12 Aralık 2006

RIFAT ILGAZ USTAYA
SAYGI GECESİ

11 Aralık Pazartesi akşamı “Ustalara Saygı” adıyla düzenlenen “RIFAT ILGAZ” etkinliğinde konuşmacıydım…
Türk edebiyatının çınarlarından biri olan Rıfat Ilgaz usta için Etiler’deki Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen özel gece, 11 Aralık Pazartesi akşamı, 19’da başladı. Yıllardır Dünya-Kitap ekini hazırlayan sevgili dostum Faruk Şüyün’ün düzenlediği “Ustalara Saygı” etkinlerinin 19.’suydu bu anlamlı gece. Gecenin ilk konuşmacısı ve uzun konuşanı, Rıfat Ilgaz’ın basın yaşamında büyük katkısı olan İlhan Selçuk’tu. İlhan Selçuk, bundan 50 yıl öncesine götürdü bizleri. 1956 yılında çıkardığı “Dolmuş” dergisinde takma adla “Hababam Sınıfı”nı yazmaya başlayan Rıfat Ilgaz’ın yazarlığıyla birlikte kişiliğindeki sağlam duruşunda altını çizdi. “Dergiye günün birinde getirdiği lise öğrencisi oğlu, şu an karşımda duran Aydın Ilgaz’dı ama o zaman saçları böyle beyaz değildi” dedi sözün bir yerinde.

Rıfat Ilgaz gecesinde konuşmamı yaparken.

Sonrasında Rıfat Ilgaz şiirleri dinledik ve sahnede sözü oldukça kısa ve öz bir konuşmayla, mizah duygusu güçlü bir edebiyatçı Tahsin Yücel aldı. Tahsin Yücel de şair Rıfat Ilgaz’a değindi, onun ne denli doğal ve yalın bir dile sahip olduğunu ifade ettikten sonra şöyle dedi: “Rıfat Ilgaz öykülerini, şiirlerini hep kendi sesiyle yazmış ve söylemiştir. Boşlukta konuşmayı sevmez. Yapıtları varla yok arası bir alay, incecik bir hüzünle örülüdür.” “Badem” müzik grubunun güzel şarkılarının ardından yılların oyuncusu Ahmet Gülhan vardı konuşmacı olarak sahnede. 1966 yılında, “Hababam Sınıfı” Ulvi Uraz Tiyatrosunda sahnelenirken “Güdük Necmi” rolünü üstlenen Ahmet Gülhan, oyunun sahnelenme macerasını anlattı. Rıfat Ilgaz’ın onun oynadığı role özel bir önem verdiğini çünkü Rıfat Ilgaz’ın “Güdük Necmi” tiplemesiyle kendisini yazdığı bilgisini aktardı bize. Hababam Sınıfı'nın filme aktarılması sırasında meydana gelen değişikliklerin Rıfat Ilgaz'ı hep üzdüğünü söyleyen Gülhan şöyle dedi: “Hababam Sınıfı sadece bir güldürü değil, bir başkaldırı romanıdır. Hababam Sınıfı, okula indirgenmiş Türkiye’deki sınıf bilincinin yansımasıdır...”

Rıfat Ilgaz’ın mizahı ve hüzün

Ruhi Su Dostlar korosunun eski üyelerinin güzelim türkülerinin sonuncusu olan "Ilgaz" türküsünü, henüz 9 yaşındaki sevgili Başak harika bir şekilde seslendirdi. Sonra söz sırası bendenize geldi. Mark Twain’in beni çok etkileyen, mizaha dair ezberimizi bozan bir sözünden yola çıkarak başladığım konuşmamda, mizahın asıl kaynağının neşeden çok hüzün olduğunun altını çizdim ve Rıfat Ilgaz’ın da neşeden değil, hüzünden beslenen bir mizah yaptığını vurguladım. Kalıcı, edebi ve gerçek bir mizah ürününde hüzün neşeyle at başı bir yarışta olmalıydı zira.

Rıfat Ilgaz’ın çeşitli yıllar içersinde mizah, edebiyat, mizahçılık üzerine söylediği sözleri aktararak, Aziz Nesin’le ikisinin ne denli dik duruşlu, gerçek aydınlar olduğunun altını çizdim. Rıfat Ilgaz’ın, mizahı küçümseyen edebiyat camiasınca fazlaca dikkate alınmamış olmaktan epeyce şikayetçi olduğunu bizzat onun sözleriyle aktardım konuklara. İlhan Selçuk, beş konuşmacı içersinde ülkenin geleceğine dair en iyimser konuşmacıydı. Ancak ben, bu noktada benden önce söz alan Ahmet Gülhan gibi, karamsar olduğumu belirttim. Ancak bu karamsarlığın bana itici güç verdiğini, mücadeleye inatla devam ettiğimi de ekledim sözlerime.

Konuşmamın sonunda da, salondaki konuklara “Bu ülke için hiçbir şey yapamıyorsak, Rıfat Ilgaz ustanın ‘Aydın mısın’ adlı o güzelim şiirinin sonunda dediği gibi ‘korkuluk’ olalım en azından dedim…

Rıfat Ilgaz gecesinde yaptığım konuşmadan fotoğraflar... (Sevgili Atay Sözer arkadaşıma , fotoğraflar için teşekkürlerimle...)

Aydın Ilgaz'ın duygulu konuşması

Gecenin son konuşmacısı Rıfat Ilgaz’ın en yakını, her şeyi olan oğlu Aydın Ilgaz’dı. Aydın Ilgaz da, bizleri çok duygulandıran, ses tellerinin sıkça titrediği, oldukça duygusal bir konuşma yaptı sevgili babası için. Babasının ne denli çileler, acılar çektiğini aktardı, birinci elden bir şahit olarak. Onun şiirlerinden örnekler okudu. 12 Eylül sonrasında bile, doğum yeri olan Cide'de nasıl acımasızca gözaltına alındığını anlattı. Gece Ilgaz ailesinin tam kadro sahneye çıkışıyla, kesilen pasta ve sonrasında verilen kokteylle noktalandı. Bu anlamlı gecede salonda yüzü aşkın duyarlı insan yer aldı. Karikatür ve mizah camiasından sevgili Mustafa Bilgin, Atay Sözer ve Vahit Akça arkadaşlarımız da bizi yalnız bırakmayan dostlardı...

Türk mizah edebiyatının çok önemli bir dönemine imzalarını çakmış, pek çok mizah dergisinde birlikte çalışmış iki büyük usta Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin'den kalma siyah beyaz bir anı...

Hiç yorum yok: