23 Ocak 2008

KARİKATÜR
VE MİZAH
MÜZESİNDE
ZEKİ BEYNER'Lİ
BİR GÜN...
Türk karikatürünün özgün ustası Zeki Beyner'i 22 Ocak Salı günü, Saraçhane'de bulunan Karikatür ve Mizah müzesinde gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve sergiyle andık...

Cihan Demirci, Zeki Beyner'i tüm yönleriyle anlatırken...

Türk karikatürünün benzersiz ustalarından biridir Zeki Beyner... Güçlük içinde geçmiş müthiş bir hayat öyküsünün ardında özgün ve güçlü bir çizer yatar... Geçen yıl ölüm yıldönümünde yazdığım yazıda "YALNIZLAR RIHTIMININ PALTOSUNU ÇIKARMAYAN ADAMI" demiştim Zeki abi için... 8 Eylül 2002'de, 66 yaşında yitirdiğimiz bu özgün usta için 22 Ocak 2008 Salı günü, Saraçhanede'ki Karikatür ve Mizah Müzesinde duygu yüklü bir söyleşi gerçekleştirdim Damdaki Mizahçı Cihan Demirci olarak... Babamı yitireli, yani hem anasız hem de babasız kalalı 42 gün olmuştu sadece...İçimde atamadığım bir hüzün vardı söyleşi için müzeye gittiğimde... İki aya yakın bir süredir bu tip etkinliklere zorunlu bir ara vermiştim... Yaşama yeniden dönüşümdü benim için bu Zeki Beyner söyleşisi...

Söyleşide belgelerden de yararlandım...

1978'de karikatüre yeni başladığım sıralarda Çarşaf'ta tanıdığım, iki ayrı yayında birlikte çalıştığım, üç ayrı röportaj gerçekleştirdiğim Zeki Beyner çok Zorlu bir yaşama imzasını atmıştı... Çocuk yaşta anasız-babasız daha da ötesi hiçbir akrabası olmadan "kimsesiz" kalmış ve sokaklarda büyümüştü... Tren istasyonlarının, vapur iskelelerinin, adliyelerin bekleme salonlarında, an gelip mezarlıklarda yatmıştı... Çöplüklerde bulduğu yırtık gazete parçalarından görüp tanımıştı karikatür denen güzelliği, çöplükleri altına çevirmişti bir şekilde... Saat: 15-17 arasında gerçekleşen söyleşiye, bu tür söyleşileri hiç kaçırmayan karikatürcü dostlarımız, ağabeylerimiz, meslektaşlarımız geldiler her zaman olduğu gibi... Müzenin küçük salonu bir anda doluverdi. Bu arada mizah dünyasının dışından da karikatür meraklısı yüzleri görmek beni mutlu etti. İstanbul Ticaret Üniversitesinden bu söyleşiye özel olarak sevgili Elif Güzelses ve pırıl pırıl iki üniversiteli arkadaşı, bir zamanlar mizah yazarı olması için olanaklar ölçüsünde elvermeye çalıştığım sevgili Ömür Kurum ile mizah yazıları yazan Ömer arkadaşımız da vardı gelenler arasında...
Zeki Beyner'le geçmişte üç ayrı dönemde yaptığım röportajdan seçtiğim pasajları, özellikle onun söylediklerini aktardım salondaki bu özel topluluğa... Zeki ağabeyin ilginç karikatürcü yönü, gerçekçi gözlem gücü, karikatür üzerine söylediği cümleler düştü derken sözcüklere... Onunla birlikte Çarşaf'ta çalışmış Ergin Gülen de anılarını aktardı bizlere... Sevgili Mıstık ağabeyimizin eşi Lütfiye hanım da bizi yalnız bırakmayan dostlardandı. Zaten Mıstık abi de zamanında çok iyi dostu ve destekçisi olmuştu Zeki Beyner'in... Yurdagün Göker, Zeki Beyner'in sanatıyla ilgili görüşlerini iletti... Salonda olan karikatürcü dostlardan; Raşit Yakalı, Erdoğan Başol, Güngör Kabakçıoğlu, Mustafa Bilgin, Burhanettin Ardagil, Köksal Çiftçi, Muhittin Köroğlu, İlker Ekici, Orhan Doğu ve Yaşar Fırat arkadaşımız bu tür söyleşilerin en devamlı konukları olarak varlıklarıyla renk kattılar salona... Bu arada Gırgır yıllarından "Çiçeği Burnunda" o günlerden kalma çizer dostlarımızdan Coşkun Göle de aramızdaydı. Kendisini tanıtmasa sessiz sedasız gelip gitmiş olacaktı az daha ama en azından sergi sırasında fark ettik onu ve yıllar sonra biraraya gelmiş olduk Coşkun arkadaşımızla... Unuttuğumuz olduysa özür dileriz... Müzemizin müdürü Erdoğan Bozok ve sevgili Birsen Apça söyleşi öncesi ve sırasında yardımlarını esirgemediler. Söyleşi sırasında, hazırladığım slayt gösterinde Zeki Beyner ustanın karikatrürlerinden örnekler ve anılarımızda kalan çeşitli fotoğraflar yer aldı. Dernek başkanı Metin Peker, ve sekreter arkadaşımız Aziz Yavuzdoğan ve Kamil Yavuz da söyleşinin sonuna yetiştiler...
Cihan Demirci slayt gösterisinde özel bir nüfus cüzdanının önünde...
Söyleşiyi izleyen karikatürcü ağırlıklı dostlar...
SÖYLEŞİNİN AĞIR TOPU:
CAFER ZORLU
Derken söyleşinin ağır topu, söyleşinin sonlarına doğru alkışlarla girdi salona... Bu isim Zeki Beyner'in hayattaki en yakın çalışma arkadaşı, can dostu ve her şeyi olan Cafer Zorlu ağabeyimizdi... Cafer ağabey karikaürde 50. yılı yakın zamanda geride bırakmıştı...Gazeteciler Cemiyetinde ödülünü almıştı ama karikatürcülerden pek de kutlayan olmamıştı onu... Salona girdiği andaki ve söyleşinin sonundaki alkışlar bu anlamda daha çok mutlu etti onu... Söyleşinin sonunda sözü Cafer ağabeye bıraktım... Sevgili arkadaşı Zeki Beyner için tam da Cafer Zorlu'ya yakışacak cümleler çıktı ağzından... "Keşke bir kedi bulup getirseydiniz bu söyleşiye" dedi Cafer abi... Zeki abinin kedileri çok sevdiğini, bir sürü kedisi olduğunu söyledi... Sonra 1956'lardan başlayarak 1977 sonuna dek 21 yıl gibi bir süre Akbaba'da birlikte çalıştığı arkadaşının yaşam zorluklarından bahsetti, her zaman ki gibi lafı fazla uzatmadan Zeki ağabeye olan özlemiyle noktaladı.
Söyleşiyi gerçekleştiren Cihan Demirci, Zeki Beyner'in en yakın arkadaşı Cafer Zorlu ile...
Cihan Demirci, Yurdagün Göker, Cafer Zorlu...
Nüfus cüzdanını bile "kayıptan" ölmeden 9 yıl önce 1993'te çıkarabilen, cüzdandaki doğum hanesinde 1930 yazsa da, kendi verdiği bilgiyle aslında 1936'lı olan Zeki Beyner'in kaybı aslında Türk karikatürünün kaybıydı, ölümünden sonra Semih Poroy arkadaşımın dediği gibi... 2 saat boyunca pek çok anı, anekdot ve özel bilgilerle andık sevgili "Yalnızlar Rıhtımı" sakini Zeki Beyner'i... Paltosunu asla çıkarmayan, Yusuf Ziya Ortaç'a bile zamanında "Paltomu çıkarayım da ayıbım mı gözüksün" diyen bu hakiki, bu nev-i şahsına münhasır çizeri... Daha sonra 17 gibi, müzenin sergi salonunda Zeki Beyner sergisini gezdik ve gelen dostlarla lafladık... Kanarya Mezarlığının gene kendisi kadar ilginç bir yerinde yatan sevgili Zeki Beyner bizi bir yerlerden hissetmiştir dedik içimizden... Zeki abi bu n'apacağı belli olmaz, bize kızmış da olabilir ama ben biliyorum ki onun kızması bile, sahte sevgilerden daha iyi gelir bize... Ne de olsa harbiden "HAKİKİ" ve "KENDİSİ GİBİ OLAN" çok ama çok az şey kaldı artık bu rezil ötesi ülkede...
Cafer Zorlu, benim deyimimle aslında Zeki Zorlu, Cafer Beyner olmalıydı onların soyadları...

En solda; söyleşiye aktardıklarıyla renk katan karikatürcülerden Ergin Gülen, Karikatürcü Mıstık ağabeyin eşi Lütfiye hanım, İstanbul Ticaret Üniversitesinden Elif ve okul arkadaşları ile en sağda bir başka duayen karikatürcü abimiz Güngör Kabakçıoğlu..

Cihan Demirci, karikatür dünyamızın en çalışkan ustalarından Raşit Yakalı ile... Orhan Doğu, ve Burhanettin Ardagil bu tür söyleşi ve etkinlikleri hiç kaçırmayan iki karikatür ustası...

Söyleşimiz slayt gösterisiyle de renklendi...

Söyleşi sonrası Zeki Beyner karikatür sergisi açıldı. Sergi açılışı sırasında Karikatürcüler Derneği başkanı Metin Peker ve karikatürcü dostlarımız...

Karikatürcüler sergi salonunda toplu halde...

(Fotoğraflar: Cihan Demirci-Raşit Yakalı-Muhittin Köroğlu)

Hiç yorum yok: