19 Eylül 2006

Akbil’in Genel Müdürü
çayda nasıl boğuldu?

İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı 600 milyon dolar bütçeli BELBİM’in Genel Müdürü Adnan Şahin’in parmak arası terliğe dolanmış özel yaşamı ve bu özel yaşamın ardında yaşanan bir dolu suistimal Hürriyet Gazetesinde günlerdir tefrika ediliyor. Bu Genel Müdür “Akbil” denen “Akıllı Kart”ın başındaki adammış!.. Sahi, “Akbil” kadar akıllı olmadığı hemen belli oluyor. Yüzlerine, gözlerine bulaşan yalanlarıyla bir genel müdür, bir başı açık sevgili ve bir türbanlı bir eş… Hatta üçü birarada tatil yapmışlar. Hatta üçü birarada müthiş bir pişkinlikle basın toplantısı bile yaptılar. Üçü birden aynı akbili kullanmışlar demek ki!.. Akbil bu AKP’nin akıllı kartı, ne yolsuzluk, ne rezillik yaparsanız yapın sizi hemen aklar, paklar… Tüm kaçamaklardan haberi olduğunu söyleyen başı kapalı eş görmesini bilen gözlere aslında müthiş bir ders veriyor. Kapanan şeyin kafa olmadığını, kapanan şeyin beyin olduğunu görmek için yeterince uygun bir haber. Adeta kocaları tarafından ezilmek-sömürülmek için yaşayan nice türbanlı kadının zavallı dünyasından bir ibret resmi geçidi!.. Kucağına aldığı bir sevgili için “Onu çaydan geçiriyordum” diyen bir genel müdür bize aslında ne denli yüreksiz insanlar haline geldiğimizi de gösteriyor. Kendisi çaydan geçirmişler!.. Dim çayından... Geçir müdür bey geçiiiir, çaydan geçir, kahveden geçir, daha da olmadı sevgili zammı yap, akbilden geçiiiiir!.. (Bu arada bu yazı yazıldıktan sonra öğrendik ki görevden alındılar. Yeni çay geçiricilere yer açıldı anlayacağınız!..)

Bu haberde bir kez daha gösterdi ki; Türk erkeği artık ne eşine, ne sevgisine ne de sevgilisine sahip çıkacak yüreğe sahip değil. Genel müdürün çayda boğulduğu bu görüntüler bana, magazin kameralarına yakalandıkları anda “Biz sadece arkadaşız, aramızda hiçbirşey yok” diyen naylondan manken kızlarla, popçu-topçu erkek bozuntularının halini anımsattı. İster kapalı başlı, ister açık, ister numaralı tribün olsun Türk insanı fena halde KOKUŞMUŞ VE YÜREKSİZ!.. (Bu parantezi açtım, çünkü buradaki kokuşmuş ve yüreksiz tanımlamasına Alanya'dan ses geldi!.. Bu tanımlamaya "Ben hariç" diyerek sevgili dostum ve blogumuzun sıkı takipçisi FATİH TAŞPINAR Alanya'dan itiraz hakkını kullandı. Bende buraya ekledim. Kendisi hariçtir, dostumuz ne de olsa DİM çayına yakın bir yerde oturuyor, en iyi o bilir!.. )

Toplum iki uçta da kaymış bir vaziyet arzediyor. Bir tarafta iktidar gücüyle ülkeyi soyup soğana çeviren, sonra da ahlaktan-dinden bahseden “dinbaz” takımı, diğer tarafta havadan kara para kazanıp günü gününü gün eden her türlü contayı sıyırmış marjinal bir takım…Al Akbili, vur ötekine… Ülke sonradan görme televole zenginleriyle, dinbaz yiyicilerin elinde oyuncak olurken, gün geçtikçe daha da “yobaz” bir hale gelen bu toplum, ahlaklı olmanın baş örtmeyle filan sağlanamayacağını biraz olsun, yaaaa allah için biraz olsun görmeyecek mi acaba?..

Hiç yorum yok: