28 Mart 2007

CİHAN DEMİRCİ, TED İSTANBUL KOLEJİNDEYDİ!..


Cihan Demirci, TED İstanbul Kolejindeki söyleşisinde...

İçinde bulunduğumuz "KÜTÜPHANELER HAFTASI" okullarda kültürel etkinliklerin tam gaz sürdüğü bir hafta... Geçtiğimiz 26 Mart 2007 Pazartesi günü bulunduğum damdan inerek, Acarkent içinde yer alan, Kavacık'taki TED İSTANBUL KOLEJİ'ne gittim... Yazar dostum sevgili M. Zaman Saçlıoğlu'nun geçtiğimiz aylarda önayak olması sonucunda, okulun Türkçe-Edebiyat bölüm başkanı Nalan Taşgan'ın daveti üzerine gittiğim okulda, iki ders saati süresince yaptığım söyleşiden, her daim açık konuşan bir "Damdaki Mizahçı" olarak söylemeliyim ki, ne yazık ki çok keyif alamadım...

Öğrenci arkadaşlarımın kötü bir günüydü sanırım... Belli ki ayrı bir dünyanın içindeler, ne yazık ki onların dünyasının içine pek giremedim. O dünyanın içinde kültür, sanat, kitap, edebiyat ya da mizah ne kadar var, onu da bilemiyorum... Çok arzu etmeme rağmen, futbol dışında herhangi bir soruyla karşılaşmadım. Futbola da ben girdim, yani topa girmesem o anlamda da soru filan çıkmayacaktı. Kitap standlarını ya da herhangi bir imza yüzü göremeden, söyleşi biter bitmez okuldan ayrıldım...

Son dönemde gittiğim ve büyük haz aldığım Koç Lisesi ve Hisar Eğitim Vakfı Okullarının üzerine TED Koleji ne yazık ki bende aynı tadı bırakmadı... Ama asıl üzüldüğüm şey, bu tür etkinlikleri donuk yüzlerle izleyen öğrenci arkadaşların durumu... Maddi olanakları oldukça iyi olan böylesi okullarda soru soramayan, insanı ürkütecek derecede çekingen ve ilgisiz duran kuşaklar yetiştiğini görmek dam üstünde dolaşan bir mizahçı olarak beni üzüyor... Biz o yaşlarda imkanları kısıtlı devlet okullarında okurken çok daha coşkulu, çok daha heyecanlı, çok daha katılımcı bireylerdik. Üstelik okullarımıza bir tane yazar-çizer gelmeden büyüdük... Ülkedeki kötü eğitim sistemi gençlerimizi derinden etkiliyor, binaları ve olanaklarıyla oldukça lüks okullar yaratırken, ne acıdır ki soru sorabilen gençler çıkartamıyoruz... Umarım bana denk gelmiştir, hep böyle değildir... 



TED İstanbul Koleji öğrencilerinin söyleşi sonunda benim tarafımdan çekilmiş fotoğrafı... 


------------------------------------------------------------------------------------------------



DAMDAKİ MİZAHÇI'DAN
"OKULLU(!)" HABERLER...

Sevgili dostlar... Geçtiğimiz günlerde organizasyon hataları ve beceriksizlikleri yüzünden Sarıyer'deki Doğa Koleji'ne gidemedim... Başka bir okul etkinliğine gidişim de yılan hikayesine dönüştü. Okul etkinlikleri düzenlemek de belli bir disiplin, ciddiyet ve yetenek istediği için bizim adımıza aracılık yaparak okullara adlarımızı verenler, bu işleri beceremeyince bizi de güç duruma düşürüyorlar. Bu türden beceriksizlikler yüzünden İstanbul'da zaman zaman bazı okullara gitme olanağımız ortadan kalkıyor, öğretmenlerin ve okul idarecilerinin bilgisine...

Ancak asıl üzücü olanı geçen hafta yaşadım. 1994 yılında benim hayatımda söyleşi için gittiğim ilk okul olan İstek Vakfı Bilge Kağan Lisesi'ndeki söyleşimiz de son anda iptal edildi. Gene bu vakfa bağlı Belde Lisesinde de aynı durum yaşandı...Yayıncı dostum bu iptalin nedenini bana açıklamak da zorluk çekti. Sözde benim ve karikatürcü Selçuk Erdem arkadaşımızın kitapları "EROTİK" bulunmuş ve o yüzden bu iki okul bizi istememiş... Oysa bu iki okula giden kitaplarım benim Say Yayınları'ndan çıkmış 6 çocuk kitabımdı. Erotizmin zerresine sahip olmayan, özel olarak çocuklar için yazılmış bu kitaplara adeta uydurulmuş "EROTİK" bahanesi bana hiç inandırıcı gelmedi. 

İnternet sitesinde ışığını "Atatürk Rönensansından aldığı"nı yazan, Sn. Bedrettin Dalan'ın okullarına bu davranışı hiç yakıştıramadım doğrusu... Acaba gerçek neden bu mudur, yoksa bu okullarla ilişkisi olan malum bir kişinin de, bu iptal de herhangi bir payı olabilir mi, bunu elbet öğreneceğim... Çünkü olmayan bir şey yüzünden okullara gidişimizin engellenmesi sadece ve sadece "gerici eğitim zihniyeti"nin ekmeğine yağ sürmeye yarar başka da hiçbir şeye yaramaz... Bizde "DAMDAKİ MİZAHÇI"ysak bu abuk bahanenin ardında yatan gerçek nedeni elbet öğreneceğiz...


Hiç yorum yok: