14 Mart 2006

“DAMDAKİ MİZAHÇI” DAN 14 MART TIP BAYRAMINDA
PROMOSYONEL DOKTORLUK ÜZERİNE BİR-İKİ-ÜÇ TIP YAZISI…
“YOU” diyene “YUH” olsun!..
Son dönemde medyanın pompaladığı Amerikan patentli doktorlarımız, kullanma kılavuzu adı altında aslında sizin yaşamınızı kullanmıyor mu?

Gözünüzden ya da midenizden kaçmıyordur, son yıllarda tamamen pazarlama şirketlerine dönüşmüş hale gelen medyamızda epeydir müthiş bir “sağlık” sömürüsü sürüyor. Doktorlara olan iki gram güveni de yerle bir eden bir “sağlıklı yaşam” promosyonu zaten sağlığına zerre kadar dikkat etmeden yaşayan Türk insanına onarılmaz zararlar veriyor ama kimin umurunda. Herkes sağlıklı yaşam üzerine yazdığı kitabı ya da sağlık şovunu satma derdinde sonuçta.

Amerikalardan ikide bir buralara son derece ‘promosyonel’ şekillerde gelerek bize, bambaşka bir yaşam şekli öneren pek sempatik doktorumuz Mehmet Öz bey ve onun ülkemiz basınında köşeleri kapan ekürileri adeta gözümüzün içine bakarak bize “Bak kardeşim, şöyle şöyle yapmazsan, benim dediklerimi uygulamazsan daha fazla yaşayamazsın ona göre” diyorlar ekranlarda ya da yazılı basında. Adeta bir tehdit söz konusu. Onların istediği gibi yaşamak zorunluluğu da bir “ek vergi” gibi yaşamımıza girdi sanki.

Dediklerini yemeyin!

Şahsen bendeniz bu zat-ı muhteremlerin dediklerini yemeyenlerdenim! Zira bu ‘fakir’ hayat benim. Zaten hiçbir alanda özgürlüğü kalmamış bu garip ülkenin, zavallı bir ferdi olarak hiç olmazsa, kalan şu belirsiz ömrümde kendi istediklerimi yemek istiyorum. Benim tabağımın içine girmeye kalkanları tabaktan aşağı atıyorum! İçinizden bir çok kişinin; ‘Sen öyle san Damdaki Mizahçı kardeşim, bize bir güzel yediriyorlar’ dediğini duyar gibiyim. O zaman size Mehmet beyin kitabında dediği gibi “YOU” değil, sadece “YUH” diyorum da, başka bir şey demiyorum! “

Yememek sizin elinizde... Bu bombardıman başladığında kanalınızı değiştiriniz. Zira burada amaç artık sizin sağlığınız filan değil, size o sağlık numarasıyla pazarlanacak olan ürünleri tüketmenizdir. Sizi sıradan, aptal bir tüketici olarak gören bu doktorlara artık güvenmeyiniz!.. Bu arada “YUH”u sakın yanlış anlamayın o da bir yaşam kılavuzu aslında. Sizi kullanma kılavuzlarına karşı sesini yükselten, sizden yana bir hayat kılavuzu. Bizim YUH; “Yeter Uyansana Hayatım” kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor! Gün uyanma günü sevgili okur. Yoksa nefes alıp-verişimize bile karışacak “hayat bekçileri”nin elinde hepten oyuncak olacağız, oluyoruz...

Promosyonel doktorlar!

Bize çeşit çeşit diyetler önerenler bu ülkede yaşamanın başlı başına bir “diyet ödeme” olduğunu bilmiyorlar mı, ayrıca diyete gerek var mı?.. Bir koca ömrü bu tür promosyonel doktorların istediği şekilde yaşamaya koşullanan, o diyetten, bu diyete koşturarak sonunda resmen ruh sağlığını bozup “kafayı yiyen” o zavallı kadınlarımıza ne demeli? Elalemin Selülitlerini dert edip, her gece bilmem kimin selülitlerini gözümüze sokan akşam haberlerinin enkırmenlerine, enkırmanın zamanı gelmedi mi?..

Ağızlar açık bir şekilde her akşam ekran başına geçerek nasıl “daha uzun ve daha sağlıklı” yaşanacağının sırrına ermek isteyen insanlarımız acaba bu ülkede “yeme-içme” dışında kalan kendi sosyal hayatlarını ne kadar yaşayabiliyorlar da, kafayı sadece kilolarla sınırlı bir uzun yaşama takıyorlar?..

Naylon insanlar

Onların kitaplarına bakarsanız bizler zaten çoktan ölmüşüz ve yaşamıyoruz. Onlar bütün dünyayı “Amerikan” tipi, sağlık manyağı olmuş, içi kof, ruhu kof insanlarla doldurmaya çalışıyorlar. Delicesine ve sanki hiç ölmeyecekmiş gibi, uzun ve sağlıklı yaşam peşinde koşarken, insan olmanın temel gereklerini ıskalayan, beynine gereken yatırımı yapmayan, içi boşalmış insanlar yaratıyorlar sürekli olarak. Kilosundan ve göbeğinden başka hiçbir şeyi dert etmeyen, pişkin, ruhsuz, umarsız, yüzünü ve yüreğini yitirmiş, naylon insanlar sürüsü tüm dertleri. Çünkü bu sayede daha çok mal pardon kitap satacaklar ve daha çok zengin olacaklar.

Sağlığınıza tabii ki dikkat etmeye çalışın ama sağlığa dikkatten çok, hayatlarınızı teslim almaya çalışan bu promosyonel doktorların söylediklerine şüpheyle bakın, öyle her dediklerini hemen yemeyin. Size “YOU” diyenlere “YUH” diyen bakışlar atmak gene sizin elinizde, bu yaşam onların babasının malı değil, bu yaşam aklınızı kullandığınız sürece hâlâ sizin, bunu sakın unutmayın!..

(Alıntı: HUMOR Mizah Gazetesi-Şubat 2006 sayısı)

Hiç yorum yok: