29 Mayıs 2007

DESTEĞİNİZ İÇİN
"DAMDAKİ MİZAHÇI"DAN
TEŞEKKÜRLER...
“RTE GARANTİLİ FIKRALAR” adlı kitabımla ilgili sürdürdüğüm mücadeleye destek vererek bana mail yollayan tüm dostlara teşekkürler… Sağolun…İnsanın bazı anlarda yalnız olmadığını görmesi, duyması, hissetmesi gerekiyor, yoksa bu ülkede bağımsız bir yazar-çizer olarak yazıp-çizmenin artık herhangi bir anlamı yok.

Gerek Donkişot sitesinde yayınlanan mektubuma, gerek Edebiyatçılar Derneği mail listesindeki çığlığıma yanıt veren yazar-çizer ve okur dostlara da teşekkür ediyorum. Sesiniz; Norveç'ten Belçika'dan, Almanya'dan, Zonguldak'tan, Bursa'dan, İzmir'den, Ankara'dan ve Türkiye'nin pek çok yerinden bana ulaştı. Kitabımız henüz 10 günlük, zira 18 Mayıs’tan itibaren kitapçılarda görülmeye başlandı. Medyada da giriştiğimiz mücadele sonunda haberler çıkmaya başladı. Geçen hafta Cuma günü, Hürriyet’in “CUMA” ekinde İhsan Yılmaz dostumuz “Mürekkebi Kurumadan” köşesinde kitabımızı tanıttı. 27 Mayıs Pazar günü gene Hürriyet’te Yalçın Bayer’in köşesinde “Mizahçının Ulusa Seslenişi” adlı mektubum yayınlandı…Gene Pazar günü Vatan Gazetesinde Ruhat Mengi, daha önce Zülfü Livaneli’nin kitabın adını verip de fıkra örneği vermemesine atıfta bulunarak kitaptan seçtiği 2 fıkrayı yayınladı ama bu kez de kendisi kitabın adını vermeyi unuttu.

28 Mayıs Pazartesi günü Akşam Gazetesinde Burhan Ayeri, kitap kapağının da kullanıldığı haberde şunları yazdı: “Cihan Demirci ‘RTE Garantili Fıkralar’ı kitap haline getirdi. Demirci’nin ‘Mizahın muhalif ve gülümseyen gücü’nü mutlaka kitaplığınıza yerleştirin. İlerideki yıllarda, en tatlı anı olarak kalacaktır.” İnternetten gördüğüm kadarıyla Yeni Asır’ın köşe yazarı sevgili Erkin Usman, kitap kendisine gitmemiş olmasına rağmen “Damdaki Mizahçı” blogundan aldığı bilgilerle kitabı tanıttı, kendisi tanıtım anlamında yıllardır İzmir’deki elçimiz gibidir zaten, sağolsun… 31 Mayıs Perşembe günü, kitabın ilanı ilk kez Cumhuriyet-KİTAP ekinde yayınlanmış olacak. (Bu arada sevgili Öner Yağcı'nın bir önceki kitabım için yazdığı ve kitap ekine yoladığı yazı, 7 ay oldu, Cumhuriyet-Kitap ekinde hala yayınlanmadı, sağolsun Kitap eki, bana karşı yıllardır hep aynıdır, bazen 1 yıl geçer yazı çıkar, o arada başka bir kitap çıkmıştır, o yazının anlamı da kalmamıştır, bu kez ilan da versek CUMURİYET-KİTAP ekinde bir şeyin değişeceğine İNANCIM HİÇ KALMADI ARTIK!.)

Kitabın dağıtımından kaynaklanan sorunlar var, kitabı basan yayınevi internette kitap satan sitelere kitabı dağıtmayı henüz başaramadı, kitap pek çok kitapçıda henüz yok, ortada ise tüm sevimsizliğiyle bir BAŞBAKAN RTE gerçeği ve onun yarattığı korku ve çıkar ortamı var…Televizyonlarımızdan, televizyonların haber merkezlerinden şu ana dek kitabı fark eden yok!

Bu arada bilmenizi isterim, bugüne dek yaşamadığım şeyler yaşıyorum. Örneğin; Milliyet Gazetesi Haber Araştırma'dan Gürkan Akgüneş kitapla ilgili bir haber yaptı, benimle de konuştu ama gazetesi bu haberi YAYINLAMADI!.. Milliyet şu medyada en fazla emek verdiğim gazetelerden biridir ne yazık ki...

Bu arada kitapla ilgili her türlü mesajı; cihandemirci@gmail.com, ya da turkuaz.kitap@gmail.com adreslerine iletebilirsiniz… (Kitabı basan Turkuaz Kitaplığının telefonları: 0212-546 86 32- 546 86 39- 546 86 46- Bu numaralardan Necati Balbay'ı isteyerek bilgi alabilirsiniz...)

24 Mayıs 2007

MEDYAMIZ
"RTE GARANTİLİ FIKRALAR"I
GÖRMEZDEN GELİYOR!
Başbakan RTE ülkede öylesine bir korku ve baskı ortamı yarattı ki, epeyce zorluktan sonra yayınlatabildiğim "RTE GARANTİLİ FIKRALAR" adlı politik fıkra kitabım bu korku ve baskı ortamından payını bir güzel aldı!.. Oysa ülkemizde ilk kez evet ilk kez Başbakan RTE ve bakanlarla ilgili bir fıkra kitabı yayınlanıyordu ve en azından bu yüzden bile haber değeri taşıyan bir kitaptı bu...İlk bir hafta içinde gene sağolsun;başta Deniz Som olmak üzere; Melih Aşık ve Şakir Süter gibi gazeteci dostların dışında kitaptan henüz bahseden olmadı koca medyada... Ha sahi bir de Zülfü Livaneli... Kitap tam da kendisine yollandığı günlerde Vatan'daki köşesinde "Politik Fıkra dönemi sona mı erdi?" diye yazı yazarak beni şok eden Zülfü beye ve gazetedeki arkadaşlarına yolladığım mail sayesinde o dönemin bitmediğini anlayan Sn.Livaneli Salı günkü yazısında bu kitap için bana teşekkür etti...

Körleşmiş bir ülke!
Ancak kitap medyadaki ezici bir çoğunlukla görmezden, duymazdan, konuşulmazdan gelinmeye devam durumunda... "Canım kitap daha yeni çıktı" diyebilirsiniz, ama bunca yılın deneyimi bana bunları söyletiyor... Bu işi bir onur meselesi yaptım... Çünkü bu ülkenin bu duyarsız, bu körleşmiş, bu ruhsuz halinden artık çok sıkıldım, bıktım, usandım... Bakın sevgili dostlar; mizahı hayatımızdan bu kadar çıkardığımız, bu kadar dışladığımız için bugün bu denli vahşi bir toplum haline geldik ama hala bu durumu görmüyoruz ve mizahın muhalefetini dışlamaya devam ediyoruz... Ortalık insan kılığında hoşgörü yoksunu yaratık kaynıyor, linçsever, gerici, yobaz insanlar haline geldik... Diktatörlük altında yaşıyoruz, ezildikçe eziliyoruz, gıkımız çıkmıyor... Piknik kıvamında mitinglerle bu işler düzelmeyecek sevgili dostlar...Çok daha fazlasının yapılması gerekiyor... Anımsayın, Ecevit'in son başbakanlığında sinirlenen soluğu başbakanlığın önünde alıyordu, oysa şimdi soluğu Anıtkabir'de alıyoruz, BU İŞTE BİR TERSLİK YOK MU, NE DERSİNİZ?.. (Bu ülke de herşeyin tersten işlediğini yıllardır söyleyen 'Damdaki Mizahçı' bunu sorunca sadece komik olur!!!)

18 Mayıs 2007

"RTE GARANTİLİ FIKRALAR"
SONUNDA KİTAPÇILARDA!..
Uzun bir yayınlama macerasından sonra 15 Mayıs günü piyasaya verilen "RTE GARANTİLİ FIKRALAR" adlı kitabım, ülkemizde Başbakan RTE üzerine yazılan ilk fıkra kitabı olma özelliğini taşıyor... Oysa şimdiye dek onlarcasının çıkması gerekmez miydi, ama yaratılan korku ve baskı ortamı buna engel oldu... Kitabı yayınlayan Turkuaz Kitaplığı'nın telefonu şöyle: 0212- 546 86 32... Yayınevinden Necati Balbay'a ulaşarak bilgi alabilirsiniz... Kitabın dağıtım şirketi, Yelpaze Dağıtım'ın telefonları: 0212-546 86 39- 0212- 546 86 46... Faks: 0212- 546 86 64- 0212 546 86 65...Dağıtım şirketinin maili: info@yelpaze.com.tr, Yayınevi maili: turkuazkitapligi@gmail.com 80 sayfalık, 4.5 YTL'ye satılan kitapta 150 özgün fıkram yer alıyor... AMPULSÜZ GÜNLERE OLAN ÖZLEMLE BU KİTABA SAHİP ÇIKIN!.
OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİNDE
“MİZAH DERGİCİLİĞİMİZ”
SÖYLEŞİSİ...
Cihan Demirci, 16 Mayıs 2007 Çarşamba günü Osmangazi Üniversitesinde katıldığı söyleşide, sunum sırasında...

Sevgili “DAMDAKİ MİZAHÇI” dostları, bir ay içinde ikinci kez Eskişehir yollarındaydım. Bir ay önce karikatürcü arkadaşlarımla Eskişehir’e Anadolu Üniversitesinde gitmiştik, bu kez de Eskişehir’in diğer üniversitesi Osmangazi’de aldım soluğu. Bu etkinliğin gerçekleşmesi için günlerce telefon ve mesaj trafiği sürdüren Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 3. sınıf öğrencisi sevgili Pelin Dutlu ve gene aynı bölümden sevgili Erhan, beni otogarda karşıladılar 16 Mayıs Çarşamba sabahının çok erken saatlerinde. Sabahın erken saatlerinde birlikte Porsuk çayının kenarında keyifle turladık, sonrasında bir kahvaltı salonunda kahvaltımızı yaparken aynı bölümden Çağrı arkadaşımız da katıldı aramıza…

Eskişehir'de sabahın erken saatlerinde, Porsuk Çayının kenarındaki öğrenci çay bahçelerinden birindeyiz, soldan sağa; Çağrı, Pelin, bendeniz ve Erhan arkadaşlarımla...
Erhan’la Akşehir, Emirdağ, Afyon, Sultandağı muhabbetine, Çağrıyla da memleketi Lüleburgaz’a ve Trakya muhabbetine daldık bir süre. Pelin, Erhan ve Çağrı okulun Fen Edebiyat Fakültesine bağlı Kültür Sanat ve Edebiyat Kulübü adına gerçekleştiriyorlardı bu etkinliği. Derken Osmangazi Üniversitesi'nin kampüsüne geldik. Eskişehir’in tam anlamıyla bir üniversite şehri haline geldiğini iyice anladım bu kısa seyahatte. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim görevlisi olan Kültür Sanat ve Edebiyat Kulübünün başkanı sevgili Uğur Bilge hocamız katıldı öğlen yemeğinde aramıza ve bir daha bizi bırakmadı sağolsun. Uğur Hoca ve Pelin arkadaşımızla bir ara Fen Edebiyat Fakültesi dekanını da ziyaret ettik…
Yıllar önce internet üzerinde mizah tutkunu bir öğrenci olarak karşıma çıkmıştı sevgili Ceylan... Sayısız kez mesajlaştığım, Denizli'li sevgili Ceylan Karakurt bu kez Eskişehir'de karşıma 3. sınıf Biyoloji öğrencisi olarak çıktı...
“Mizah Dergiciliği” söyleşisi

“Mizah Dergiciliğimizin Tarihi” üzerine hazırladığım Power Point sunumunun da yer aldığı söyleşi için salona geldiğimde beni çok güzel bir sürpriz bekliyordu. Bundan 6-7 yıl önce internette mail yoluyla yazıştığım, o yıllarda Denizli'de yaşayan mizah tutkunu sevgili Ceylan Karakurt karşımdaydı. Sevgili Ceylan’la bir iki yıldır bağlantımız kopmuştu ama Eskişehir’de okuduğunu biliyordum meğerse o da Fen-Edebiyat Fakültesine bağlı Biyoloji bölümünde okuyormuş ve 3. sınıfa gelmiş... Sevgili Ceylan’la ilk kez karşılaşsak da eski dosttuk anlayacağınız. 15-17 saatleri arasında gerçekleşen 2 saatlik söyleşide “Mizah Dergiciliğimiz Tarihi” sunumunu yaparken, sunumun sonlara doğru kapanması nedeniyle tamamını gerçekleştiremesem de, bu keyifli söyleşinin sonrasında bir grup arkadaşla okulun kafesinde devam ettik sohbetimize.

Söyleşi öncesinde bir arkadaşımız özgeçmişimi okurken bendeniz de koltuktayım henüz... Bu fotoğrafları sevgili Ceylan çekti. Söyleşinin başlangıcında sunumu açarken çekilen şu görüntüye bakınca, bir zamanların piyanist şantörlerine benzettim kendimi... Onların ağzıyla ne demeli: "Ooooo Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrencileri de buralardarmıııııış, değerli hocaları Uğur Bilge de aramızdalar, hoşgeldiniiiiz efendiiiiim, buyruuun ilk görüntümüz geliyoooor!.." Osmangazi Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesinin Salonunda söyleşi sırasında... Biz burada konuşurken, üniversite öğrencilerinin tahmin edeceğiniz gibi çoğunluğu akşamki Yaşar konserine hazırlanıyordu...
Sunumun başlarında konuşurken arka plana ilk mizah dergisi Diyojen'i çıkaran Teodor Kasap düşmüş...
Biz sevgili Pelin, Erhan ve Uğur hocayla okulun restoranında akşam yemeğimizi yerken hemen aşağımızdaki çim alanın üzerinde kurulan sahnede Yaşar konseri başlamıştı bile. Ne de olsa üniversitede aynı zamanda Bahar Şenlikleri de sürüyordu. Bu şenliklerin dışında bir programla söyleşiye katılmak da ayrı bir keyifti doğrusu.
Sonrasında Uğur ve Ferruh hocalarla Eskişehir’in gecesine aktık birden…Önce Glow Bar, sonra da 222 adlı büyük mekan filan derken, Uğur Bilge hoca beni sabaha karşı Eskişehir Öğretmenevi’ne bıraktı... Gördüm ki Eskişehir sabaha dek yaşayan bir şehir haline gelmiş, üstelik Anadolu’da tutuculuğun zirvelerde gezdiği şu günlerde... Ertesi sabah, gene tüm sevimliliğiyle Pelin arkadaşım karşımdaydı. Sevgili Pelin bu kez de beni otogara kadar bıraktı. Ulusoy’un otobüsüyle Eskişehir’den ayrılırken bu şehri bu kadar yaşayan ve bu kadar genç bir şehir haline getiren herkese teşekkür etmek geldi içimden tabii en başta belediye başkanı ve üniversite şehrinin mimarı Yılmaz Büyükerşen’e… Sevgili Uğur Hoca, sevgili Pelin, Erhan, Çağrı, Ceylan ve adını bilemediğim tüm öğrenci arkadaşlar, ilginiz için hepinize teşekkür ediyorum… Şu bir gerçek ki ben bu Eskişehir’i gerçekten seviyorum…İlk fırsatta yeniden görüşmek üzere sevgili Eskişehir…
Mizah Dergiciliği sunumu sonunda, karikatür örneklerimden oluşan bir başka sunuma geçtim...
Mizah Dergiciliği sunumu sırasında, arka planda bir Akbaba dergisi kapağı görülüyor...
Osmangazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Salonundaki söyleşimin bitiminde söyleşiyi izleyen öğrenci arkadaşlardan bir grupla birlikteyim...
Tam ortadayım solumda bu söyleşinin mimarı sevgili Pelin Dutlu, sağımda ise Uğur Bilge hoca...
Bu pozun sonrasında, söyleşimiz kafeteryada muhabbet düzeyinde devam edecek... Osmangazi Üniversitesine bir başka etkinlikte tekrar gidebilmek dileğiyle, sözlerimi burada noktalayayım artık...

15 Mayıs 2007

Cihan Demirci'den
bir "ilk" kitap:
"RTE GARANTİLİ FIKRALAR"
"Damdaki Mizahçı"nız Cihan Demirci'nin özgün fıkralarından oluşan "RTE GARANTİLİ FIKRALAR" kitabı sonunda nihayet, evet nihayeeeet çıktı!.. Uzuuuun bir serüvenden sonra Turkuaz Kitaplığı'nca yayınlanan bu özel kitabın 15 Mayıs'tan itibaren kitapçılara dağıtımı başladı… Kitabın en önemli özelliği, ülkemizde Başbakan RTE üzerine yazılmış ilk özgün fıkra kitabı olması. Oysa şimdiye kadar onlarcasının yayınlanmış olması gerekmez miydi?.. 150 özgün fıkranın yer aldığı bu özel kitabı her yerde bulamayabilirsiniz, o yüzden sizden ricam kitapçılara ısrarla sorunuz... Göremediğiniz kitapçıya bir daha sorunuz, bir daha sorunuz, bir daha sorunuz!.. AÇIKÇASI BU ÇOK ÖZEL KİTABA SAHİP ÇIKINIZ!..
(Kitabın yayıncısı: Turkuaz Kitaplığı
Tel: 0212- 546 86 32'den
Necati Balbay'dan bilgi alınabilir...)

(Üstte kitabın ön ve arka kapağı görülüyor...)

------------------------------------------------------------------------------------------------
CİHAN DEMİRCİ
ESKİŞEHİR OSMANGAZİ
ÜNİVERSİTESİNDE...
Damdaki Mizahçınız Cihan Demirci, 32. kitabı “RTE GARANTİLİ FIKRALAR”ın uzun bir maceradan sonra yayınlandığı günlerde, söyleşi turları sürüyor… 16 Mayıs Çarşamba günü Eskişehir’in ikinci üniversitesi olan Osmangazi Üniversitesi'nde olacağım. Osmangazi Üniversitesinde 15.00'te başlayacak söyleşide “Mizah Dergiciliğimiz” üzerine konuşacağım ve bu konuda hazırladığım slayt gösterisini üniversiteli arkadaşlara sunacağım. Bu son bir ay içinde Eskişehir’e 2. gidişim olacak. Anadolu Üniversitesini artık iyice biliyorum ama bu Osmangazi’ye ilk gidişim. Dönüşte izlenimlerimi “Damdaki Mizahçı”da okuyabilirsiniz…

14 Mayıs 2007

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİNİN
BAHAR ŞENLİĞİNDEYDİM...

Uludağ Üniversitesindeki mizah söyleşim sonrasında şenlik komitesinden Göktürk arkadaşımız plaketimi verirken...

"Damdaki Mizahçı"nız Cihan Demirci, Uludağ Üniversitesinin Bahar Şenliğine katılmak için soluğu 12 Mayıs Cumartesi günü akşamından Bursa'da aldı. Şenlik kapsamındaki söyleşim 13 Mayıs Pazar günüydü ama ben Cumartesi akşamından ulaştım Bursa-Uludağ Üniversitesine... Öncelikle şunu söylemeliyim ki, dersine iyi çalışmış öğrenci arkadaşlardan oluşan bir şenlik komitesiyle karşılaştım. Otogardan alınıp üniversite kampüsü içinde kalacağım otele getirildim. 13 Mayıs pazar sabahı, 11 civarında şenlik komitesindeki arkadaşların çalışma mekanında buldum kendimi, saat 14'teki söyleşiye dek tam 3 saat heyecanları yüzlerinden okunan üniversiteli arkadaşlarla muhabbet ettik. Bu muhabbete 11-13 arası sevgili şair dostumuz Altay Öktem de katıldı. Altay'ın şenlikteki söyleşisi benden bir saat önce, 13'teydi. Bu şenliğe katılmama önayak olan Uludağ Üniversiteli sevgili Emre arkadaşım da yalnız bırakmadı beni. Sayısız kez telefonla konuştuğumuz Birgül arkadaşımız, Yusuf, Göktürk, Hasan, Özge ve Merve'ye (ve dahi adlarını bilemediğim diğer arkadaşlara) içten ilgileri ve samimi ve sıcak yaklaşımları için çok teşekkür ediyorum. Üniversitelerin giderek sadece "konser" etkinliği haline gelen bahar şenliklerinden bilinçli olarak epeydir uzak kalmıştım, Uludağ Üniversitesi bu anlamda içime umut serpti doğrusu...

Cihan Demirci, söyleşi sonrasında şenlik komitesinden arkadaşlarla birlikte...

Tarih: 13 Mayıs Pazar 2007... Bir yandan "Anneler Günü"... 3 yıl önce yitirdiğim sevgili annem düşüyor aklıma içim burkuluyor, kimselere çaktırmıyorum... Uludağ Üniversitesinin bulunduğu kampüste bile hava adamı adeta yakıyor... Güneşin 30 derecelere ulaştığı bir ortamda, kapalı bir salonda, 40-50 civarında üniversiteli arkadaşla karşılaşıyorum. Gece kaldığım otelde, çocukluktan kalma bir hastalıkla izlediğim önce Örövizyon Şarkı Yarışmasından söz açarak başlıyorum konuşmaya... Sonrasında; mizahın ne olduğundan, ne olmadığından, mizahçının kim olduğuna, mizahın ne zaman geri düştüğüne ve ne yapması gerektiğine dair örnekler vererek sürdürüyorum konuşmamı. Bu arada arka planda da bana ait karikatür örneklerinden oluşan bir slayt gösterisi sürüyor... Derken sorular geliyor ve 2 saatin nasıl geçtiğini gene her zaman ki gibi hiç anlamıyorum... Bursa'da hareketin çok fazla olduğu bir gün... Sadece Bursa'da mı İzmir'de miting var aynı saatlerde... Bursa'nın Beşiktaş'la olan hayati maçı başlamadan hızla ayrılıyorum Bursa'dan ama Uludağ Üniversitesi ve şenlik komitesindeki genç arkadaşlar güzel izlenimler ve izler bırakıyor bende...

Yeniden dönüyorum İstanbul'un o hoyrat damlarına, o da ne, takımım Fenerbahçe, canım İzmir'de "ŞAMPİYON" olmuş bile.. Bursa'ya her anlamda teşekkür borçluyum belli ki...Hemen İzmir'e, sevgili GS'lı dostum Ercan Günaydın'a keyifle bir mesaj atıyorum: "Heeeey İzmiiiiiir, o bayrakları şimdi de Fenerbahçe için sallamaya hazır mısıııııın?.."

Söyleşi öncesinde, şenlik için ter döken üniversiteli arkadaşlarla tam bir muhabbet maratonu yaptık. Cihan Demirci ve Altay Öktem bu maraton sırasında...
Söyleşim 2 saat sürdü ancak söyleşi dışındaki söyleşimizi hesapladım da, o tam 4 saat sürmüş, yani toplamda 6 saatlik bir muhabbet yapmışız Uludağ Üniversitesinde...Akçay'dan girdik Alanya'dan çıktık, Dikili'den Çandarlı'ya, Altınoluk'tan İzmir'e, Foça'dan Bursa'ya dek uzandık bu muhabbet turunda...

Cihan Demirci, söyleşi bitiminde Uludağ Üniversiteli arkadaşlarla...Kendimi bir an yeni transfer olmuş bir basketçi gibi hissetmedim değil...

Uludağ Üniversitesindeki bahar şenliklerinde katılmama önayak olan, üniversiteli okurum Emre ile. Sevgili Emre, son olarak İzmir Tüyap'taki söyleşime katılmış, kitap imzalatmıştı...

SEVGİLİ ANNEMİ
ÖZLEMLE ANARKEN...

Küçük Cihan ve sevgili annesi Sevim hanım, 60'lı yıllarda Çengelköy sırtlarında, İstanbul'un İstanbul olduğu günlerde...

Onsuz geçen 3. Anneler Günüydü 13 Mayıs 2007'nin pazar günü...İçimdeki bitmez hüznü dağıtmak adına İstanbul dışında olmam iyi geldi doğrusu... Uludağ Üniversitesindeki söyleşi için gittiğim Bursa'da andım onu bu kez... 3 yıl önce bir "Babalar Günü"nde Alzheimer'dan yitirdiğim canım annemi...

Sevgili anneciğim; "Damdaki Mizahçı" oğlun, bu hoyrat ülkede ilkelerinden zerre kadar ödün vermeden, tüm görmezden gelmelere, yok saymalara inat, dimdik bir duruşla sürdürüyor damlardaki mizah yolculuğunu, seni gene dolu dolu olmuş gözlerim, anlatılmaz özlem duygum ve bitmez bir sevgimle anıyorum, ruhun şad olsun...

11 Mayıs 2007

"DAMDAKİ MİZAHÇI" CİHAN DEMİRCİ BU HAFTA SONU BURSA'DA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ BAHAR ŞENLİĞİ'NDE....

"Damdaki Mizahçı" Cihan Demirci'nin etkinlik turları tam gaz sürüyor sevgili dostlar... Dopdolu geçen bir Nisan ayından sonra Mayıs ayına geçen hafta Alanya'da adım atmıştım. Bu hafta sonu Bursa'dayım...

 Uludağ Üniversitesinin 10-13 Mayıs tarihlerinde düzenlediği Bahar Şenliklerinde, bu hafta sonu Bursa'da olacağım. 12 Mayıs Cumartesi akşamından ulaşacağım Bursa'da, 13 Mayıs Pazar günü Uludağ Üniversitesinin Ahmet Taner Kışlalı Salonunda saat 14.00-16.00 arasında mizah söyleşim gerçekleşecek... Son olarak 3 yıl önce Bursa- Tüyap Kitap Fuarına gitmiştim.Uludağ Üniversitesine ise ilk kez gitmiş olacağım. Şenliğin detaylı programı için girilebilecek site adresi: www.senlik.org

------------------------------------------------------------------------------------------------
ESKİŞEHİR, ÇORLU VE SAMSUN'DA...

Nisan ayında; İstanbul, Eskişehir, İzmir, Dikili ve Foça'da çeşitli etkinliklere katılan Damdaki Mizahçı'nın Bursa sonrasında MAYIS ayı programı şöyle gözüküyor: 16 Mayıs'ta Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde, 26 Mayıs'ta Çorlu'da Trakya Koleji'nde, 28 ve 29 Mayıs tarihlerinde de karikatürcü arkadaşlarımla birlikte Samsun 19 Mayıs Üniversitesinde olacağım...

08 Mayıs 2007

ALANYA'DA YEDİNCİ
AKDENİZ ESİNTİSİ!
Alanya'da bu yıl 7. kez düzenlenen, Damdaki Mizahçınız Cihan Demirci'nin de jüri üyesi olarak bulunduğu Akdeniz Uluslararası Karikatür Yarışmasını Belçika'dan Tony Houbrechts kazandı.
7.Akdeniz Uluslararası Karikatür Yarışması jürisi, jüri toplantısının başlangıcında görülüyor...
Sevgili dostlar, Alanya'da bu yıl 7. kez düzenlenen Akdeniz Uluslararası Karikatür Yarışmasının jürisinde görev yapmak üzere, her yıl olduğu gibi gene Mayıs'ın ilk haftası içinde, 3 Mayıs Perşembe gününün akşam saatlerinde Alanya'da aldık soluğu... Gene 4 kişiydik İstanbul'dan yola çıkan... Deniz Som,Kamil Masaracı, İbrahim Tapa ve bendeniz Cihan Demirci... Geleneksel olarak her gidiş-gelişte havalimanlarında mutlaka bir vukuatları bulunan sevgili İbrahim Tapa ve Deniz Som, bu yıl da bu geleneği bozmayarak, uçağa gene özel bir vukuatla binmemizi sağladılar, kendilerine Kamil Masaracı arkadaşımla çok teşekkür ediyoruz. Giderken şapkasını fırlatıp atan Tapa abimizin dönüşte de "karton makası" vukuatı yaratması bu yolculuğa gene apayrı bir güzellik kattı!.. Bu yıl ki yarışmada aramızda yeni bir jüri üyesi vardı... Almanya, Stutgart'dan gelen Avrupa Karikatürcüler Federasyonu (FECO) başkanlarından Marlene Pohle, yarışmanın uluslararası boyutuna da renk katmış oldu... Aramıza Kayseri'den katılması gereken sevgili Mahmut Karatoprak ise bu yıl ki yarışmada bulunamadı...
"Akdeniz'de Turizm" konulu yarışmada bu yılın birincisi Belçika'dan Tony Houbrechts'in yukardaki karikatürü oldu. Yarışmada ikinci olan Abdullah Üçyıldız'ın karikatürü... Yarışmada üçüncülüğü alan Ali Divandari'nin karikatürü...
Yarışmada 6 adet özel ödül bulunuyordu... Bu özel ödüller de şu şekilde paylaştırıldı:
Alanya Belediyesi Özel Ödülü - PAWEL KUCZYNSKİ (POLONYA), Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Ödülü -ALİ ŞUR (TÜRKİYE), ALTİD Özel Ödülü - NEDELJKO UBOVİC(SIRBİSTAN), ALTAV Özel Ödülü -GEORGE LICURICI (ROMANYA), Alanya Kaymakamlık Özel Ödülü - RAŞİT YAKALI (TÜRKİYE), Doğu Akdeniz Kültür Araştırmaları Vakfı Özel Ödülü- ALEXANDER UMYAROV (RUSYA) Yarışmanın ödül töreni, her yıl olduğu gibi Alanya Turizm festivali içersinde 26 Mayıs Cumartesi günü yapılacak.
JÜRİ TOPLANTISINDAN... Soldan sağa; Cihan Demirci, Marlene Pohle, İbrahim Tapa, Deniz Som, Nüvit Özkan ve Kamil Masaracı, jüri üyeleri olarak karikatürlere bakmaya hazır vaziyette... Masada 49 ülkeden 432 karikatür bakılmayı bekliyor...
Bu yıl aramıza katılan yeni jüri üyemiz Marlene Pohle, Arjantin kökenli bir Alman vatandaşı. FECO adlı uluslarası karikatür örgütünün başkanlığını yapıyor. Kendisiyle ilk kez bundan 6-7 yıl önce İstanbul'a geldiğinde tanışmıştım. Ekibimize çok kısa sürede uyum sağladı. Jüri toplantısında turlar arasındaki bir molada ALTAV'ın balkonunda sevgili Marlene Pohle ile...
432 karikatürlük seçim maratonu başlamış, turlar ve elenen karikatürler sürüyor... Bu yıl özellikle İran ve Rusya'dan çok fazla katılım olması dikkatimizi çekti... Yarışmaların vazgeçilmez isimlerinin çoğuyla gene karşılaştık. Çizgi anlamında düzeyin yüksek olduğu yarışmada aynı yüksek düzeyi esprilerde görmek doğrusu zor oldu...
İlk yarışmadan beri karikatürleri gösterme işini yapan, bu yarışmanın mimarlarından sevgili Nüvit Özkan'ın kızı Zeynep bu yıl aramızda yoktu ancak bu kez bir başka Zeynep'le vaziyeti kurtardık. ALTAV'ın bu yarışmada emeği bulunan güleryüzlü sekreteri sevgili Zeynep Öçten, karikatürleri tutan 2. Zeynep oldu bu yıl...
Ödül alacak ilk 9'a giren karikatürler belli olmuş, onları dikkatle inceleyen Marlene Pohle, Nüvit Özkan ve Cihan Demirci...
Bakın bu karikatür ödül filan almadı, elendi ama dünya çizerlerinin İstanbul'a nasıl baktığına bir acı örnek olduğu için buraya aldım... Yarışmanın konusu "Akdeniz'de Turizm" olsa da Rusya'dan bir karikatürcü İstanbul'dan dönüşü karikatüründe bu şekilde göstermiş, İstanbul'u çok güvenli bulan, istifa denen erdemi bilmeyen Vali beye göstermek gerek bu karikatürü!..
Jüri finale kalan 9 karikatür arasından birinciyi epeyce zor seçti diyebiliriz, ne de olsa hepsi birbirine yakın düzeyde seyreden karikatürlerdi. Puanlamaya geçildiği sırada... Hep onlar mı bizi çekecek?.. Bu kez de ben onları çektim!.. Yarışmanın sonuçlarını haber yapmak için gelen Alanya medyasından bir grup arkadaşımızın tarafımdan çekilen fotoğrafı...
Yarışmanın sonuçlarının basına açıklanma anı...Bu yıl ki açıklmayı aramıza Almanya'dan katılan Marlene Pohle yaptı. Marlene Pohle'nin açıkladığı sonuçları, sevgili Nüvit Özkan anında tercüme ederek yardımcı oldu... Marlene Pohle yarışmanın Alanya medyasına sonuçlarını açıklarken...
Sonuçlar belli olmuş... İlk üç karikatürün önünde, saatler süren seçimin yorgunluğuyla Tapa ve bendeniz çaktırmadan yere çökmüşüz...Aramızda sevgili karikatür tutucumuz Zeynep Öçten de var...
Ve bu yılın 6 kişilik jürisi... Kamil Masaracı'nın, Tapa abimizin kafasını öne çıkardığı bir poz. 7. jüri üyemiz Mahmut Karatoprak bu yıl aramızda olamadı...
ALANYA MEKANLARINDA...
Alanya'da bu yıl 7. kez düzenlenen yarışmada benim 5. jüri üyeliğim oldu ama bir kez şenliğe bir kez de sergiye derken son 5 yılda Alanya'ya tam 7 kez gitmiş oldum. Alanya'daki ilk buluşma mekanımız artık geleneksel bir hal alan Müfit beyin KAPTAN OTELİ'nin barı... İşte 3 Mayıs gecesi... Alanya'ya geleli bir-iki saat anca olmuş, ve en solda otel sahibi Müfit Kaptanoğlu olmak üzere ekibimiz tam kadro demlenirken...
Müfit beyin, KAPTAN otelinin hemen önünde yer alan klasik Alanya mekanlarımızdan GÜVERTE restaurant'tayız... 3 Mayıs 2007 Perşeme gecesi... En soldan; Nüvit Özkan, Cihan Demirci, Kamil Masaracı, Deniz Som,İbrahim Tapa...
3 Mayıs gecesinin lierleyen saatlerinde Royal Garden otelde... Otelde kalan Rus turistlerle çeşitli dillerden bir karışımla sohbet anında...
Gene Kaptan Otel'in barındayız...Bu kez 4 Mayıs Cuma akşamı...4 kişilik ekibimize katılan Alanya'da yaşayan sevgili doktor-karikatürcü arkadaşım Veysel Öktem ile, Alanya'da bizi asla yalnız bırakmayan Günizi Print'in sahibi, sevgili Fatih Taşpınar dostumuz...
Bu fotoğrafta amaç beni çekmekten çok, arkamdaki o ince uzun, müthiş palmiyeyi göstermek... Bu incelik, bu ne güzelliktir yarabbi... O yüzden biraz yana yatmış durumdayım zaten...
Alanya'nın 3 jüri kalemşörü; Kamil,Tapa ve Cihan turlama sırasında oturdukları klasik mekanlardan birinde... 4 Mayıs Cuma günü... Bir portakal suyu içme molasında...
Alanya'da yeni açılan mekanlara konuk olma durumumuz da giderek gelenekselleşiyor. İşte 4 Mayıs Cuma gecesi...Alanya'nın kazandığı yeni mekanlardan biri, Akdeniz mutfağı ağırlıklı yemekleriyle, isim babalığını Deniz Som'un yaptığı LOKANTA SU'dayız... Lokanta Su'nun sahibi, Mehmet Ağaoğlu, en sağda başta görülüyor...
4 Mayıs günü sevgili kaşdeğer insan; Tapa ağabeyimle Alanya'da bir dinlenme anında...
Yeni jüri üyemiz Marlene Pohle, Stutgart'dan aramıza 4 Mayıs Cuma gecesi katıldı. 4 Mayıs Cuma gecesi Konaklı'daki Royal Garden Otel'e döndüğümüzde, aramıza yeni katılan Marlene Pohle ile sohbet ettik. Bu sohbete bildiği pek çok dille yardımcı olan otel müdürü İsmail arkadaşımız soldan ikinci olarak görülüyor...Diğer isimleri artık saymamıza gerek var mı?..
5 Mayıs Cumartesi günü, Jüri toplantısının bitimi ve yarışmanın sonuçlanmasının ardından soluğu Alanya'nın en güzel mekanlarından biri olan FİLİKA restaurantta aldık... Müfit Kaptanoğlu'nun güzelim mekanında yediğimiz Grida adlı Akdeniz balığının tadını uzun zaman unutamayacağım sanırım...Fotoğrafta 6 jüri üyesi ve arkada müthiş bir sıcakla Alanya plajı...
Marlene Pohle, anında portre çizen karikatürcülerden...Filika Restaurant'ta yemek yerken kaşla göz arasında benim de bir portemi yaptı...İşte Marlene Pohle'nin çizgileriyle Cihan Demirci...
Alanya'daki son gecemiz olan 5 Mayıs Cumartesi gecesi, geçtiğimiz yıl açılışına denk geldiğimiz RED TOWER restauranttaydık...O geceye Beşiktaş-Fenerbahçe maçı denk gelmişti. Bir yandan maçı izledik gece boyunca...Maçın sonunda Fenerin Beşkitaş'ı 1-0 yenmesi üzerine Beşiktaş'lı Deniz Som, biz Fenerlilerin karşısında şu gördüğünüz surata sahip oldu. Maçın bittiği anda tarafımdam çekilen bu pozla Deniz Som'un suratı tarihe geçmiş oldu!!!
5 Mayıs Cumartesi gecesi, Fenerbahçe'mizin de galibiyetiyle Alanya'da coştuğumuz bir anda sevgili Marlene Pohle, Tapa ve bendeniz...Sayın kaşdeğer abimiz Tapa o sırada yeleğine attığı erikleri koruma altına almış vaziyette görülüyor!..
...Ve 6 Mayıs Pazar öğlene doğru saatlerde, kaldığımız Royal Garden otelin havuz barının önünde... Birazdan Marlene Pohle ile vedalaşıp, Antalya havalimanına doğru yola çıkacağız...Marlene Pohle da akşam saatlerinde Stutgart'a dönecek... Çevremizdeki Rus ve Alman turistler her şey dahil sistemde öğlene doğru biralarına başlamışken, biz 4 kafadar jüri üyesi, Alanya'da gene güzel bir Akdeniz esintisi gibi hızla geçen 3 keyifli günün yorgunluğunu yaşıyor gibiyiz.. Bize bu güzelliği yaşatan Alanya'daki tüm dostlara en içten teşekkürlerimizle... Gelecek yıla ek hoşçakal ALANYA, İstanbul'un belalı damları bizi bekler!!!!