20 Nisan 2008

DAMDAKİ MİZAHÇINIZ
CİHAN DEMİRCİ
13. İZMİR
TÜYAP KİTAP
FUARINDA...

Sevgili İzmirli dostlar... Bu satırlar özellikle size... Bu kez arayı epeyce açtık biliyorum... Ama açılan ara olsun yeter ki... Tam bir yıl sonra sevgili İzmir'imde olacağım... 13. kez hiç sektirmeden gittiğim İzmir Tüyap Kitap Fuarı günleri geldi... 25 ve 26 Nisan'da iki ayrı söyleşide birlikte olmak dileğiyle...

Cihan Demirci, 2007 yılındaki 12. İzmir Tüyap Kitap Fuarına 3 ayrı söyleşiyle katılmıştı... Bunlardan birinde görülüyor... (Nisan 2007)

Son olarak 2007 yılının Nisan ayında gidebilmiştim İzmir'e... Tüyap Kitap fuarında 3 ayrı söyleşiye katılmıştım... Son olarak 11 Aralık 2007 günü gidecektim... Gidecektim diyorum çünkü bu gidiş kısmet olmadı... Ercan Günaydın arkadaşım çok uzun bir aradan sonra 3 ayrı okul etkinliği düzenlemişti. 5-6 gün kalacaktım çok sevdiğim, soluk aldığım bana vitamin gibi gelen bu güzel şehirde... Sabah uçağa yetişmek için erkenden kalkmış, son hzırlıkları yapıyordum... Abimden sabahın 7'sinde gelen telefonla yıkıldım ve İzmir benim için hayal oldu...Zira o sabah babam ayrılmıştı bu dünyadan... Hayat bu... Son yıllarda bu kadar uzun süre ayrı düşmemiştik sevgili İzmirle... Ve gene Nisan geldi...Bir kez daha İzmirde Tüyap Kitap fuarı zamanı... Bundan önceki 12 yıl nasıl da keyifli geçti İzmir Kitap fuarında...Ne keyifli, ne güzel, ne canlı söyleşiler, imza günleri yaptık, sonra geceleri Alsancak'ta Gazi Kadınlar Sokağında ya da Kordon'da ne keyifli muhabbetler, ne renkli anlar yaşadık...

İZMİR FUARINDAN

UNUTULMAZ BİR SÖYLEŞİ!

12 Nisan 2002... 7. İzmir Tüyap Kitap Fuarından unutulmaz bir söyleşim... Gördüğünüz gibi en solda bendirde Damdaki Mizahçınız Cihan Demirci ve söyleşime renk katan İzmir Şehit Fazılbey İlköğretim okulu öğrencileri yani ayakta davul çalan Onur ve ritm arkadaşları...O gün, söyleşiyi kısa kesip, izleyicilere güzel bir sürpriz yapmış, önceden planladığım şekilde Onur ve arkadaşlarıyla sahne almıştım... İzmir Tüyap'ın gördüğü en renkli söyleşilerden biri böylece gerçekleşmişti...Müthiş bir yetenek olan Onur şu anda acaba kimin arkasında darbuka çalıyordur, kimbilir?..

25 VE 26 NİSAN'DA

KİTAP FUARINDA

İKİ AYRI SÖYLEŞİ

13. İzmir Tüyap Kitap fuarında her yıl tek kişilik bir söyleşim olur...Bu yıl 25 Nisan 2008 Cuma günü, kitap fuarının 2 nolu konferans salonunda, saat: 15.45-16.45 arası "DAMDAKİ MİZAHÇIYLA DAMAGOJİK DAKİKALAR" başlıklı söyleşim gerçekleşecek.

26 Nisan Cumartesi günü ise fuarın, 1 nolu konferans salonunda, saat: 12.00-13.30 arasında Tudem Yayınlarının düzenlediği "ÇOCUK EDEBİYATINDA GÜLMECE" başlıklı söyleşide Yalvaç Ural, Mavisel Yener ve bendeniz Cihan Demirci konuşmacı olacağız...

Bu arada 25 Nisan Cuma, 26 Nisan Cumartesi ve fuarın son günü olan 27 Nisan Pazar günü öğleden sonraları 2. Salonda (stand no: 311-B) Ercan Yayıncılık standında kitaplarımı imzalayacağım... Tabii İzmir'in güzel havası ve havasından öte güzellikleri beni fuar dışına Alsanacak'a, Kordon'a filan atmazsa...

Sevgili İzmirli dostlar, Damdaki Mizahçınızı İzmirde yalnız bırakmayın... Şu ülkenin bitişine tanık olduğumuz, rezil ötesi günlerde birbirimize daha fazla ihtiyacımız var, gelin konuşalım, gelin dertleşelim ve gelin ki GÜZELLEŞELİM...:))

BİR İZMİR HATIRASI...

İzmir'e gideceğim günlerin öncesinde şu aralar sürekli olarak Akerdon ustası Muammer Ketençoğlu'nun yakında çıkardığı "İzmir Hatırası" CD'sini dinliyorum... Gene muhteşem bir CD yapmış Ege ve Balkan müziğinin büyük ustası sevgili Ketençoğlu... Ama bu türküler biraz da hüzün taşıyor insana... Mizahçı filan olsak da acayip hüzünlü bir adamız vesselam... Çaktırmayın, bizim mizahçılığımız içimizdeki hüznü dağıtmak için aslında... 1920'li yıllardan kalma Rum şarkıları, İzmir türküleri... İçimi efkar basıyor...Ve bu fotoğraf çıkıyor bir dosyanın içinden...Bir kaç yıl önce çok erken yaşta aniden kaybettiğimiz İzmirden çok sevgili bir dost: ERKİN KARCILI ile sayısız pozlarımızdan sadece bir tanesi... Fotoğrafın arkasına "AĞUSTOS 1996- AYRINTI MEYHANE" yazmışım... Erkin dostumuzun Ayrıntı Meyhanesinin yeni açıldığı günlerden... Belli ki İzmir Fuarı için gitmişim... Gazi Kadınlar Sokağı burası... Daha sonra bu sokaktaki pek çok meyhanede işletmecilik yapan Erkin Karcılı arkadaşımız elini omzumuza atmış ayakta... En soldan sayacak olursak; Ercan Günaydın, Aydoğan Yavaşlı, Cihan Demirci ve Bülent Vatansever... Arkamızda ve o güzelim anılarımızda kalan bir güzel dost, bir adam gibi adam; ERKİN KARCILI... Onu sevgiyle anıyorum...Bu gidişte kısmet olursa senin ruhuna da bir kadehim olacak sevgili Erkin...

1 yorum:

Durmuş dedi ki...

Cihan, Ege'ye yolu düşen her çeşit yazarı ensesinden yakalayabilen Ercan abimi hep senin sitenden takip ediyorum. Saçları ve sakalı beyazlamış, eskiden etine dolgunken şimdi tombiş olmuş, vara yoğa gülen yüzü biraz asılmış ama hala Ercan abi. Aslında o, İstanbul'da da son yıllarda yaygınlaşan "yazar ajanları"nın ilk örneği. En temizi ve en safı. Yazarla birlikte ya da yazardan para kazanacakken, yazarı beş yıldızlı otel gibi ağırlayan bir adam. İzmirli yazar ve şairler içinde Ercan abiden rakı içmemiş isim varsa ya evinden çıkmıyordur ya da yazdıklarına güvenemiyordur. Yıllar önce Muzaffer İzgü, fuarda bir şey sözylemişti Ercan için, hala unutmam: "Ercan sana bir çaycı önlüğü alalım. Bozukları küçük cebe, bütünleri büyük cebe atarsın." O zaman tıfıldım, anlamamıştım. Şimdi anlıyorum ki bozuklar Ercan abinin hakkımıymış!
Durmuş Akbulut