02 Haziran 2010

"AĞLAYAN ÇOCUK"
ÜLKESİ!

"Ağlayan Çocuk" ülkesidir burası... Güzel güzel ölümlerin yaşandığı, kimselerin bu güzel ölümlere gıkını bile çıkarmadığı "Ağlayan Çocuk" fotoğrafı ülkesi...Bu fotoğraf çok yakışmıştır bu coğrafyaya... O yüzden çocukluğumuzdan beri kartpostal olarak satılır durur... Minibüs camlarının arkasından bize bakar bu ağlayan çocuk, Anadolunun herhangi bir kasabasında karşımıza bir kasap dükkanında ya da bakkal kasasının arkasında çıkar bu ağlayan çocuk... Çocuk ağlar, büyük ağlatır... Akla ziyandır güzel ölümlerin coğrafyası... Kaderdir burada madencilerin grizudan ölümü... Güzel ölürler, yanık izi bile kalmadan... Onlar güzel ölürken, bunları diyenler "güzel" hayatlar yaşarlar her geçen gün daha zengin, daha varlıklı olarak... Güzel götürülür bu ülkede... Gıkı çıkmayan, bastırılmış, korkak, tırsak, kendinden geçirilmiş bir halk vardır nasıl olsa orta yerde... En az 3 çocuk peşindeki şaşkın bir halk... Ölümedir sadece doğurmak burada... Doğum sadece ölüm demektir buralarda aslında... Hiçbir şeyin ortasını bulamasa da orta malıdır buralarda halk... Oy'unu kullanıp kullanıp bir köşeye "güzel ölüm" olarak attığın orta malı bir halk...

Türk malı değildir hayatlar orta malıdır aslında... O yüzden "AĞLAYAN ÇOCUK" her geçen pozunda daha da içli, daha da fazla ağlar bu coğrafyada... Attığı taşları kimse görmez, kimse işitmez çocuk çığlıklarını, kız çocuksa eğer doğan zaten "KIZ SESSİZLİĞİ" yaşanır ülkemde... Çocuk ağlar, büyük bağlar, grizu patlar, otobüs uçar, şofben zehirler, tersane öldürür, kredi kartı borcu intihar ettirir, cinnet yok eder gerekirse bu sular yetmez Gazze açıklarındaki sularda ölür bu ülke insanı... Ölmeyi müthiş başarır... Dünya ölüm rekorları kırar bu ülke... Ölüm bol gelir... Kıçından düşer hayatların ama ısrarla giyer ölümü... Ölümün çeşidi bol, hayatın rengi yoktur... Dinbazdır bezirgan, dinden vurur, malı götürür, seni başbaşa bırakır Allah'la... Bağlantıda bir sorun mu var neeee?...

Ve işte böylesi bir coğrafyada sözünü kimseden sakınmadan bu dünyadan gelip geçen bir mizahçı dama çıkar, damdan bağırır, aşağıdakilere şöyle seslenir önce: "HAYAT MİZAHI KAÇ GEÇİYOR?" Kafayı dibine dek sıyırmış bir ülkede bu soru çoktandır anlamını yitirmiştir... Hayat mizahın ırzına geçmiştir çoktan, mizah sadece "ah" şeklinde sürmektedir harbi mizahçılar için... Artık yaptığımız mizah filan değildir, kalan iki gram akla sahip çıkma çabasından başka hiçbir halt değildir bu ülkede yaptığımız... AĞLAYAN ÇOCUK RAHAT OL, BU COĞRAFYA BU AKLA ZİYAN HALİYLE SENİ DAHA ÇOK AĞLATACAK, BÖYLESİ BİR COĞRAFYADA MİZAH BİLE HEP GÖZLERİNİ DOLDURACAK SENİN...

Cihan Demirci (2 Haziran 2010-DAMDAN YAZDI!!!)

Hiç yorum yok: