ürkütmek, ne de tıkanmış bacaları temizlemek…
Sadece ve sadece damdan bakmak istiyorum artık ülkeme ve hayata…Şöyle damdan dama, candan cana, damdan aşağı, damdan kalbe, dudaktan kalbe, kalpten öteye…
Yani demek istediğim, şurdan biraz şöyle serin serin, eee biraz da derin derin izlemek maksadım aşağıları… Yani amacım ne damda sotalanıp ronta yatmak, ne de buradan gözüken son boş arazileri görüp de aynen ranta yatmak…. Amacım damdan hayata bir bakış açısı…O açının toplamı ve hipotenüsün karesi değil tabii ki… İçi yarı yarıya dolu bir havuzun yarıçapı da umurumda değil artık!.. Ben burdan armudun sapına, üzümün çöpüne değil hayatın çapına bakacağım...
Bakın blog dostları, sakın bir yerlere gitmeyin…Çünkü mizahçınız artık damda… Belki de sizin damınızda, belki de sizin yanınızda… O bu dama hepimizin adına çıktı… O bu dama kolay çıkmadı... O’nu sonunda bu dama çıkarttılar!..
Demek ki neymiş?..
Evet, artık korkacak birşey yok!.. Mizahçınız damdadır ve bilumum durumlara el koymuş bulunmaktadır…Merak etmeyin, buradan sırayla hepinizi göreceğim ve hepinize mizahımın inceliğinde birşeyler söyleyeceğim…
Zaten ne demiştim başlıkta;
“Alma mizahçının ahını, dama çıkarır sonra mizahını…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder